MUBI Eylül Seçkisinde Öne Çıkan Filmler Hangileri?
MUBI, her ay olduğu gibi eylülde de dünyadan ve Türkiye’den birbirinden ilgi çekici yapımları kataloğuna ekliyor. Oscar ödüllü Japon yönetmen Ryusuke Hamaguchi imzalı Çarkıfelek, Joy Division belgeseliyle tanınan İngiliz yönetmen Grant Gee’nin Orhan Pamuk ile birlikte hayata geçirdiği Hatıraların Masumiyeti, Orhan Oğuz’un unutulmaz Beyoğlu hikâyesi Dönersen Islık Çal ve Ümit Ünal filmlerinden oluşan heyecan verici bir seçki eylül ayında MUBI’de.
9 (Ümit Ünal, 2002)
Usta kalemiyle sinemamızda 1980’lerden bu yana derin iz bırakan Ümit Ünal’ın ilk yönetmenlik denemesi olan 9, farklı anlatıcıların dilinden, Kurosawa klasiği Raşomon’u hatırlatan parçalı bir anlatı kuruyor. Fikret Kuşkan, Ali Poyrazoğlu, Serra Yılmaz, Cezmi Baskın gibi isimlerden oluşan usta oyuncu kadrosuyla 2000’lerin gizli hazinelerinden biri olan 9, MUBI kataloğuna eylül ayında eklenecek Ümit Ünal özel gösteriminin de ilk filmi olacak.
Çarkıfelek (Ryusuke Hamaguchi, 2021)
Drive My Car ile Oscar kazanan ve tüm dünyada büyük ses getiren Japon yönetmen Ryusuke Hamaguchi’nin imzasını taşıyan Çarkıfelek, her birinde bir kadın karakterin merkezde olduğu üç hikâyeden oluşuyor. 2021’de Berlin Film Festivali’nde ‘Jüri Büyük Ödülü’ kazanan film; insani bağların, arzunun, mahremiyetin, romantik ilişkilere has oyunların incelikli bir resmini çiziyor.
Masumiyet (Lucile Hadžihalilović, 2004)
Frank Wedekind’in öyküsünden senaryolaştırılan ve 24. İstanbul Film Festivali’nden FIPRESCI ödülüyle dönen Masumiyet, Lucile Hadžihalilović’in ilk uzun metraj filmi. Gotik bir peri masalını andıran film, mitolojik bir ormanın derinliklerindeki yatılı okulda ergenlik dönemini yaşayan genç kızlarla dolu sürreal bir hikayeye sahip.
Dönersen Islık Çal (Orhan Oğuz, 1992)
Orhan Oğuz’un Fikret Kuşkan, Mevlüt Demiryay, Menderes Samancılar ve Derya Alabora gibi isimleri bir araya getirdiği bu unutulmaz öykü, Beyoğlu’nun arka sokaklarında toplumdan dışlanmış bir grup özgün karakterin portresini çiziyor. 90’lı yıllardan bu yana etkisinden hiçbir şey kaybetmeyen, sinemamızın gizli cevherlerinden biri.
Hatıraların Masumiyeti (Grant Gee, 2015)
Masumiyet Müzesi’nin evrenini sinemaya taşıyan filmin metni İngiliz sinemacı Grant Gee ve Orhan Pamuk tarafından kaleme alındı. Nobel ödüllü romancı Orhan Pamuk’un ve İstanbul’un melankolik bir portresini çıkaran film, Masumiyet Müzesi’ne ilham veren aşk hikayesini de arka planda işliyor.
Penceredeki Kadın (François Truffaut, 1981)
Siyah beyaz başyapıtlarına alışık olduğumuz Truffaut’nun az sayıdaki renkli filmlerinden biri olan Penceredeki Kadın, ‘Tristan ve İsolde’ destanına modern bir yorum getiriyor. Gérard Depardieu ve Fanny Ardant’ın başrollerde olduğu film, tutkulu bir aşk yaşamış iki eski sevgilinin kapı komşusu olunca tüm hayatlarının derinden sarsılışını anlatıyor.
Kaynak (Darren Aronofsky, 2006)
Bir Rüya İçin Ağıt ve Siyah Kuğu gibi filmlerin yönetmeni Darren Aronofsky’nin yapım aşamasından başlayarak büyük sansasyon yaratan filmi, izleyiciyi epik bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Hugh Jackman ve Rachel Weisz’ın başrollerini paylaştıkları filmde karakterler zamanı bükerek ölümsüzlüğün ve sonsuz aşkın peşinde metafizik bir arayışa çıkıyorlar. Film, eylülde MUBI kataloğundaki yerini alıyor.
Mesafeler (Efe Subaşı, 2021)
Efe Subaşı’nın kısa filmi Mesafeler, 28. Adana Altın Koza Film Festivali’nde ‘Ulusal Öğrenci Filmleri – En İyi Kurmaca Film Ödülü’ne layık görüldü. Önyargılara ve şehir yaşamına dair hakiki bir kesit sunan film, duvarlara spreyle yazı yazan üç gencin bir gece yarısı polis aracına denk gelmesiyle başlayan, tüm karakterlerde iz bırakacak bir araba yolculuğunu konu ediniyor.