‘Spinning Out’: Buz Üstünde Ruhsal Savrulmalar – Yağmur Özdemir
Hayatınızda sizi tümüyle andan kopararak bambaşka âlemlerde hissettiren bir eylemin, ilerleyen süreçte sizi olduğunuz yere mıhlayacak kadar güçlü bir yıkıcı etkisi olabileceğini düşündünüz mü? Belki de bu, “travma”nın bilimsel literatürde olmayan bir tanımıdır bazıları için. Öyle ki Netflix’in gözden kaçan yapımları arasında yer alan Spinning Out dizisi bu imgelemi, dizinin açılış sahnesinden itibaren sıkça kullanarak enfes bir hikâye anlatımı sunuyor izleyicilere.
Beethoven’ın 7. senfonisinin etkileyici notaları eşliğinde başlayan ilk sahnede başrol karakteri Kat Baker’ın (Kaya Scodelario) müziğin sesiyle beraber andan koparak geçmişe gittiğini görüyoruz. Kat, küçüklüğünden itibaren sadece artistik buz pateni olimpiyatlarına katılması için büyütülmüştür. Yaşadığı bölgede geleceğin en iyi olimpiyat adaylarından biri olarak görülmesine rağmen bir gösteride en iyi hareketi olan üçlü atlamayı yaparken yere düşerek kafasından darbe alır.
Bu kaza, onun hem kendine inancını hem de ailesiyle iletişimini etkiler. Çünkü Kat’in annesi Carol da (January Jones) gençken çok iyi bir artistik buz patinajcısıdır. Ancak hamilelik nedeniyle spor kariyerini ilerletemediği için en büyük hayali olan olimpiyat derecesini Kat ve Kat’in bir başka babadan kardeşi olan Serena (Willow Shields) üstünden gerçekleştirmek istemiş ve bu yüzden çocuklarını aşırı zorlayarak onlarda olumsuz bir etki bırakmıştır. Carol’ın hareketlerindeki aşırılık ise onun bipolar olmasına ve ilaçlarını almadığı dönemde geçirdiği manik ataklara bağlanır. Birkaç bölüm sonra da Kat’in bipolar olduğunun öğrenilmesiyle dizinin de isminin nereden geldiği açığa çıkar. (Spinning out; buz pateni terminolojisinde dönüş hareketinde hareketin dışına çıkılmasını, bitirilmesini ifade eder.)
Kat, annesiyle benzerliğini fark ettikçe aslında en çok korktuğu şeyin onun gibi olmak olduğunu anlayarak bundan kaçmak ister. Tam bu noktada ise hikâyeye Kat’in antrenörü ve kurtarıcısı Dacha (Svetlana Efremova) girer. Kat’i, artistik patinajı bireysel olarak değil de çift olarak devam ederse kariyerinde ilerleme gösterebileceği konusunda zor da olsa ikna eder. Doğrusu, senaryolardaki bu kurtarıcı karakter rolü klişe olsa da seyircinin içini oldukça ısıtıyor. Çünkü kendimiz de çıkmazda hissettiğimizde böyle bir şeye ihtiyaç duymaz mıyız? Bu yüzden bunu kurguda dahi olsa görmek oldukça etkileyici.
Dasha’nın Kat’i çift olarak artistik patinaj yapmaya ikna etmesiyle beraber hikâyeye Justin Davis (Evan Roderick) dahil olur. Justin, başarılı ve gelecek vaat eden bir sporcu olmasına rağmen çevresinde çok sevilmemektedir. Kat de Justin’i önceden tanımasına rağmen ona çok güvenmez. Hem ikisi arasındaki iletişimin yeterince güçlü olmaması hem de Kat’in tüm hayatı boyunca bireysel artistik patinaj yapması ikilinin buz pistinde uyum problemi yaşamasına yol açar.
Kat ise aralarındaki bu sorunu çözebilmek için akran desteği alarak kendi duygularını daha iyi tanımaya başlar. Ayrıca Justin ile beraber uyumu arttırmak için birlikte etkinliklere katılırlar. Kat’i aralarındaki iletişimsizliğin tek sorumlusu olarak gören Justin’e karşın bu iletişimsizliğin sebebinin iki tarafla da alakalı olduğu dizinin ilerlemesiyle gün yüzüne çıkar. Çünkü her ikisi de yaşadıkları olaylar sebebiyle çevreleriyle aralarına duvar örmüştür.
Kat, annesinin yıkıcı etkisinden korunmak için kendisini iletişime kapatırken Justin ise küçük yaşta çok değer verdiği annesini kaybetmesi ile beraber hayatta bir daha incinmemek için çevreyle iletişimini sınırlamıştır.
Aralarındaki bu iletişim ve güven probleminin çözülmesiyle Kat, uzun çalışmalar sonucunda kazadan beri yapamadığı üçlü atlamayı başarıyla yapar. Sonrasında Romeo & Juliet koreografisiyle yarışmalara başvurarak inişli çıkışlı bir sürece girerler. Sezon finaline kadar onların yarışma yolculuğu ve çevreleriyle dramatik ve yer yer sürpriz içeren ilişkileri devam eder.
2020’de yapımı tamamlanan dizi, ikinci sezon onayı alamasa da ilk sezondaki hikâyenin akıcılığı, senaryo mühendisliği ve cast seçimi konusunda dikkate değer bulundu. Ayrıca aile, arkadaşlık ve aşk başta olmak üzere psikolojik sorunlardan toplumsal sorunlara kadar geniş bir yelpazede birçok konuya sırıtmadan değinmesiyle pek çok izleyici tarafından takdir topladı, hatta mevsim ne olursa olsun diziyi izledikten sonra en yakındaki buz pistine giderek kayma isteği yarattığı bir gerçek. Herkese iyi seyirler!
Bu yazı, Episode’un 49. sayısında yayımlanmıştır.