Amazon’un Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri için milyar dolarlık pazarlama kumarı en hafif tabiriyle bunaltıcı olmuştu. Diziyi seveceğimize dair bir umudum da vardı ama beklentilerimiz düşmüştü ki Peter Jackson Orta Dünya filmlerine ne kadar saygı duyduğumuz düşünülürse bu durum oldukça şaşırtıcı. Bize göre pazarlama, dizinin daha önce gördüklerimizden ne kadar farklı ama aynı olacağını göstermeye çalışıyordu ve bu garip bir karışımdı. Sanki dizinin pazarlamacıları şöyle düşünmüştü; “Bildiğin şu şeye bak ama tam da aynısı değil, değil mi?”
Yine de doğru bir şey yapmış olmalılar. Çünkü tonlarca insan heyecanlandı, dizinin yalnızca ilk iki bölümü 1,3 milyar dakika görüntülendi. Dizi, Game of Thrones spinoff’u House of the Dragon ve NCSI gibi hit dizilerden daha yüksek performans gösterdi. Aslında dizinin iyi olması bu durumu sağlıyor. Ama bundan da önemlisi Amazon’un devasa yatırımı ikinci sezonu görmemizi garanti altına alıyor.
Sonuç olarak ikinci sezon resmen gerçek! Çünkü dizinin ikinci sezon çekimleri Londra’nın hemen dışındaki yeni Bray Stüdyolarında başladı bile. Evet, daha sevimli halfling’ler, pis orklar (özür dilerim, Uruklar), kibirli ama güzel elfler, akıllı cüceler ve pis adamlar yolda…
Hoşça Kal Yeni Zelanda
Güç Yüzükleri’nin çok iyi yaptığı şeylerden biri, bildiğimizi düşündüğümüz bir dünyada gizem yaratabilmeleri. “Gökten düşen o gizemli adam kim?” diye birine soracak olsanız Galdalf olduğuna emindir, bir başkasının da Sauron olduğundan şüphesi yoktur. Bütün bu nerd soruları havada uçuşurken sevmediğimiz pazarlamanın vaat ettiği gibi “hem tanıdık hem de farklı” olan yepyeni bir dönemde Orta Dünya’ya geri dönmemize izin veriliyor.
Gelecek sezonda yapım tamamen İngiltere’ye taşındığı için bu aşinalık boşluğu daha da derinleşebilir. İlk sezon Orta Dünya’nın gerçek dünyadaki karşılığı ve aynı zamanda Peter Jackson’ın iki Tolkien Üçlemesi’nin de fonu olan Yeni Zelanda’da çekilmişti. İngiltere, yazarın Yüzüklerin Efendisi çalışması için başlangıç noktasıydı. Bu nedenle orijinal niyete yaklaşılmış olabilir ama Yeni Zelanda çoğu kişinin Orta Dünya olarak düşündüğü yer ve her zaman da öyle olacak.
Yeni mekânın ekranda nasıl görüneceğini zaman gösterecek. Asıl önemli olan, hala birinci sınıf olmaya devam eden senaryo ve karakterler. Son bölüm gerçekten harikaydı, televizyon tarihinin en havalı fantastik saatlerinden biriydi.
