Burak Sergen ile ‘Siyah Kalp’i Konuştuk
Sezonun iddialı dizilerinden Siyah Kalp‘i Episode 58. sayının kapağına taşıdık. Burak Sergen ile diziyi ve canlandırdığı Samet karakterini konuştuk. Bu röportajı şimdi sitemizde de yayımlıyoruz. Keyifli okumalar…
Siyah Kalp dosyamızdaki diğer röportajlara erişmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Burak Sergen: Ben kalabalık ailelerin olduğu, ailenin iniş çıkışlarının anlatıldığı işleri çok severim. Evin babası olarak da ailenin reisi gibi hissederim.
Siyah Kalp’i ilk okuduğunuzda size neler hissettirdi, projenin sizi en etkileyen yönleri neler olmuştu?
Öncelikle çok deneyimli bir senaristin yazdığı bir senaryo. Ben kalabalık ailelerin olduğu, ailenin iniş çıkışlarının anlatıldığı işleri çok severim. Evin babası olarak da ailenin reisi gibi hissederim. Yine her zaman dediğim gibi, iyi bir yapım şirketi, iyi bir hikâyeci, iyi bir yönetmen ve iyi oyuncu bir araya geldiğinde işin tutmama ihtimali pek olmuyor. İstanbul dışında, muhteşem dokusuyla Kapadokya’da çekiliyor olması da beni çok etkiledi.
Güçlü bir iş insanı olan ve ailesine çok önem veren Samet Şansalan’ı canlandırıyorsunuz. Samet’i siz nasıl anlatırsınız?
Öncelikle çok iyi bir aile babası Samet. Çocuklarının eğitimiyle bire bir ilgilenip onların hayata daha avantajlı başlaması için gerekli yönlendirmeleri yapıyor. Samet kendine has bir adam; en ufak olumsuzlukta saman alevi gibi parlayıp öfkesi geçtiğinde çok neşeli, eğlenceli bir adam.
Samet bir yandan aileye çok önem veriyor, Cihan’ın ondaki yeri ayrı; öte yandan şirketin içinde bulunduğu durum nedeniyle ve hastalığını da kullanarak Cihan’ı istemediği bir evliliğe zorluyor. Esat’la ilişkisi de sıkıntılı. Samet karakteri üzerinden aile ve babalık kavramlarına dair neler düşünürsünüz?
Cihan, çocuklar için çok iyi bir rol modelken Esat tam tersi. Bu da her ailede olabilecek çatışmaları doğuruyor. Aileyi oluşturan fertlerin karakterleri ne kadar farklı olursa olsun, çocukların doğru yola yönlendirilmesi konusunda babanın çok önemli bir rolü var. Çocuğu anne yetiştirse de babanın çocukları yönlendirmesi çok önemli. Ailelere Samet üzerinden söylemek istediğim; çocuklar arasında eğilimleri ne olursa olsun, tam ortada durmalılar.
Burak Sergen: Türk dizileri artık dünya çapında izleniyor, talep görüyor, tüm dünyada fuarlara katılıyor ve ilgi görüyor. Bu durumdan çok mutluyum ve gurur duyuyorum.
Siyah Kalp için Kapadokya’dasınız, büyüleyici bir yer. Kapadokya’da yaşamak ve çalışmak nasıl gidiyor?
İlk yanıtta da söylediğim gibi, Kapadokya’nın büyüleyiciliği bu işi kabul etmemdeki nedenler arasında. Burası küçüklüğümden beri uzaylıların merkezi gibi gelmiştir bana, balonlarla birlikte. Burada daha önce de çalıştım ve her geldiğimde atmosferin bozulmadan sürekli geliştiğini görüyorum. Böyle büyüleyici yerlerde aşklar da çok heyecanlı yaşanıyor. Burada yaşamak da çalışmak da çok keyifli.
Dünyanın en önemli içerik fuarlarından biri olan MIPCOM’da Siyah Kalp de tanıtılacak. Türkiye’deki ve dünyanın farklı yerlerindeki izleyicileriniz için mesajlarınız neler olur?
Türk dizileri artık dünya çapında izleniyor, talep görüyor, tüm dünyada fuarlara katılıyor ve ilgi görüyor. Bu durumdan çok mutluyum ve gurur duyuyorum. Bizim zamanımızda tabii ki bu tarz imkânlar yoktu; şu an tüm iyi diziler, güzel hikâyeler bu fuarlar aracılığıyla hak ettikleri değeri ve ilgiyi buluyor. Farklı yerlerdeki izleyiciler de Türkiye’nin farklı yerlerinde çekilen dizilerle oraları görerek ya hasret gideriyorlar ya da yeni yerler keşfetme şansı yakalıyorlar. Tüm dünyadaki izleyicilerimize teşekkür ederiz, bizi izlemeye devam etsinler.
Burak Sergen ile yaptığımız bu röportaj, Episode’un 58. sayısında yayımlanmıştır.