Türk Dizilerinin En Büyük Kozu Güçlü Kadınlar Ekrana Döndü

 Türk Dizilerinin En Büyük Kozu Güçlü Kadınlar Ekrana Döndü

Oya Doğan‘ın son dönemde ekrana gelen Türk dizilerindeki güçlü kadınlara dair bu incelemesi Episode’un 55. sayısında yayımlanmıştır.

Türk televizyonları uzun süredir kara kışa teslim olmuş durumda! Türk dizilerinden gelen acı, gözyaşı, travma, şiddet, intikam, toksik ilişki, sevgisizlik, tekrar şiddet, yetmedi sözlü şiddet, bu da yetmez fiziksel şiddet, yine mi olmadı maddi şiddet sağanak gibi üstümüze yağıyor. Bunlardan sırılsıklam olmuş haldeyken “Ger çek bir hikâyeden uyarlanmıştır” vurgusu üstümüze kar olup çöküyor. Dizi karakterleri ruh sağlığını kaybederken seyirci de eksik kalmıyor ve empati yaparak yavaş yavaş aklını ateşe veriyor. Özellikle kadınlar bir adamın peşine takılıp giderken güçlü olmakla bir adamın kadını olarak güçlü olmak arasındaki farkı unutup toksikliğin içine gömülüyor. Bu durum gün geçtikçe can sıkıyor diye düşünürken üç ay önce bir kanal isyanımızı duydu sanki…

Sandık Kokusu bildiğimiz yerden geldi

Önce Karsu geldi ekrana… Adı bile aslında bize bir şey anlatmaya çalışıyordu. Kar suyu.. Yani kar erimeye başladı, yakında “bahar” gelecek, güzel günler gelecek diyordu bize Karsu, Sandık Kokusu’nda! Sandık Kokusu ekrana en iyi bildiğimiz yerden, aldatılan kadın oluşuyla geldi. Konusuna gelince Karsu küçük yaşta mutsuz olduğu aile evinden kurtulmak için kendisinden yaşça büyük Reha ile evlenir ve Adana’ya taşınır. Önce Tılsım dünyaya gelir. Anne olmayı çok sever Karsu. Üstelik kocası Reha o kadar bencildir ki, o eve dayanmak için anne olmak onun için kurtuluş bileti gibidir. Tılsım’dan sonra Kuzey’i doğurur Karsu ve en son Selin gelir dünyaya… Adana’da zengin bir aile olarak yaşamlarını sürdürürler. Ancak Selin’in doğmasıyla onu kıskanan Kuzey yorar Karsu’yu… Kocası Reha ise çocuk sesini dinlemek istemez ve sadece uykusunun derdine düşer. Karsu da hiç güvenmediği, güzellik meraklısı annesi Filiz’den Kuzey’i İstanbul’a götürmesini ister. Filiz, Kuzey’i daha Adana çıkışında kaybeder ve dışarıdan bakılınca mutlu görünen bu zengin aile bir inci kolye gibi dağılmaya başlar.

Türk dizilerindeki güçlü kadınlar arasında Sandık Kokusu'ndan Karsu da yer alıyor

Maddi şiddet kozunu çekti

Karsu üç yıl boyunca oğlunu arama derdine düşünce kocası Reha, Karsu’yu en yakın arkadaşıyla aldatmaya başlar. Reha’nın bencilliği o kadar çığırından çıkar ki, “Neden benimle ilgilenmiyorsun da kayıp oğlumuzu arıyorsun Karsu?” bile der Reha! Karsu kendi çabalarıyla oğlu Kuzey’i bulduğundaysa kocası Reha’yı en yakın arkadaşıyla öpüşürken yakalar. O dakikadan sonra da üç çocuğunu yanına alıp Adana’yı terk eder. Reha önce sözlü şiddet uygular Karsu’ya. Durduramayınca maddi şiddet kozunu çeker. Hayatı boyunca hiç çalışmayan ve kocasının kredi kartları dışında bir geliri olmayan Karsu üç çocuğuyla parasız pulsuz İstanbul’da alır soluğu… Oğlunu kaybettiğinden beri konuşmadığı annesi Filiz’e mecburen yerleşir.

Türk dizilerinin en büyük kozu

İşte, ondan sonra bir adamın soyadı ve parasıyla güçlü kadın olan Karsu’nun sadece Karsu olduğu için güçlenme hikâyesi başlar. Temizliğe de gider, tezgâhtarlık da yapar Karsu. Ama çocuklarıyla ayakta kalmanın yolunu bulur. Üstelik onu maddi şiddetle kendisine mahkûm eden eski kocasına da direnerek ayakta kalır. Kadının kendi gücünü fark ettiği, en önemlisi kabul ettiği işler Türk dizilerinin en önemli silahıdır. Başta kendini bilmeyen kadın, kendi içinden çıkan güçle tanıştıkça bambaşka bir şeye dönüşür. Hem güçlü hem de merhametli kadın olmayı başaran kadın dünyanın her yerine ilham olur. İşte Karsu da o karakterlerden biri! Kendisiyle yeni tanışıyor ve her bölüm, “Seni tanıdığıma memnun oldum Karsu,” diyor kendisine. Biz de bir kadının tüm zorluklara kafa tutuşunu ama anne merhametini koruyuşunu keyifle izliyoruz.

Meryem’e bakan güçsüz der ama…

Karsu ekrana gelir gelmez aslında etrafına da yayıldı. Çünkü Kızıl Goncalar dizisinde izlediğimiz Meryem karakteri de aynı nüvelerle çıktı karşımıza… Küçük yaşta bir tarikatın içinde evlendirilen, 18 yaşına gelmeden anne olan ve bir kızını öldü zanneden, üstün zekâlı kızı kendi kaderini yaşamasın diye türlü yollar arayan, kızını yurtdışına kaçırmaya çalışan çok güçlü bir karakter Meryem! Dışarıdan bakan ona güçsüz der ama asıl güç tüm zorluklara, dini yapıya, örümcek fikirli insanlara kafa tutabilmektir. O nedenle ekrana gelen bu güçlü kadına da izleyici, “Hoş geldin, sefalar getirdin,” dedi. Ve reytinglerde karşılığını gösterdi.

Kızıl Goncalar izle

Bahar’ın alameti farikası

Güçlü kadınlar domino taşı etkisi yaratır. Bu iki güçlü kadının arkasından bu kez ekrana Bahar geldi. Hiç eğilip bükülmedi ama dümdüz geldi. Bir salı akşamı yayın hayatına başladı ve ertesi sabah herkes sadece Bahar’dan bahsediyordu. Reytingler ikinci bölümde iki basamaklı sayılara gelmişti bile… Rakipleri zirveyi kolaylıkla bıraktı Bahar’a… İyi ama bu Bahar’ın alameti farikası neydi? Öncelikle oyuncusuydu. Demet Evgar tartışmasız Türkiye’nin en iyi oyuncularından biri. Hem dramda hem de komedide müthiş performanslara imza attı. Ve en acılı anların içinden komedi çıkararak oynamak konusunda oldukça iyi! Bahar’da da bunu yaptığı için ekrana adeta yapışıp onu izliyoruz.

Bahar oyuncuları, senaristi, yapımcısı ve yönetmeniyle yaptığımız özel röportajları okudunuz mu?

Toksik pozitiflik maskesiyle savaş açıyor

Bahar tıp fakültesi mezunu ama okul biter bitmez anne olduğu için hiç doktorluk yapmamış, çocuklarına fazla düşkün, kayınvalidesinin adeta hizmetçisi, evin marangozu, boyacısı, temizlikçisi, kocasının ütücüsü olarak çalışıyor bu hikayede… Kocası Timur onunla aynı yatağı bile paylaşmıyor üç yıldır, başka odada yatıyor. Ama o her sabah uyanıp bütün evi çekip çeviriyor. Kocası Türkiye’nin en önemli cerrahlarından biri ama Bahar’a para vermiyor. O da hep azla yetinip şükür demeyi ihmal etmiyor. Her yaşanan kötü duruma karşı geliştirdiği toksik pozitiflik maskesiyle kötülere karşı güler yüzüyle savaş açıyor. Ta ki bir gün bayılıp hastaneye kaldırılana kadar…

Kadınların içlerinin yağını eritti

Bahar’ın karaciğer yetmezliği yaşadığı ve acilen nakil olması gerektiği ortaya çıkıyor. Sevgili eşi Timur, Bahar’ı kendi hastanesinde bile tedavi ettirmiyor, çünkü o hastanede 3 yıldır sevgilisi Rengin çalışıyor. Yapılan tetkikler sonucu da sadece Timur’un donör olabileceği ortaya çıkıyor. Ve tabii ki Timur, Bahar’a ciğerini vermiyor. Çocukları, “Annem ölecek baba, lütfen,” demesine rağmen yapmıyor. Bir yabancı sayesinde Bahar kurtuluyor ama işte o toksik poztiflik maskesini de çöpe atıyor. Yeniden hayata dönen Bahar artık kendi isteklerine de önem vermeyi öğreniyor. İlk iş temizlik yapmayı bırakıyor, yeniden doktor olmak için sınavlara hazırlanıyor, cimri kocası Timur’un kredi kartını alıp bugüne kadar almadığı marka kıyafetler, takılar, aksesuarlar alıyor. Timur ona hesap sorunca da, “Ben yıllarca senin paranı harcamayı kendime yediremedim ama sen benim kocamsın. Yıllarca size yemek yaptım, ütü yaptım, sağlıklı ortam yarattım, dışarıdan stresle geldiğinizde önünüzde yastık olup stresinizi atmanızı sağladım. Bunlar da fazla mesaiydi, hakkımdır,” diyerek ekranda onu izleyen kadınların adeta içinin yağlarını eritti.

Türk dizilerindeki güçlü kadınlar

Yüzümüz gülerek izledik

Bahar bununla da yetinmedi, kocasının hastanesinde asistan doktor olmak için başvurdu ve kabul aldı. Şimdi Bahar, kocası Timur, oğlu Aziz Uras, kocasının sevgilisi Rengin, Bahar’ın doktoru Evren aynı hastanede çalışıyorlar. Ve Bahar, o sessiz görünümlü, güler yüzlü Bahar orada da başarılı olacağının sinyallerini verdi. Tüm bunlar olurken de ne bağırış çağırış vardı ekranda, ne silah, ne fiziksel şiddet, ne erkeklik övgüsü ne de gözyaşı! Bir kadının acılarına rağmen ayağa kalkıp savaşmasını yüzümüz gülerek izledik. Üstelik annelik kavramıyla mücadelesi de hepimizi gözyaşlarına boğdu ama ajite etmeden!

Türk dizileri ilham verdi

Bahar’ın ekrana getirdiği mevsim değişikliği umarım bulaşıcı olur. Türkiye bugün dünyanın en çok dizi satan 3. ülkesiyse bunun en büyük nedeni de kadınlar! Çünkü kadınlar güçlü olma kavramını başlangıçta yanlış anlayıp erilleşmişti, zamanla hem güçlü hem de merhametli olunabileceğini fark etmeye başladılar. Bu konuda da Türk dizileri onlara gerçekten ilham verdi. Umarım Karsu, Bahar, Meryem gibi pek çok Anka Kuşu olan kadın kendi küllerinden doğmayı başarır ve kendi gücüyle tanışır.

Editör

Aralık 2016'da yayın hayatına başladı. Spinoff'u, prequel'i, sequel'i, remake'i, eşi benzeri muadili olmayan, Türkiye'nin tek DİZİ KÜLTÜRÜ dergisi ve web platformu...

Related post