Birinci ‘Vardiya’ Gözde İlkin ile Beykoz Kundura’da başlıyor
Türkiye’nin önemli endüstri miraslarından ve kültür merkezlerinden Beykoz Kundura 2022’ye misafir sanatçı programı Vardiya ile ‘merhaba’ diyor. Vardiya’nın ‘korumak, gözetmek, nöbet tutmak’ anlamlarından yola çıkarak kurgulanan ve Sümerbank Deri ve Kundura Fabrikası’ndaki işçilerin vardiyalı çalışma sisteminden esinle yaratılan programa her yıl, Türkiye’den farklı disiplinlerde çalışan üç sanatçı davet edilecek. 10 gün boyunca Beykoz Kundura’da, Kundura Hafıza’nın binlerce obje, ses kaydı ve fotoğraftan oluşan arşivinde zaman geçirecek sanatçılar, özgün sanat pratiklerinden yola çıkarak ve farklı araştırma yöntemleri deneyerek geçmişi ve tarihi bugünden yorumlayacaklar. Kundura Sahne’nin performans pratiğine olan deneysel, yenilikçi ve araştırmacı bakışı ile Kundura Hafıza’nın yerel bilgeliğin peşinde, yitirilenleri koruyan yaklaşımının birleşiminden doğan Vardiya, yeni düşünme ve karşılaşma alanları yaratmayı amaçlıyor. 14 Ocak Cuma günü başlayacak Birinci Vardiya’nın ilk sanatçısı ise; dikiş, çizim ve resmin yanı sıra fotoğraf, video ve ses enstalasyonlarını kullanarak yarattığı işlerle güncel sanat dünyasının önde gelen isimlerinden birine dönüşmüş Gözde İlkin olacak. Sosyal kimliği, süreçleri temsil eden birer hafıza nesnesi olan masa örtüsü, perde, çarşaf gibi buluntu ev kumaşları üzerinde çalışarak inşa eden sanatçı, kumaşları, ürettiği motifleri ve imajları sahnelediği bir alan olarak kullanmasıyla tanınıyor. Vardiya ile ilgili detaylı bilgiler beykozkundura.com’da.
1800’lerin başına uzanan tarihi ile Türkiye’nin en önemli endüstri miraslarından olan ve 2018’den beri de İstanbul’un gözde kültür ve sanat merkezlerinden birine dönüşen Beykoz Kundura 2022 yılına, misafir sanatçı programı Vardiya ile ‘merhaba’ diyor.
Fabrika işçilerinin vardiya sisteminden ilhâmla
Türkiye’den ve farklı disiplinlerden üç sanatçının seçilerek davet edileceği ve yılda bir kez gerçekleşecek Vardiya; arşivi koruyan, gözeten ve nöbet tutan bir çalışma dizilimi kurgusuyla tasarlandı. Venedikçe ‘vàrdia’ ile İtalyanca ‘guardia’ sözcüklerinden ve ‘korumak, gözetmek, nöbet tutmak’ anlamlarındaki İtalyanca ‘guardare’ fiilinden Türkçeye uyarlanmış ‘vardiya’ kelimesinin sözlük anlamından esinle yaratılan program, Sümerbank Deri ve Kundura Fabrikası’nda işçilerin birbirlerine nöbetlerini devrettikleri vardiya çalışma sisteminden ilhâmla kurgulandı.
Sanatçılar 10 gün boyunca Kundura Hafıza’nın arşivinde zaman geçirecek ve kendilerinde uyandırdığı fikir ve ilham ile fikirler üretecekler; on günün sonunda ayrılırken de bir sonraki nöbeti tutacak sanatçıya biriktirdiklerini devirde bulunacaklar. Programın son etabında ise sanatçılar hep birlikte, çalışmalarını Beykoz Kundura’da seyirciye açık bir programda sunacaklar.
Kundura Sahne ve Kundura Hafıza ortaklığında hayata geçirilecek Vardiya, sanat ve arşivin buluştuğu yeni düşünme ve karşılaşma alanları yaratmayı amaçlıyor.
Birinci Vardiya’nın ilk sanatçısı Gözde İlkin
Kundura Sahne’nin performans pratiğine olan deneysel, yenilikçi ve araştırmacı yaklaşımı ile Kundura Hafıza’nın yerel bilgeliğin peşinde, yitirilenleri koruyan yaklaşımının birleşiminden doğan Vardiya’nın ilk sanatçısı ise; dikiş, çizim ve resmin yanı sıra fotoğraf, video ve ses enstalasyonlarını kullanarak yarattığı işlerle güncel sanat dünyasının önde gelen isimlerinden birine dönüşmüş Gözde İlkin olacak. Sosyal kimliği, süreçleri temsil eden birer hafıza nesnesi olan masa örtüsü, perde, çarşaf gibi buluntu ev kumaşları üzerinde çalışarak inşa eden sanatçı, kumaşları, ürettiği motifleri ve imajları sahnelediği bir alan olarak kullanmasıyla tanınıyor. Kumaşlar üzerindeki motifleri ve çizimleri, günümüzün kültürel bilgilerini, politik ve sosyal ilişkilerini ve toplumsal cinsiyet meselelerini tasvir ediyor. İlkin ayrıca, aidiyet hissinin farklı formlarını keşfetmek için doğanın izlerini sürüyor ve doğadan ilham alan formları ile bitkilerin, hayvanların ve insanların birbirine yaklaşan iyileştirici ve dönüştürücü etkilerini takip ediyor.
Vardiya, Şubat ve Mart aylarında, müzisyen, davulcu ve grafik tasarım sanatçısı Alican Tezer ve çağdaş dans sanatçısı, koreograf ve öğretim görevlisi Canan Yücel Pekiçten ile devam edecek.