Sevgi ve aşkın dansı: Şehnaz Tango
Bu yazı, Episode Dergi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.
Şimdilerde yerli bir dizinin başrolleri asla orta yaşlı karakterler olamıyor. Bu yaş grubunu en fazla yan karakter olarak görebiliyoruz. Güzel ve zayıf genç kadınların, yakışıklı ve kaslı genç erkeklerin hikâyeleriyle esir alınmış durumdayız. Çünkü kapitalist sistem insanları gençken, enerjikken kabul ediyor. Bir yaştan sonra sistemin işine yaramıyorsunuz. Hikâye endüstrisi olan dizi sektöründe de bu temel ilkenin yansımalarını görüyoruz.
Ama daha önceleri bu durumun birkaç istisnasını izledik. Bu istisna yapımlar, TV tarihimizin efsaneleri arasında yer aldı. Her ne kadar ekranlarda “genç hayatlara” alışık olsak da orta yaşlı yetişkinlerin bu istisnai hikâyeleri, toplumsal hafızamıza kazındı.
1991 yılında önce Fransa’da, 1992 yılında Türkiye’de yayın hayatına başlayan Show TV, 3 Ekim 1994 tarihine gelindiğinde başrollerinde Perran Kutman ve Erdal Özyağcılar’ın oynadığı Şehnaz Tango’yu ekranlara getirmeye başladı. 13 bölüm tasarlanan dizi, öyle bir fırtına yarattı ki tam 130 bölüm boyunca devam etti.
Senaryosunu Oya Yüce’nin yazdığı dizi, “Sevgi ve Aşkın Dansı” sloganıyla akıllara kazındı. Sorumluluklarını bilen, hayatı ciddiye alan, emektar ve dayanıklı bir kadın olan Şehnaz ile lakabı “Tango” olan, uçarı, sorumsuz eski kocası Muhsin arasında geçen hikâyeyi anlatan dizi ülkedeki birçok evliliğin gerçeğini anlatıyordu aslında.
Yaşadıkları hayatın, şartların farkında olmayan ya da ısrarla olmak istemeyen çocuk ruhlu “yetişkin” erkekleri sırtlamış kadınlara, yorgunluklarına, hayal kırıklıklarına birçoğumuz tanık olmuştur. Ama bu çocuk ruhlu, akılları bir karış havada olan adamların şeytan tüyü, bir türlü onlardan vazgeçilememesine neden olur. Çünkü en beklenmedik anlarda insanların yüzünde bir gülümseme yaratır ve kendilerini sevimlilikleriyle affettirmeyi çok iyi bilirler.
Boyları kadar iki genç kızı da olan Şehnaz ve Muhsin’in bu eksendeki hikâyesi, Türkiye’yi dört sezon boyunca peşinden sürükledi. Özellikle kadın seyircinin çok sahiplendiği, kendini Şehnaz’ın yerine koyduğu dizi 1995 yılında Star TV’ye transfer olmuş, 1997 yılında da final yapmıştı. Lakin olanlar bundan sonra olmuştu.
Şehnaz Tango’nun final yapması, kadın seyirciler arasında infial yaratmıştı. 1998 yılında, Perran Kutman’ın Milliyet gazetesine verdiği röportajı okuduğumuzda anlıyoruz ki kadın seyirciler, il il protestolar düzenlemiş ve Şehnaz Tango’nun final yapmasına karşı tepkilerini ortaya koymuşlardı.
Israrla ekrana getirilen “genç” ve “arzulu” hikâyelerin değil de “orta yaşlı, olgun, hayatı içeren” hikâyelerin seyircide yarattığı etki arasındaki fark, bize kendimizle ve izlediklerimizle ilgili çok şey söylüyor. Günümüzde dizilerle ilgili tepkiler, dizilerin yarattığı reaksiyonlar sosyal medyadan takip edilip ölçümlenebilse de hiçbiri Şehnaz Tango’nun yarattığı ruh hali kadar gerçek değil bana kalırsa.
Maalesef Şehnaz Tango’nun bölümleri YouTube ya da başka herhangi bir sitede yok. Ama dijital platformlardan biri bu dizinin telif haklarını alıp yayınlamaya başlarsa çok büyük sükse yapacağından eminim.
1 Yorum
Dizileri ve programları sıradan olmayan,daha derin ve geniş açılardan bakarak yorumlayan,aynı zamanda düşündürerek yeni sorulara cevap arama ihtiyacı oluşturarak yayınlanmış Ezgi Özcan yazıları.
Daha geniş ve farkedilerek okunan bir okuyucu kitlesine ulaşmasını umut ediyorum