Kimler geldi, sorma sakın kimler geçti, hiçbirisi senin kadar sevilmedi*

 Kimler geldi, sorma sakın kimler geçti, hiçbirisi senin kadar sevilmedi*

*Yazar burada Aşk- Memnu ile konuştuğunu belli etmek istemiyor (çok istedi).

2024 yılında neler izledim, neleri sevdim, neleri hiç sevmedim listesine ve ekran gözden geçirmesine başlamadan belirtmek isterim ki şahsi ekran tarihimde bu sezon en az yeni diziye kapıldığım, en çok dönüp dönüp Aşk-ı Memnu izlediğim senelerden biri oldu. Aşk-ı Memnu izlemek için bahane arıyorum sanmayın, onun için bahane aramam da, kapılamadım sezona. Kronolojik bir sıralama olmadan saymaya başlamak isterim.

MasterChef

2024 yılında neler izledim

Mevsimler yerine Survivor ve MasterChef’le takip ediyoruz yılları artık biliyorsunuz ve bu sezon MasterChef’i ilk defa neredeyse hiç izlemedim. Kim kimdir aşağı yukarı biliyorum ama MasterChef normalde dizi gibi takip ettiğim bir programdı, bu sezon olmadı. Yeni yıl itibarıyla başlayacak ve yazın gelişinin karpuz kabuğundan bile önceki en büyük işareti olan Survivor All Star’a kaldı umutlar. O da değişmeyen kadrosuyla bir nevi gerçek zamanlı dizi zaten.

Aile

Yılın ilk ayında bitmiş bile olsa geri kalan aylarda yerinin dolduğunu söyleyemeyeceğim. Aslan Soykan’la geçen o güzel saatler mazideki yerini alırken akıllarda Serenay Sarıkaya ve Kıvanç Tatlıtuğ’un adeta dünya dışından gelmiş güzellikleri ve vardabit kaldı geriye.

Bahar

Bahar, ah be Bahar… İlk bölümünden itibaren uzun zamandır başımıza gelen en güzel şey olduğunu düşündük Bahar’ın. Yazılar yazdırdı, buluşmalar düzenlettirdi içimizdeki bitmeyen ondan bahsetme isteği. Bahar’ın uyanma öyküsünü izlerken kendi içimizde ne varsa aldık önümüze koyduk, Bahar anlattı biz ağladık, Bahar kabuğunu kırdı, onunla birlikte şenlendik. Sonra bir şey oldu ve yeni sezon kalbimizi kırdı. Herhangi bir dizi olsa “ne güzel, ne komik” deyip geçebileceğimiz onlarca şeye izlediğimiz Bahar olduğu için çok bozulduk. “Sen de artık herkes gibisin” dedik içimizden ama izlemeyi de bırakamadık, sevmişiz bir kere. Bahar’ın eski günlerine dönmesini, uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımı görmeyi ister gibi bekliyorum.

Kızılcık Şerbeti

Şerbo bu sezon da vazgeçemediklerim arasındaydı. Vazgeçemediklerim diyorum zira bırakmayı gerçekten çok istediğim anlar oldu, “Ben ne izledim az önce?” diye kendime defalarca sorduğum bölümler yaşadık ama öyleydi böyleydi derken Şerbo yine kendine bağladı bizi. Yıl sonuna doğru tempo da artmaya başladı üstelik, her bölüm adeta sezon finali gibi bitmeye başladı çat çat çat! “Daha ne olabilir?” acaba diye diye bu sezon da aldın götürdün be Şerbo.

Emily in Paris

Ani bir kategori değişimi yapmış gibi oldum ama sezona şöyle bir bakınca Emily’nin Paris-Roma arası dolaşmasından, şahane yiyip içmesinden ve aşk hayatındaki karmaşalardan daha neşeli bir şey izlemediğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Çalışma vizesinin hiç bitmediği, küçücük evine dünyalar kadar kıyafet sığdırdığı, tozpembe fantastik bir dünyada yaşıyor Emily, evet ama bunda bir mantık aramak yerine bunun keyfini çıkartmayı tercih ederim doğrusu. Bol sezonları olsun umarım.

Aşk-ı Memnu

Bu sezon da her sezon olduğu gibi canımın içi, “Yeni bir diziye mi başlasak?” diye bir fikirler dolaşmaya başladığı an aklımın ilk gittiği, her izleyişte yeni bir şey fark ettiğim the dizi. Aşk-ı Memnu ile ilgili çok fazla konuşmaya da gerek yok, bizi bilen bilir bilmeyen kendi gibi bilir, neler diyorum sessizce dağılalım.

Zeynep Gönenli

Yerli-yabancı dizi izlemeye bayılan ve reality show'larda kavga çıktığı zaman aşırı mutlu olan bir ODTÜ'lü.

Related post