Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
Röportaj: ‘Cenazemize Hoş Geldiniz’ Ekibi
Gülmeye çok ihtiyacımız olan bu zamanlarda heyecanla beklediğim bir film Cenazemize Hoş Geldiniz. Hikâyesi Gonca Vuslateri’ye ait olan, senaryosunu Gonca Vuslateri ve Doğacan Güneş Perkün’ün kaleme aldığı filmin yönetmen koltuğunda Neslihan Yeşilyurt var.
Filmin oyuncu kadrosunu görünce zaten ufak ufak gülmeye başlıyorsunuz: Sevda Erginci, İsmail Ege Şaşmaz, Gonca Vuslateri, Erkan Can, Gözde Seda Altuner, Timur Acar, Şükran Ovalı, Şebnem Sönmez, Deniz Uğur, Hakan Meriçliler, Hayal Ada Topakkaya ve Güven Hokna. Serhat Kılıç ve Müge Boz ise konuk oyuncular.
Bir cenaze, bir nişan, tuhaf ama birbirine çok bağlı bir aile buluşuyor ve ortaya garip bir şekilde çok eğlenceli, bir o kadar da sıcacık bir film çıkıyor. Med Yapım ve Ay Yapım ortaklığıyla 22 Aralık’ta vizyona girecek filmin oyuncularıyla kısa bir röportaj yaptık, karakterlerini ve bu eğlenceli filmi konuştuk.
Kısaca filmdeki karakterinizi anlatır mısınız?
Sevda Erginci: İrem ailenin buluşma noktası, toparlayıcısı, en sakin ve anlayışlısı. Filmde tek derdi sevdiği adamla sakin, huzurlu bir şekilde nişanlanmak fakat ailesinin içinde olduğu hiçbir şeyin sakin yürümeyeceğini çok iyi biliyor.
Utanarak da olsa iki aileyi bir araya getiriyor ve bu karmaşada ailesiyle rezil olacağını düşünürken aslın-
da ailesinin her bireyiyle ne kadar gurur duyduğunu fark ediyor ve gözünde çok büyüttüğü diğer ailenin de önyargısını kırmasını sağlıyor.
Gonca Vuslateri: Başrol hikâyemizdeki kızımızın büyük halası. Çocuk yaşta görücü usulü evlen-
dirilmiş. Okulu yarıda kalmış. Bu da en büyük yarası. Hollanda’da evlendiği adam Erol çok sarkastik bir adam, asla güven vermiyor.
Misliye hep bir dayanak olmuş aileye. Onurlu bir kadın. Ağzı tam bir Anadolu kadını ağzı. Maniler, tekerlemeler derken hicvi eksik etmez. Merhametlidir Misliye aslında. Tek vatanı aile sevgisidir.
Erkan Can: Karakterimiz biraz serseri, haylaz bir karakter. Daha fazla açıklamak istemem çünkü o zaman filmi anlatmamız gerekiyor. Biraz uçarı bir adam, serseri bir adam, vurdumduymaz bir karakter.
İsmail Ege Şaşmaz: Ozan aslında çok içimizden biri. Sevdiği kız için her şeyi yapmaya hazır, saygılı, efendi, tam ideal bir sevgili gibi. Tabii bir de filmi izlerken aslında en normal olan ama tüm bu çılgınlıkların içinde en farklı kalan da Ozan oluyor. (Gülüyor)
Timur Acar: Kadınların otorite olduğu bir evde bir damadı oynuyorum ve dönen olaylar içerisinde hep kadınlar ön planda. Aslında hep böyledir, kadınlardan sonra erkeklerin haberi olur.
Ben de böyle bir karakteri oynuyorum, çok fazla ön plana çıkmak istemese de evin her şeyi aslında; tadilat, bahçe, çiçek… Evin her işini yapan bir karakter.
Gözde Seda Altuner: Hülya konservatuvar okumak istemiş ama imkânı olmamış ve bu arzusu içinde
ukde olarak kalmış, ailesine çok düşkün, eğlenceli bir karakter. Canlandırmak çok çok keyifliydi.
Şükran Ovalı: Arzu işe yaradığını ve varlığını kanıtlamak adına pis işlere girmiş, ailesine yardım etmek ve onların gözünde aklanmak için her şeyi yapar.
Güven Hokna: Yaşadıkları, hayalleri, onu sevgiyle ayakta tutan tatlı komik bir karakter. Seyirciye tam anlamıyla ters köşe bir karakter sunmaya çalıştık. Bol kahkaha atacakları filmimize (Cenazemize) hoş geldiniz!
Şebnem Sönmez: Gülşen… Zengin bir karakteri tüm zenginliğiyle dondurduğunuzu düşünün. O kadar sahici, o kadar etkileyici işte! Gülşen’imde güller solsa ağlarım.
Hayal Ada Topakkaya: Tam yaşının karakteri ergen ve eğlenceli.
Sette çok eğlenmişsiniz gibi… Varsa eğlenceli bir anınızı anlatır mısınız?
Sevda Erginci: Hakikaten her anı aşırı komikti, hangi birini anlatayım! (Gülüyor) Erkan abinin gülmekten katılıp kıpkırmızı olduğu bir sahne vardı, bütün ekip beş take çekildiyse her seferinde katıla katıla güldük.
Gonca Vuslateri: Erkan abiyle daha sık beraberdik, çok anımız oldu elbette. Yönetmenimizin bağırışlarını çok özlüyorum. Öyle saçma komik sahneler çekiyorduk ki bazen sahne bittikten sonra aramıza gelip, “Arkadaşlar hiçbirimiz normal değiliz, bu çok net!” derdi ve kopardık ekipçe.
Erkan Can: Set eğlenceli tabii ki, senaryo eğlenceli çünkü. Klasik, bildiğimiz komik tipler yok, hayatın içinde bir film bu. Hayatın kendisi, normal hali ve durum komikleri var. Bu durum komiğini de hep beraber seyircilerle izleyeceğiz.
Burada da daha fazla ipucu vermek istemem, zaten setimizin her anı komikti. Öyle belli bir anımız yok ama baştan sona filmde, sette olmak eğlenceliydi. Stressiz, eğlenceli bir setti çünkü durum komik olduğundan biz de bu komiği çıkartmak için bütün oyuncular provalarda çok eğlendik.
İsmail Ege Şaşmaz: Set çok çok keyifliydi. Çok iyi bir ekip ve çok çok değerli oyuncularla çalıştık. Senaryo zaten çok eğlenceli olduğu için her sahneyi çekerken biz de çok güldük. Tek bir anıdan bahsetmek çok zor; her sahnenin, her günün ayrı bir anısı, eğlencesi vardı.
Timur Acar: Sette çok eğlendiğimiz doğru. Çünkü çok iyi bir kadroyla çalıştık. Şebnem, Erkan ağabey, Güven abla, Şükran, Seda, Gonca hepsi birbirinden muhteşem insanlar.
Gözde Seda Altuner: Çoğu önceden arkadaşım olan harika bir ekiple çalıştım. Bunun da etkisiyle her
anı çok eğlenceli ve konforluydu. Filmi izleyen herkes eğlenceli anlarımıza şahit olacak diyebilirim.
Şükran Ovalı: Sette çok eğlendik; hemen hemen her günü bir anıydı.
Güven Hokna: Aslında o kadar çok ki, son yaptığım sinema filmini birbirimizle çok güzel kaynaşarak, çok severek ve bu enerjiyi işe de yansıtarak sonuçlandırdık. Güzel bir iş yaptığımız için hep güzel noktalarda birleştik.
Bu yüzden birbirimizi hep sevdik, saydık. Eğlenmek sadece zil takıp oynamak değil, yaptığınız işin hakkını vermek; günün sonunda ekip olarak o mutluluğu paylaştık…
Hayal Ada Topakkaya: Çalgıcıların geldiği bir sahne vardı. Müzik olan her yerde çok eğlenirim. Ekibimiz de aynıydı, sahne aralarında bile şarkılar söyleyip oynamıştık.
Buzdolabı meselesi çok ilginç, daha önce duymuş muydunuz?
Sevda Erginci: Hiç duymamıştım ve ben de filmdeki gibi ilk anlatıldığında anlamakta güçlük çekmiştim.
Gonca Vuslateri: Aslında bu, başıma geldi. Küçük yerlerde de epey sık görülür. Hastane morgu küçük yerleşim yerlerinde olmadığından gerçekten de belediye hizmetidir. Büyük babaannemde görmüştüm ilk defa.
Kendisiyle bu şekilde 1 gecemiz geçmişti. Hatta yanlışlıkla fişini çıkaran küçük çocuk hikâyesini de bilerek koydum.
Timur Acar: Defin işleminden önce mevtanın bekletildiği buzdolabı gibi bir şey var; bu da gerçekten insanı hem hayata yabancılaştıran hem de insana hayatın gerçeğini sorgulatan bir şey. Ben bu duruma pek yabancılık çekmedim.
Büyüdüğüm yerde de olan bir şey ama gerçekten de bir filmde bunu işlemek ilginçti.
Gözde Seda Altuner: Duymamıştım ama varmış gerçekten böyle bir uygulama. Fragman çıktıktan sonra deneyimlerini paylaşan insanlar da oldu. İlginç gerçekten.
Güven Hokna: Hiç duymamıştım. İlk kez bu projede rastladım ve senaryoyu okurken inana-
madım. Proje için yapılan toplantıda bir araya geldiğimizde ilk sorduğum soru, “Arkadaşlar buzdolabı gerçek miydi?” oldu. O yüzden siz de inanamayacaksınız.
Şebnem Sönmez: Duymuştum ama gerçek olduğuna pek de inanmamıştım. Gerçekmiş! Nasıl reak-
siyon vereceğimi anlayamazken Gülşen’in şaşkınlığıyla kalakaldım.
Hayal Ada Topakkaya: Annemle senaryoyu okurken çok şaşırmıştım. Nasıl bir şey olacağını çok
merak etmiştim. Sahneyi çekmeden önce öyle bir sahne olduğunu unutmuştum. Gonca abla, “Gel bak ne var burada?” dediğinde o sahneyi hatırladım.
Ben ve Muazzez için gerçekten çok garip bir durumdu. Hem komikti hem de benim için biraz ürkütücüydü ama sahneyi çekerken çok eğlendik.
En çok hangi karaktere güldünüz?
Gonca Vuslateri: Erkan abinin oynadığı Erol ve Güven ablanın oynadığı Suzan karakteri.
Erkan Can: Herkes kendi içinde ve durumun içinde gayet komik.
İsmail Ege Şaşmaz: Gonca Vuslateri ve Erkan Can’ın karakterlerine hem okurken hem de çekimler esnasında çok güldüm ama dediğim gibi her karakter şahsına münhasırdı.
Timur Acar: En çok güldüğüm, Gonca’nın hazırlığıydı. Sabah gencecik gelmesi ve sete çıktığımda bir hala ile oynamak benim için en komik anıydı diyebilirim.
Gözde Seda Altuner: Misliye ve Erol.
Şükran Ovalı: Karakterlerin hepsi birbirinden komik; her birine ayrı ayrı gülüyorum.
Güven Hokna: Herkes çok iyiydi ama Gonca Vuslateri’nin her ifadesine ve karakterine çok güldüm. Bütün karakterler çok eğlenceliydi ama favori karakterim Misliye karakteriydi; her repliğinde bir hayıflanma, her repliğinde kahkaha vardı.
İlk kez buradan söyleyeceğim, o kadar fazla kahkaha attık ki sevgili yönetmenimiz Neslihan Yeşilyurt çoğu zaman sahneleri tekrar tekrar çekmek zorunda kaldı.
Şebnem Sönmez: Behçet. Hatırladıkça hâlâ gülüyorum.
Hayal Ada Topakkaya: Buna cevap veremem ama. (Gülüyor)
Filmi spoiler vermeden 5 kelimeyle anlatın desek?
Sevda Erginci: Aile, kaos, renk, travma, birlik.
Gonca Vuslateri: Filmi bittikten sonra bir gün ham halini Erkan Can izledi ve şöyle dedi: “Bu filmin türü HAYAT!” Hakikaten öyle… O kadar aile ilişkilerimize dair detaylar bulacağız ki…
Yaralara gülmeyi öğrendiğimiz tek okuldur aile. Biz de bunu işledik.
Timur Acar: Düğün, cenaze, esrarengiz, kadın, uçuk.
Gözde Seda Altuner: Aile, kaos, eğlence, nostalji, yalan.
Şükran Ovalı: Filmin özeti; deliler ne yapsa yeridir.
Güven Hokna: Ben tek bir cümlede anlatmak istiyorum. Yaşarken trajik, izlerken komik.
Şebnem Sönmez: Felaket, şölen, sırlar, mecburiyet, kaos.
Hayal Ada Topakkaya: Kahkaha, hüzün, trajikomik, eğlence, fırlama.
Bu röportaj, Episode’un 52. sayısında yayımlanmıştır.