Röportaj: Yakında Sarmaşık Zamanı’nda da İzleyeceğimiz Uğur Karabulut
Evlilik Hakkında Her Şey, Kasaba Doktoru gibi sevilen dizilerde ve Yan Etki, Bekçi ve son olarak Cam Perde gibi sinema yapımlarında yer alan yetenekli oyuncu Uğur Karabulut’la keyifli bir röportaj yaptık. Sevdiğimiz oyuncuyu yakında TOD’un Sarmaşık Zamanı adlı dizisinde izleyeceğiz. Sarmaşık Zamanı, ilgi çekici hikâyesiyle 21 Eylül’de seyirci karşısına çıkacak.
Fotoğraf: Askhan Masti
Çanakkale Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Bölümü’nü bırakarak Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde oyunculuk eğitimi almışsınız. O dönemden biraz söz eder misiniz? Bu kararı nasıl aldınız? Oyunculuk, çocukluğunuzdan beri hayalini kurduğunuz bir şey miydi?
Aslında ziraat mühendisliğinde sadece bir hafta okudum. Kafamda konservatuarda okumak vardı hep. İlk hafta kimya dersi o kadar karmaşık ve yorucu geçmişti ki ben buna harcayacağım zamanı, gücü sevdiğim bir şeylere harcamalıyım diye düşünüyordum. İlk haftanın sonunda bütün eşyalarımı toplayıp ailemin yanına döndüm. Döndükten sonra onlara devam etmeyi istemediğimi söyledim. Kararımı çoktan vermiştim yani, sağ olsunlar ailem de anlayışla karşıladılar.
İstanbul’a geldikten sonra neler yaşadınız? Sektöre girişiniz nasıl oldu? Bu süreçte çeşitli zorluklar yaşadınız mı? “Keşke okulumu bırakıp buralara gelmeseydim,” dediğiniz deneyimler yaşadınız mı?
Ben İstanbul’da büyüdüm. Lise son sınıftayken ailece Ankara’ya taşındık. Ben İstanbul’a geri dönmeyi ve tiyatro okumayı çok istiyordum. Ama önce okulu kazanmam gerekiyordu. Daha önce yetenek sınavına girip son aşamada elenmiştim. Bu sefer İstanbul’da yaşama isteğimi şansa bırakmak istemiyordum, bindim otobüse buraya geldim ve aileme burada konservatuarı kazandığımı söyledim.
Halbuki devlet konservatuarlarının sınavları bitmişti bile. Kafamda bir yıl İstanbul’da çalışıp sonra sınavlara hazırlanmak vardı. Bir gün Kadıköy’de yürürken bir arkadaşım Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin sınavlarının başvuru sürelerinin geçmediğini söyledi. Zaman kaybetmeden başvurdum, sınavları geçtim ve aileme tekrar ve daha iyi bir okulu kazandığımın haberini verdim. 🙂
Keşke okulumu bırakmasaydım demedim hiç çünkü benim ‘okulum’ dediğim yer Müjdat Gezen Sanat Merkezi. Orayı da bırakmadım hiç.
Yakında TOD’da yayınlanacak Sarmaşık Zamanı dizisinde yer alıyorsunuz. Projeden ve karakterinizden bahsedebilir misiniz? Sarmaşık Zamanı’nda bizi neler bekliyor? Gerilim, gizem unsurlarının da yer aldığı bir işle karşılaşacağız gibi görünüyor.
Aralarındaki ilişkiyi çok kolay anlayamadığımız bir çift ve bu çiftin yaşadığı sitedeki diğer insanlar… Evli, çocuklu arkadaş grubu ve aralarındaki paylaşımlar, dayanışma, bazen çekişmeler derken siteye yeni ve gizemli biri taşınıyor ve herkesin hayatında köklü değişimler gerçekleşiyor.
Burçin Terzioğlu, Onur Tuna, Hazal Türesan, Yiğit Kirazcı, Emre Karayel, Tilbe Saran gibi birbirinden yetenekli oyuncularla bir arada yer alıyorsunuz Sarmaşık Zamanı’nda. Bu oyuncularla çalışmak nasıldı? Setten bize anlatabileceğiniz eğlenceli anılarınız var mı?
Bu isimlere Pelin Ermiş, Yılmaz Sütçü, Pervin Bağdat, Ayşe Melike Çerçi, Mesut Yılmaz gibi çalışması çok kolay, eğlenceli ve yetenekli isimleri de dahil etmek isterim. Sanırım kavga ve aksiyon sahneleri en eğlendiğim sahnelerdi ilginç bir şekilde. Adrenalin yüksek, herkes profesyonel, birbirine yardımcı oluyor haliyle. Yüksek, eğlenceli enerjiler çıkıyordu.
Dizide canlandırdığınız Selim karakterinin ne gibi özellikleri var? Bu karakterle benzer yanlarınız var mı? Oynadığınız bir karakterle bağ kurarken karakterin size benzeyen ya da sizden farklı yönlerini baz alıyor musunuz? Bir karaktere nasıl çalışıyorsunuz?
Oynadığım karakterlerle benzer bir tarafım olup olmadığını düşünmem genelde. Ben kendimi de bu şekilde tanımlamam. Mesela “Ben sabırlı bir insanım,” diyen birini sabırsız bir halde görme ihtimalimiz vardır. O yüzden oynadığım her karakterle bir ortak yanım vardır. İşin ilginci sizin de vardır. Hepimiz her duyguyu barındırıyoruz ve biraz dikkatli bakarsak bütün karakter özelliklerinin izinin hepimizde olduğunu fark ederiz. Sadece bazıları daha baskın. Oynadığım karaktere göre bazı renkler daha parlak bazıları daha silik oluyor. Bana da o karakterin rengini bulmak ya da elimdeki boyalarla oynayıp yeni bir renk keşfetmek kalıyor.
Oynadığım Selim’in karakter özelliklerinden ziyade yaşı, konumu gereği yaşadığı süreç daha belirgindi. Eşiyle ve işiyle olan ilişkisini sorguladığı bir süreçten geçiyor. Bu sorgulamaya eşiyle yaşadığı sorunlar önayak oluyor. İçindeki yaratıcı insanı keşfetme cesaretini gösteriyor. Bunun için sevdiklerinin karşısında durmayı da göze alıyor ve sonra sevdikleri konusunda da yeniden bir değerlendirme ve açılım yaşıyor.
Sinemadaysa Bekçi ve son olarak Cam Perde gibi bağımsız yapımlarda yer aldınız. Bağımsız filmlerde oynamayı özellikle mi tercih ediyorsunuz? Sizi bu projelerde çeken ne oldu?
Aslında özel bir tercihim yok. Ben düşündürmeden güldüren komedilerde de oynamak istiyorum aslında. Ama beni bu oynadığım filmlere çeken hikâyeleri ve karakterler oldu.
Peki, yakın zamanda tiyatroyla ilgili projeleriniz var mı? Sizi sahnede de izleyebilecek miyiz?
Yakında görünen bir proje yok aslında. İsterim ama olmasını.
Son olarak Episode okurlarına hangi dizi ve filmleri önermek istersiniz? Takip ettiğiniz yapımlar var mı?
Six Feet Under, en sevdiğim dizidir, tek geçerim. Years And Years, artık ipin ucunu kaçıracağımızın sinyallerini aldığımız teknolojik gelişimi ve göçmen sorununu çok dinamik bir dille anlatıyor. I May Destroy You; sınırlar, özgürlük, cinsellik, şiddet hakkında çok çarpıcı ve güçlü bir anlatımı var. Derek, Ricky Gervais’in The Office ve After Life kadar bilinmese de en iyi projesi bence. Olağanüstü bir oyunculuk sergiliyor. Crashing, Pheobe Waller Bridge’in müthiş bir şekilde sırtlandığı çok yaratıcı ve eğlenceli bir dizi.
Yerli yapımlardan da “Şahsiyet ve Masum” derim. İkisinin de ortak özelliği malum, Haluk Bilginer.