“Fi” Dizisini İzlemeden Önce Bilinmesi Gereken 5 Konu Başlığı | Koray Sarıdoğan

 “Fi” Dizisini İzlemeden Önce Bilinmesi Gereken 5 Konu Başlığı | Koray Sarıdoğan

[sg_popup id=”6″ event=”onload”][/sg_popup]Online TV platformu puhutv’de Ay Yapım imzasıyla, Azra Kohen’in “Fi-Çi-Pi” üçlemesinden uyarlanan Fi dizisi 31 Mart’ta başlıyor.

Online platformların dünyayla birlikte Türkiye’de de hareketlenmeye başladığı bu süreçte, heyecan verici bir iş olarak merakla beklenen Fi dizisinden ilk tanıtım önceki gün yayınlandı. Her şeyden önce, dizi sürelerinin uzunluğu ve buna bağlı sebeplerle klasik TV kanallarındaki birkaç istisna dışında tekrara sarmaya başlayan Türkiye diziciliğinde hem yerli bir çok satanın diziye uyarlanması, hem de 60 dakikalık bölümlerle online platformda yayınlanacak olması çok önemli ve ümit verici bir gelişme. Bunu not almak gerek.

Serenay Sarıkaya, Mehmet Günsür, Ozan Güven, Büşra Develi ve Berrak Tüzünataç’ın başrollerini paylaştığı dizi, Ay Yapım tarafından hazırlanıyor.

Dizi, geniş kitlelerde heyecan yarattı. Kimisi kitapları bildiği için diziyi izleyecek, kimisi oyunculardan ötürü kitapları bu zamana dek okumadıysa okumaya başlayacak. Veya her ikisi… Biz de diziyi heyecanla bekleyen bu çok sayıda insana “Fi Dizisine Giriş” tadında birkaç not hazırladık.

Dizi, önemli oyuncuları bir araya getiriyor, evet. Sadece internette, puhutv’de yayınlanacak, evet. Bir roman üçlemesinden uyarlanmış, o da tamam. Ama tam olarak neleri nasıl anlatıyor, bu ilginç isimler nereden geliyor, kitap ve dizi arasında nasıl bir ilişki olması muhtemel… gibi sorulara bu notlarda kısa cevaplar vermeye çalıştık.

FiÇiPi Üçlemesi ve Azra Kohen

Fi, ilk olarak 2013 yılında yayımlandı. Goa Yayınları etiketini taşıyan bu ilk baskının ardından Destek Yayınları’yla çıkan ikinci ve sonraki baskıları, üçlemenin diğer kitapları izledi.

İlk kitabı Fi’yi “Akilah” mahlasıyla yayımlayan yazar, sonraki kitaplarda Akilah Azra Kohen adıyla karşımıza çıktı. Tam adı ise Azra Sarızeybek Kohen. Aynı zamanda bir psikolog olan Kohen’in kitabı, “kişisel gelişim” türünde değerlendirilip tanıtılsa da ve bu türle paralel mesajlar içerse de kişisel gelişimle sınırlamamak gerek.

“Fi” Ne Demek, Anlamı Ne?

Serinin ilk kitabında uzun uzadıya anlatılan ve kurgu içerisine yedirilen Fi, “Altın Oran” olarak bilinen bir fiziksel oran. 1.618 olarak belirlenen bu oranın Yunanca sembolü Φ ve “Fi” olarak okunuyor. Fi dizisi logosundaki İ harfinin kıvrımlı noktası buna mı işaret ediyor, diye düşünmek mümkün.

Fiziksel evrenin ilk gününden beri var olduğu fakat insanların sonradan fark ettiği söylenen bu oran, antik Mısır ve Yunan’dan beri üzerinde konuşulan bir konu olsa da ilk ne zaman tespit edildiği bilinmiyor.

Kitaptaki yerine gelirsek… Aslında mimariden müziğe, fizikten matematiğe kadar pek çok disipline uyarlanabilen bu altın oran, en açık ifadeyle bir tür “kusursuzluk oranı”. Kitaba göre, bir insanın yüzüne baktığımızda bu orana uygun olduğunu görüyorsak o yüzü güzel buluyor ve beğeniyoruz. Yani bir bütünün parçalarının birbiriyle mükemmel uyumunu ifade ediyor. İşte, romanda bu kusursuz uyumun peşine düşen kahramanların yaşadıkları durumları, psikolojik ve eleştirel bir altyapı üzerinde görüyoruz ki dizide de tüm bu unsurlar, muhtemelen ağırlıklı olarak karşı cinslerin ilişkileri üzerinden anlatılacak.

Bu arada, yazarın yazma sırasına göre ilk kitap, aslında serinin son kitabı olan “Pi”.

Fi-Çi-Pi’den Fi’ye Dönüş

Bu kısmı biraz daha derinleştirelim. Kitaplardan haberi olmayıp dizideki oyunculardan ötürü heyecanlanan veya kitabı bilip henüz okumayanlar için bunun üzerinde durmakta fayda var. Dizinin adı en başta “FiÇiPi” olarak duyurulmuş, fakat bir alternatifin daha olduğu söylenip açıklanmamıştı ki alternatifi de öğrenmiş olduk Son güncelleme itibariyle adı “Fi” olarak belirlenen dizinin, serinin sonraki kitaplarını da bu isim altında mı içereceği yoksa her kitaba yeni bir sezon mu çekileceği henüz bilinmiyor.

“Fi” serinin sadece ilk kitabı. Φ ile sembolize edilen serinin ilk kitabının ardından, c ile sembolize edilen Çi ve matematikten aşina olduğumuz p Pi geliyor. Fi’nin anlamı serinin tamamını kapsasa da her kitabın kendi altyapısını karşılayan Pi ve Çi’nin sonraki sezonlara adını verip vermeyeceği sorusu akla geliyor.

Kafa karışıklığı için açıklayalım: “Çi”, Çin kültüründe ve tıbbında “hayat gücü-manevi/ruhsal enerji” anlamlarına geliyor. Kitabın tanıtım yazısı da “Hayat, insanın kendi potansiyeline ulaşabilmesi için dikkatle, incelikle, muhteşem bir zekâyla dizayn edilmiştir” ifadesiyle başlayıp “Bu kitap ‘kendine gelmek’ için burada olduğunun farkına varabilenlere yazıldı,” ifadesiyle devam ediyor.

Pi ise, “irrasyonel” bir sayı olmasından hareketle, kitabın tanıtımında yer alan “Sana tuzaklar kurdum. Adlarını Fi ve Çi koydum,” altyapısına işaret ediyor.

Kitap ve Dizi Tam Olarak Ne Anlatıyor?

Dizi, kitabı ne kadar ve şekilde içerecek henüz bilemiyoruz. Fakat ilk bakışta, kişiler arasındaki tutku ve saplantıyı anlatan bir tür “ilişkiler” hikâyesi gibi görünse de kitabı bununla sınırlamak haksızlık olur.

Azra Kohen, kitaptaki bu temel unsurlar etrafında ilişkileri anlatmakla birlikte insanın dipsiz bir kuyuya benzeyen iç dünyasını, bilinçaltını, tutkularını, saplantılarını, haz ve mutluluk arayışını, kimi zaman anlamsız ve amaçsız davranışlarını, onun doğa, toplum, sistem ve inançlar karşısındaki halleri üzerinden ele alan bir “psikolojik roman” kimliğine de sahip.

Bu açıdan, Azra Kohen’in bir psikolog ve davranış bilimci olduğunu da tekrar hatırlamak gerek.

“Fi-Çi-Pi Kapı ise Aeden O Kapının Anahtarı”

Azra Kohen’in geçtiğimiz yıl katıldığı bir radyo programından bu söz. Yazarın, üçlemenin ardından yayımlanan son romanı Aeden, uzun süredir ilgi görmeye devam ediyor. Tamamen farklı bir hikâye anlatılsa da Aeden’le ilgili olarak kurduğu bu cümle, dizide bir karşılık bulabilir mi, birtakım göndermelere sahip olabilir mi yoksa başka bir projeye mi ilham verir, uzun vadede göreceğiz.

Buna bağlı olarak bitirirken, yazarın 2024’e dek 9 roman yazmayı planladığını, üçlemeyi bir kitap olarak gördüğü için şu an 2 kitabın yayımlandığını söylediğini de ekleyelim. Neden 2024? Şöyle açıklıyor:

“Her sene 1 kitap yazmayı planlamıştım. 2024 yılına kadar bu kitapların çıkmasını istiyordum. 2023 yılında Türkiye’nin üzerinde astrolojik olarak enteresan bir olay var, ondan 8 ay sonra enteresan başka bir olay daha var.” *

 

Editör

Aralık 2016'da yayın hayatına başladı. Spinoff'u, prequel'i, sequel'i, remake'i, eşi benzeri muadili olmayan, Türkiye'nin tek DİZİ KÜLTÜRÜ dergisi ve web platformu...

Related post