Dünya çapında izlenen Border Control serisinin Türkiye uyarlaması Gümrük Muhafaza Türkiye, sadece ülkenin en kritik noktalarındaki gerçek operasyonları değil, jeopolitik konumumuzun sunduğu benzersiz hikâyeleri de 35 kişilik dev bir ekiple DMAX ekranına taşıyor. Programın arkasındaki stratejiyi ve izleyici araştırması sonuçlarını Warner Bros. Discovery Türkiye yetkililerinden dinledik.
Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünün desteğiyle, büyük bir prodüksiyonla hayata geçirilen bu iddialı yapım; ülkenin kara, deniz ve hava kapılarında görevli cesur ekiplerin kaçakçılara karşı verdiği amansız mücadeleyi, yasaklı madde tacirlerinin akıl almaz yöntemlerinden tarihi eser kaçakçılığının gizli planlarına kadar en çarpıcı detaylarıyla gözler önüne seriyor. İzleyiciler; Salı, Çarşamba ve Perşembe akşamları, İstanbul Havalimanı’ndan Kapıkule’ye kadar uzanan geniş bir coğrafyada, ileri teknoloji ve keskin dikkatle çalışan muhafaza memurlarının gerilim dolu gerçek hikâyelerine tanıklık edecek.
Peki, DMAX neden uzun bir aradan sonra yerli üretime odaklandı? Türkiye’nin jeopolitik konumu, aksiyon türüne hangi zenginliği katıyor? Ve izleyici araştırmaları, yerli versiyonu nasıl şekillendirdi?
Warner Bros. Discovery Türkiye Başkan Yardımcısı Deniz Şaşmaz Oflaz ve Kıdemli Araştırma Müdürü Hande Çağdaş ile bir araya gelerek Gümrük Muhafaza Türkiye‘nin yayınlanma kararının perde arkasını, küresel potansiyelini ve Türk izleyicisinin “derinlik” beklentisini masaya yatırdık.


Uzun bir aradan sonra ilk kez tamamı yerli bir yapımla izleyici karşısına çıktınız, Gümrük Muhafaza Türkiye programını yayınlama kararı nasıl ortaya çıktı?
Deniz Şaşmaz Oflaz: Yabancı versiyonlarını daha önce ekrana getirdiğimiz gümrük programlarında gördük ki bu aksiyon odaklı, merak ve heyecanı yüksek yaklaşım, DMAX izleyicisiyle çok iyi örtüşüyor. Türkiye’nin coğrafi büyüklüğü, jeopolitik konumu, nüfusu ve seyahat rotalarında önemli bir yerinin olması sebebiyle diğer Avrupa ülkelerinden daha fazla ve çeşitli hikâye çıkarabileceğimizi düşündük. Bu anlamda çok zengin bir içerik çıkacağına inandık ve görsel olarak limanlarımız, havalimanlarımız, sınır kapımız ile sadece ülkemizde değil yurtdışında da çok albenisi olacağının bilincindeyiz.
Programın Türkiye uyarlaması için nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz? Bir araştırma şirketiyle çalışmışsınız sanırım.
Hande Çağdaş: Gümrük Muhafaza Türkiye için hazırlık sürecine başladığımızda, en önemli önceliğimiz izleyicinin beklentilerini net biçimde anlamaktı. Bu nedenle geniş bir örneklemle detaylı içerik testleri yürüttük. Çıkan sonuçlar bize sadece yön göstermedi, aynı zamanda Türkiye uyarlamasını şekillendiren zemini oluşturdu.
En çok merak ettiğimiz konu, yabancı versiyonların bıraktığı etkinin Türkiye’de nasıl karşılık bulacağı ve izleyicinin kendi ülkesine dair hikâyeleri ekranda gördüğünde hangi unsurlara daha fazla önem vereceğiydi.
Elbette bugüne kadarki tüm araştırmalarımızda gördüğümüz gibi, içerik tiplerine göre değişen farklı duygu ve beklentiler var. Her içeriğin kendine özgü bir duygu dünyası var. Biz araştırmalarda çoğunlukla izleyici ile içerik arasındaki örtüşmeye ya da ortaya çıkabilecek kör noktalara odaklanıyoruz; yani hangi duygular karşılık buluyor, hangileri boşta kalıyor, ona bakıyoruz.
Ancak Türkiye’de ekran kültürü gerçekten çok güçlü ve izleyicinin bazı olmazsa olmazları değişmiyor. İzleyicimiz ne istediğini çok iyi biliyor; zaman ayırmaya değer, kendisiyle bağ kurabilen, içine dahil olabildiği ve peşinden sürüklenebileceği yapımların takipçisi.

Araştırmada sizi şaşırtan sonuçlar var mıydı?
Hande Çağdaş: Beni en çok etkileyen bulgulardan biri, izleyicinin Gümrük Muhafaza Türkiye’yi yüzeysel tüketmek istememesi oldu. İzleyici en baştaki ‘neden şüphelenildi?’ anından hukuki sürecin sonucuna kadar bütün aşamaları adım adım takip etmek, hikâyenin katmanlarını görmek istiyor. Bu yaklaşım aslında ekrandan beklentilerini çok iyi özetliyor: derinlik, katmanlı bir anlatım ve bağ kurma imkânı.
Biz de yapım sürecinde bu içgörüleri birebir dikkate aldık. Formatın global yapısını koruduk ama Türkiye’ye özgü bir anlatım dili yaratarak, izleyiciye daha yakın ve onların beğeni dünyasına uygun bir içerik oluşturduk.
İzleyici tepkilerini anlamak için hangi veriler sizin için önemli? Genelde erkeklere yönelik aksiyon ve gerçek hikâyeleri öne çıkaran bir kanal DMAX. Bu programla hedefinizde kadınlar da var mı?
Hande Çağdaş: TV programları için reytinglerin önemi elbette tartışılmaz. Fakat reytinglerin dışında, bir programın başarısını anlamak için yarattığı sohbet değerine ve konuşulma potansiyeline de bakmak gerekir. Bazı yapımlar gündelik hayatımıza öyle sızar ki, gün içinde mesajlaşırken kullandığımız caps’lerde, gif’lerde ya da şaka yollu atıflarda bile kendine yer bulur. Warner Bros. Discovery kanallarından TLC’nin en sevilen içeriklerinden Ağır Yaşamlar’ın Dr. Nowzaradan’ı bu “sosyal etki”nin en çarpıcı örneklerinden biri.
Biz de araştırmamızda özellikle şu sorunun peşine düştük: Gümrük Muhafaza Türkiye insanların hakkında konuşacağı bir program olacak mı? Farklı yaş gruplarından izleyicilerden aldığımız yanıtlar bize çok net gösterdi ki içeriğimizin kendini konuşturma, gündelik sohbetlere sızma potansiyeli çok yüksek. Vakaların paylaşılma isteği uyandırması, öğrenilen bilgilerin aktarılmak istenmesi, sosyal etkisinin reytingler kadar güçlü olacağının şimdiden sinyalini verdi.
Deniz Şaşmaz Oflaz: DMAX, Türkiye’de geniş bir izleyici kitlesine dokunan bir kanal. Gümrük Muhafaza Türkiye ise farklı cazibe noktalarıyla tüm hedef kitlelere hitap eden bir içerik. Araştırmalarımız gösteriyor ki kadın izleyiciler de en az erkekler kadar programa ilgi duyuyor; hatta bazı noktalarda beğeni skorları erkekleri geçiyor. Farklı kitleler farklı motivasyonlarla yaklaşsa da, programın sürükleyici anlatımı ve merak uyandıran yapısı, kadın izleyiciyi de ekran başına çekecek nitelikte.

Bildiğim kadarıyla programın Gümrük Kontrol ismiyle İspanya, İsveç, Danimarka, Brezilya gibi birçok ülkede versiyonu var. İzleyiciyi hayrete düşüren bir sürü olayla karşılaşıyoruz. “En inanılmaz hikayeler şu ülkeden çıkıyor” dediğiniz bir ülke var mı? Peki, Türkiye’deki versiyonda da bizi bekleyen gerilim ve aksiyon dolu sahneler var mı?
Hande Çağdaş: Her ülkenin ve insanının olaylara tepkisi farklı oluyor, biz burada bizden hikâyeleri anlatmak istedik. Programda yer alan her şey gerçek ve kurgusal bir tarafı yok. Bizim hikâyelerimizin hem ülkemizde hem de diğer ülkelerde ilgiyle izleneceğinden eminiz.
Her olay aslında kendi içinde ele alınmalı; en basit görünen objeden, en günahsız görünen yolcudan bile şüphelenmek, olayın katmanlarının yaprak yaprak ayrılarak özüne varılması bu formatın özünü oluşturuyor diyebiliriz. Her ne kadar mekânsal anlamda baktığınızda herhangi bir farklılık taşımayan binalardan ve odalardan bahsetsek de olaylar çok farklılaşabiliyor. Burada kaçan kovalayan yok belki ama psikolojik bir gerilim var. Bence bu formatı sevenler için Türkiye dozu çok lezzetli gelecek gibi duruyor.

Gümrük Muhafaza Türkiye, Türkiye dışında başka ülkelerde de yayınlanacak mı?
Deniz Şaşmaz Oflaz: Aynı ülkemizde yayınlanan farklı ülkelerin Gümrük Kontrol dizilerini ülkemizde yayınladığımız gibi, parçası bulunduğumuz Warner Bros. Discovery network’ü içinde, Gümrük Muhafaza Türkiye’nin de yer alacağından ve diğer ülkelerde yayınlanıp, çok fazla ilgi göreceğinden eminiz.
Kanallar yeni yayın dönemine girerken DMAX’te bizi bekleyen farklı sürprizler var mı? Daha fazla Türk yapımına yer vermeyi düşünüyor musunuz?
Deniz Şaşmaz Oflaz: Uzun bir aradan sonra ilk kez Gümrük Muhafaza Türkiye ile yerli prodüksiyona geri döndük. Şu anda amacımız uzun soluklu bir yapımı, sürdürülebilir bir kalite ile izleyicilerimizle buluşturmak. Buradan alacağımız geri dönüşlerle önümüzdeki dönem için yerli yapım ve satın alım kararlarımıza yön vereceğiz. Şahsen izleyicilerimizin projemizi tıpkı diğer işlerimizde olduğu gibi heyecanla takip edeceklerini düşünüyorum.
Gümrük Muhafaza Türkiye her Salı, Çarşamba ve Perşembe akşamı saat 20.00’de DMAX ekranlarında!