Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
The Rain’in Yıldızı Mikkel Boe Følsgaard: Karanlık Evrenin Ardındaki Aydınlığa Odaklandık
[highlight]Netflix’in yapımcılığını üstlendiği ilk orijinal Danimarka dizisi The Rain, geçen hafta izleyiciyle buluştu. Seyirciyi farklı bir kıyamet sonrası evrenine davet eden dramanın başrol oyuncularından Mikkel Boe Følsgaard, “Dizide çok fazla kan revan yok ama yaşananlar zaten yeterince korkutucu. Biz bu karanlık evrenin ardındaki aydınlığa odaklanmak istedik,” diyor.[/highlight]
Yağmurla yayıldıktan sonra İskandinavya nüfusunun çoğunu yok eden ölümcül bir virüsten kurtulmayı başaran Danimarkalı iki kardeş, hayatta kalabilme umuduyla zorlu bir yolculuğa çıkar. Kendileri gibi bir şekilde hayatta kalmayı başaran diğer gençlerle karşılaşırlar. İkili, yanlarındakilerle İskandinavya’nın geri kalanında bir hayat belirtisi arar. Babalarının da hayatta olduğunu umut etmektedirler. Yeni hayatlarında istedikleri kişi olmakta özgür olduklarını düşünen gençler, yalnızca geride bıraktıkları dünyada var olduğunu sandıkları aşk, kıskançlık ve yaşlanma gibi birçok sorunun kıyamet sonrasında da var olduğunu keşfeder…
Farklı bir kıyamet sonrası hikâyesi
Netflix’in Danimarka’da yaptığı ilk orijinal dizi The Rain‘in konusu kabaca böyle anlatılabilir.
Tüm zamanların en iyi İskandinav dizilerinden Borgen‘in yaratıcısı Jannik Tai Mosholt’un başında olduğu bir ekip tarafından hayata geçirilen drama, farklı bir felaket sonrası hikâyesine davet ediyor izleyiciyi.
Geçen hafta yayınlanan The Rain‘in başrol oyuncularından Mikkel Boe Følsgaard’la Netflix’in İtalya’nın başkenti Roma’da düzenlediği etkinlikte buluştuk. Berlin Film Festivali’nin prestijli Altın Ayı Ödülü’ne sahip Danimarkalı oyuncu, dizide Martin karakterini canlandırıyor. Følsgaard, dizi hakkında “The Rain‘i diğer kıyamet sonrası dramalarından ayıran nokta, bence İskandinav oluşu. İskandinavya, dünyanın en güvenli ve huzurlu bölgesi olarak bilinir. Bu toplumun paramparça olduğunu ve bu toplumu oluşturan insanların hayatta kalma mücadelesini izlemek, bu açıdan ilgi çekici,” diyor.
Röportaj: Onur Bayrakçeken