Esma Yılmaz ile ‘Kızıl Goncalar’ı ve Mira Karakterini Konuştuk | EPISODE Özel Röportaj
Türkiye, aylardır Kızıl Goncalar’ı konuşuyor; Türkiye’de en çok izlenen, sosyal medyada sahneleri en çok paylaşılan, her bölümüyle en çok konuşulan dizi. Dizide Mira karakterine hayat veren genç oyuncu Esma Yılmaz ile özel bir röportaj gerçekleştirdik; Mira’yı, Kızıl Goncalar’ı ve dizinin yeni sezonunu konuştuk.
Kızıl Goncalar, geçtiğimiz sezondan beri Türkiye’nin en çok izlenen, en çok konuşulan dizisi. 2. sezona da çok güçlü başladı. Siz hikâyeyi ilk okuduğunuzda neler hissetmiştiniz?
Esma Yılmaz: Öyle bizden, öyle gerçekti ki bu hikâye; öyle ilmek ilmek işlenmişti ki karakterim ve diğer karakterler, kendimi hayranlık içinde ikinci bölümü bir an evvel okumak için kıpır kıpır hissederken buldum birden.
Mira, annesiyle yaşadığı duygusal sorunlar nedeniyle biraz öfkeli bir genç olarak girdi hayatımıza. Kendisini ispat etmeye çalışırken hatalar yaptı ancak Zeynep ve Meryem, onun hayatında da önemli şeyler değiştirdi. Mira’yla ilgili siz neler söylersiniz?
Esma Yılmaz: Mira gözbebeğim benim. Onun bu histerik fakat bir yandan “güçlü” gözükmeye çalıştığı hali, kavgası, isyanı… Ama aynı zamanda şefkati, sevgisinin derinliği, kocaman kalbi onda, Esma’dan bir şeyler bulmamı sağlıyor bana. Kendini koruma mekanizmasıyla bir kabuk oluşturmuş kendine, dış dünyadan saklanmak için. O kabuğun içinde yatan o insan öyle hassas ki… Ona hayat vermek çok değerli benim için. Duygusal gelişimini izlemek için sabırsızlanıyorum.
İlk sezonda seküler ve muhafazakâr dünyanın çatışmalarını izledik. Yeni sezonda, tarikat içindeki “iyiler” ve “kötüler”in çatışmasını izleyeceğimizi söyleyebilir miyiz? Yeni sezonda Mira, annesinin kaybıyla sınanıyor. Yeni sezonda Mira’yı neler bekliyor sizce?
Esma Yılmaz: Bu sezon, seküler-muhafazakâr çatışmasından çok, kimin doğru ve iyi insan olmayı seçeceğini izleyeceğimizi söyleyebilirim. Mira’nın ise annesinin kaybı üzerine gerçek annesini, ailesini öğrenişi ve bu travmayla başa çıkışı fazlasıyla sancılı geçecek. Eninde sonunda kendini olduğu haliyle kabul edeceği serüveninde belki yanlış yollara başvuracak, belki çok yıpranacak, belki de gözü kara bambaşka bir Mira göreceğiz.
Özcan Deniz’le, Özgü Namal’la uyumunuz çok beğenildi. Mina ile sahneleriniz de çok paylaşılıyor. Siz neler söylersiniz partnerlerinizle ilgili?
Özcan Abi tanıdığım en ama en tatlı insanlardan biri. Karşılıklı oynamak büyük keyif. Özellikle iş disiplinine hayran oldum çalışmaya başladığım günden beri. Özgü çok başka bir hikâye, masal belki de. Kuş gibi hafifliyorum onunlayken, hele ki duygusal yoğunluğu fazla sahneler çekiyorsak. İnsana inanılmaz iyi gelen bir enerjiye sahip.
Mina’m adeta yeni kazandığım bir kız kardeş benim için. Tanıştığımız günden beri yakaladığımız uyum, iş programında adını gördüğümde bile beni gülümsetiyor. Çok iyi bir sırdaş, çok iyi bir yoldaş, çok iyi bir dost. İyi ki oyun arkadaşım olmuş. Beraber saçmalamak çok keyifli… Tüm cast harika bir ahenk içinde. Bence en büyük şansım, şansımız hem öğrenip hem delicesine eğlenebildiğimiz, güvenli alan yaratabildiğimiz bir ekiple olmak.
Türkiye’de milyonlarca izleyici sizi konuşuyor, genç yaşta yaşadığınız bu başarı ve size duyulan bu sevgiye dair, Türkiye’den ve dünyanın farklı ülkelerinden seyircilerinize neler söylersiniz?
Bu gerçekten çok gurur verici. Sevdiğim, ait hissettiğim şeyi yapıyorum. Bizi sevmek kurtaracak.
Çok lokal bir hikâye gibi gözükse de evrensel de sayılabilecek bir hikâyesi var Kızıl Goncalar’ın. Yurtdışı izleyicisi için Kızıl Goncalar ne ifade edecek sizce?
İzleyici dünyanın neresinde olursa olsun bu hikâyenin ufak bir parçasında da olsa mutlaka kendisiyle, çevresiyle bir bağlantı kuracaktır. Çünkü bir ütopyanın aksine hayatı yansıtıyoruz. Buradan çok uzaklarda da belki farklı hayatlar yaşayan ama bir şekilde bu hikâyeyle kaderleri kesişen birçok insan, özellikle kadın var. Eğer onlar bunu izlerken biraz daha az yalnız hissediyorsa amacına ulaşmış demektir.
Esma Yılmaz ile gerçekleştirdiğimiz bu özel röportaj, Episode’un MIPCOM 2024 sayısında yayımlanmıştır.