Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
House of the Dragon Röportajları: Tom Glynn-Carney
Episode’un yeni sayısında kapak konumuz House of the Dragon‘un 2. sezonuydu. House of the Dragon’un başrol oyuncularıyla özel röportajlar yaptık. Tom Glynn-Carney de konuklarımızdandı. Tom Glynn-Carney (Aegon II Targaryen) ile diziyi, dizinin yeni sezonunu ve karakterini konuştuk.
Keyifli okumalar!
House of the Dragon röportajları sayfasına gitmek ve Tom Glynn-Carney dışındaki diğer röportajları okumak için buraya tıklayın.
Tom Glynn-Carney: “Aegon öngörülemez biri ve bence bu, işe yaklaşımınıza da yansımalı. Sahnede ne olacağını, Aegon’un olaylara nasıl yaklaşacağını tam olarak bilmemelisiniz.”
House of the Dragon, büyük bir serinin parçası. Bu işi kabul ederken ne bekliyordunuz ve beklentileriniz karşılandı mı?
Dürüst olmak gerekirse ne bekleyeceğimi bilmiyordum. Her şey büyük bir öğrenme eğrisiydi. Daha önce hiç böyle bir projede çalışmamıştım. Başta düşündüğümden daha büyük bir proje olduğunu söyleyebilirim. Detaylara düşündüğümden çok daha fazla dikkat edildi ki bu beni rahatlattı. Ayrıca böyle bir dizide bizim çalıştığımız kadar uzun süre boyunca çalıştığınızda herkes sanki geniş bir aile gibi oluyor ki bu gerçekten çok güzel.
Kral Aegon’un iç çatışmaları ve dışarıdan gördüğü baskılar onun liderlik tarzını ve kararlarını sizce nasıl etkiliyor?
Aegon çok dürtüsel bir karakter. Bence bu oldukça açık, değil mi? Karar verirken çok fazla düşündüğünü sanmıyorum. Alicent, Otto ve etrafındaki ona danışmanlık yapan insanlar tarafından dizginlenmesi gerekiyor. Bu yönden biraz vahşi bir köpeğe benziyor.
Kafası mı karışık?
Evet ama bu güzel bir kafası karışıklık. Bence o her türlü kaos ve dehşetin muhteşem bir karışımı ve çaresizce insanların sevgi ve onayını istiyor. Onu hayatında ilk kez bir amaç uğruna çabalarken görüyoruz. Daha önce o, tabiri caizse hava israfıydı. Ve bunun çok ama çok farkındaydı. Bu acıyı ve reddedilmişlik ve dışlanmışlık hissini bol miktarda şarap içerek, bir sürü uyuşturucu kullanarak ve kendini başka şekillerde uyuşturarak geçiştirmeye çalışıyordu. Ama onu heyecan verici bir karakter yapan da tüm bu özellikleri.
Böyle bir karaktere nasıl hazırlanıyorsunuz?
Kendimi tamamen bu işe adayarak ve hayatımda Aegon’u oynayacağım ve bir süre onunla yaşayacağım bir zaman dilimi ayırarak hazırlandım. Çok yorucu biri. İç ritmi benimkinden çok farklı. O gerçekten çok hızlı. Doğal olarak daha yavaş bir ritme sahip olan benim bunu sürdürmem, ona ayak uydurmam ve ona ayak uyduracak dayanıklılığa sahip olmam çok zorlayıcı. Bu yüzden Aegon karakterine tüm bu zorluklarla ama ona kollarımı açarak yaklaşıyorum.
House of the Dragon, Targaryen hanedanına odaklanıyor. Sizce bu ailenin en iyi ve en kötü tarafları ne?
Bence en iyisi de en kötüsü de aynı. Vahşi, yabani bir doğaları var ve çılgınlar. Bence bu aynı anda hem bir lütuf hem de bir lanet olabilir. Bu sadece nasıl kanalize edildiğiyle ilgili. Eğlenceliler de bence. Bir partide içeri Targaryenler girse onları fark edersiniz.
Gerçek tarihte Tudorlar zamanında Güllerin Savaşı var. Burada ise Ejderhaların Savaşı ya da Ejderhaların Dansı… Gerçekte ya da kurguda, bu tür çatışmaları tetikleyen sizce ne?
Bu çok geniş bir soru. Toplumsal huzursuzluk, patlamak üzere olan bir nükleer bombanın temelini oluşturur. Toplumsal huzursuzluklar ve anlaşmazlıklar ise her zaman farklı düşünce ekollerinin iki farklı tarafından kaynaklanır. Bence, özellikle bizim dizimizle ilgili konuşursak, bazı şeylerin birbiriyle çakıştığı açık.
Sanırım kişisel çıkar çatışmalarından söz edebiliriz.
Elbette. Kişisel kazanç, güç ve saygıya duyulan açlık. Gerçekte de bugünlerde pek çok kişi kendisinden korkulsun istiyor ve korkarım ki bu bir ırk olarak yok oluşumuzun nedeni olacak.
Game of Thrones bir efsaneydi. House of the Dragon da ilk sezonuyla çok başarılı oldu. Bu durum bir aktör olarak üzerinizde baskı oluşturuyor mu?
Evet ama bu işe yarar bir baskı. Bize insanların takdirini kazanmamız gerektiğini hissettiriyor. Biz de bunun için çalıştık ve ilk sezon bu kadar iyi gittiği için minnettarım. Şimdi ise ikinci sezon çıktı. Bu çok tutan bir albümden sonra ikinci bir albüm çıkarmak gibi. İlki harikaydı, ikincisi de öyle olmalı. Ve bence yeni sezon daha dramatik, daha patlayıcı. Bu sezonda riskler daha yüksek ve herkes giderek daha çaresizleşiyor. Umarım herkes için heyecan verici bir seyirlik olur.
Karakterinizin kötü biri olarak hatırlanabilir. Bu riskin farkında mıydınız rolü kabul ederken?
Böyle bir rolü oynarken her zaman insanların klişe ve arketiplere yönelmesi gibi bir tehlike vardır. Ama bir aktör olarak benim görevim bu role bir miktar insanlık katmak ve rolü tek renk, tek ton olmaktan çıkarmak. O çok karmaşık, çok katmanlı, çok boyutlu bir karakter. Onun iyi bir kral olduğunu söylemeye çalışmıyorum, onun iyi bir insan olduğunu da söylemeye çalışmıyorum ama içinde bir yerlerde iyi bir şeyler olduğunu düşünüyorum.
İlk sezona gelen tepkilerden sizi şaşırtan oldu mu?
Hayır, aslında senaryoyu okumuştum ve neler olacağını biliyordum. İnsanların bunu benimsemesi ve çıktıkları yolculuktan keyif almaları beni gerçekten rahatlattı. Yine de insanların hemen Aegon ile Joffrey’i karşılaştırması beni biraz şaşırttı.
Aegon’un Targaryen iç savaşı sırasındaki eylemleri genellikle tartışmalı. Onun kararlarının karmaşıklığını ve taht arayışının ardındaki itici güçleri tasvir ederken nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?
Güzel soru. Bence Aegon’a yaklaşırken içgüdüleri takip etmek ve dürtülerle hareket etmek iyi bir yol. Sahnelerdeki kararları ya da seçimleri fazla düşünmek, oyunculuk açısından bakıldığında mantığa aykırı. Aegon öngörülemez biri ve bence bu, işe yaklaşımınıza da yansımalı. Sahnede ne olacağını, Aegon’un olaylara nasıl yaklaşacağını tam olarak bilmemelisiniz. O anlarda kendimi şaşırtmayı seviyorum.
Tom Glynn-Carney ile yaptığımız bu röportaj Episode’un Haziran 2024 sayısında yayımlanmıştır.