Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
“Vikings”in İki Yıldızı Alex Høgh Andersen ve Peter Franzén Anlatıyor…
[highlight]Alex Høgh Andersen ile Peter Franzén, sette çok vakit geçirip yorulsalar da orada olmanın öneminin farkında. Hayatlarından memnun olduklarını söylüyor ikisi de. Vikings‘in nasıl gelişeceği biraz da onların arasındaki dinamiğe bağlı diyebiliriz. Peki onlar bu dinamik ve daha fazlası hakkında ne anlatıyor? Röportajımıza buyurun…[/highlight]
Danimarkalı oyuncu Alex Høgh Andersen, Vikings dizisinin en önemli karakterlerinden biri. Tıpkı Finlandiya doğumlu Peter Franzén gibi… “Kemiksiz Ivar”la Kral Harald’ı canlandırıyorlar 5. sezonu süren dizide. Aralarında son derece çekici bir oyun dönüyor diyebiliriz. Kendi ağızlarından dinleyelim. Karşınızda Alex Høgh Andersen ve Peter Franzén…
Ivar’ın engeli, karakterinin hem iyi hem de kötü yanına nasıl katkıda bulunuyor?
Alex Høgh Andersen: Ivar, fiziksel sınırları hariç, sınırları olmayan bir hayat yaşıyor. Annesi, yaşamış en ünlü Viking olan babasının yokluğunda, küçüklüğünde onu çok fazla sevgiyle boğmuş. Kimsenin neyin yanlış olduğunu anlamadığı ya da ünlü soyadı ne olursa olsun ona yardım etmek için zamanının olmadığı bir zamanda ve toplumda engelli bir birey. Akıl hocası Floki tarafından büyütülmüş, ki bu “iyiliğe” katkıda bulunmuyor ama yine de ahlakın onun için ne anlama geldiğini öğreniyor. 4. sezonun sonunda hem çocuklar hem de kendisi için çok değerli bir deneyim yaşıyor ve babasıyla birlikte yola çıkıyor. Ordunun başına geçme konusunda kardeşleriyle kavgaya tutuşuyor çünkü her zaman kendini kanıtlamaya çalışıyor ki bu, onun karakterinin öne çıkan unsurlarından. Ayrıca Floki onu tanrılara inançla büyütmüş. Ivar, kendisini tanrılara da kanıtlamaya çalışıyor. Hedefi Valhalla’ya girmek. Sakatlığı onu fiziksel olarak engelliyor ve önüne koyduğu her hedefte aşması gereken bir meydan okuma haline geliyor.
“Ivar’ın sakatlığı, onu bir şekilde dengede tutuyor”
Ivar’ın dizideki ömrü sizce ne kadar?
AHA: Bu, yazarımız Michael Hirst’e bağlı. Mümkün olduğunca tarihe bağlı kalmaya çalışıyoruz ancak bunun bir TV dizisi olduğunu ve Michael’ın izleyiciyi etkilemek için dramayı yüksek tutması gerektiğini de aklımızda tutmamız gerekiyor. “Kemiksiz Ivar” ve onun soyadını nasıl aldığı hakkında birçok teori var. Bazıları cam kemik hastalığıyla hiçbir ilgisi olmadığını söylerken, bazıları da bu durumun kendisine esneklik sağladığı için onun lehine olduğunu, bu yüzden o soyadı aldığını söylüyor. Gerçekte, Ivar hayatta kalmak için mücadele ederdi, bu yüzden her sahnede bu zihniyeti yansıtmaya çalışıyorum. Güçlenmeye devam ediyor Ivar ancak hastalığın unsurlarını önde ve merkezde tutmalıyım ki izleyiciler günlük mücadelelerini gözden kaçırmasınlar. Bence Ivar’ın sakatlığı, onu bir şekilde dengede tutuyor çünkü onsuz, ortalama bir karaktere benziyor.
Seçmeler sırasında başka hiçbir şey yapmadan sadece gözlerinizle acıyı nasıl gösterdiğinizi hatırlıyor musunuz?
AHA: Başlangıçta Ubbe, Sigurd ve Hvitserk için seçmelere katılmıştım. Aniden Ivar için okumamı istediler. Orada oturmuş Ivar’ın sahnesi için satırları öğrenmeye çalışıyordum, terliyordum. Okuduğum ilk iki ya da üç seferde her şeyi batırdığını hatırlıyorum. Sonra nihayetinde, birdenbire olayı kavradım ve rolü kaptım. Michael’a Ivar’ı ve onun karakter olarak kim olduğunu sorduğumu hatırlıyorum. Michael, “Çok fazla acı çekiyor,” dedi. “Hayatı boyunca bu acıyla mı yaşıyor?” diye sordum ve Michael’ın yanıtı şu oldu: “Sanırım öyle. En azından hastalıkla doğmuş, o kesin.” Ben de karakterin derinliğini göstermek için acıyı kullanmam gerektiğini düşündüm ve bunu diğer oyuncuların seçmelerde yaptıklarına benzemeyen yüz ifadeleriyle yaptım.
“Karşılıklı oynamaktan çok keyif alıyoruz”
5. sezonun başında hem birlikte çalışmaya başladınız hem de bir ittifak oluşturdunuz. Sezonun geri kalanında bunun nasıl geliştiğinden bahseder misiniz?
Peter Franzén: Birbirlerine yalan söylediklerini hem biliyorlar hem de bunun sebebini anlıyorlar. Ancak birbirlerini öldürmek için plan yaparak bunu dengelemeye çalışıyorlar!
AHA: Hem sevdikleri hem de oynamayı kabul ettikleri bir oyun. Bu çılgınlıkta birbirlerine karşı karşılıklı saygı var. Peter’la çalışmak büyük bir zevk. Çok yetenekli bir sanatçı.
PF: Çok keyif alıyoruz…
Floki gitti, Harald Ivar’a akıl hocası olacak mı?
AHA: Sanırım aynı takımdalar ama farklı biçimlerde… Ivar, Harald’ı asla akıl hocası olarak kabul etmedi. Ivar zaten herkese kendini kanıtladı ve Ubbe’den devraldı devralaları Büyük Heathen Ordusu’nun lideri olduğuna inanıyor. Peter, sence Harald benim akıl hocam olacak mı?
PF: Hayır. Sadece birbirlerinin ekibiyle iyi geçinmeye çalışıyorlar ve her durumda Ivar’ın Harald’a sunduğu şöhret, memnuniyetle karşılanıyor.
Rollo’nun dönüşü, Ivar ve Harald arasındaki dinamiği nasıl etkileyecek?
AHA: Rollo geri dönüyor ve Ivar’ın bu aşamada bildiği tek şey bu. Harald ve Ivar, Rollo ile bir anlaşma yaptılar. Rollo’nun Fransız savaşçılarını sahaya sürmesi sayesinde kazanabildiler. Ivar, Rollo’nun bu iyilik karşılığında bir şey isteyeceğini biliyor, bu yüzden Rollo’nun geri dönmesi bekleniyordu. Şu anda tahtta oturduğu için Ivar’ın yutması zor bir ilaç olacak bu… Aralarındaki oyunları görmek kesinlikle ilginç olacak.
Bir aktör olarak Harald gibi harika bir karakteri canlandırmak nasıl bir duygu?
PF: Harald birçok açıdan korkunç bir insan. Acımasız ve vahşi bir adam olarak resmediliyor ancak, bir gün hayatının aşkına sunmak istediği hassas bir yanı da var. Harald’ın bu karakteri sayesinde çeşitli güçlü duyguları gösterebiliyorum. Harald’ı oynamak, tarihin o döneminde gerçekleşen bazı olayları hatırlatmak korkunçtur ancak aktörler olarak, her zaman hoş olmasa da karaktere sadık kalmak bizim görevimiz.
“Dizi, Vikingler hakkındaki görüşleri değiştirdi”
Diziden önce Viking dönemi hakkında neler biliyordunuz? Viking kültüründe gördüğünüz bazı iyi şeyler nelerdir?
AHA: İnsanların Vikingler hakkındaki görüşlerini onların ilerici bir grup olduğu yönünde değiştirdiğine tanık oluyorum. Viking toplumunda kadınlar, birçok günümüz toplumundan daha eşit bir durumdalardı. Onlar ayrıca, Danimarka ve İskandinavya çevresinde genişleyen ve sonunda devasa ticaret ağları kuran olağanüstü çiftçilerdi.
PF: Vikinglerin bizim kabilemizin doğuşuyla ilgili olduğunu düşünüyorum. İsveç ve Norveç’teki çatışmalardan dolayı Finlandiya’dan göçen birçok kral vardı, bu sayede birçok Viking kralı krallıklarını Finlandiya’da kurdular. Kanları karışmış olmalı ve tabii ki bu doğamızın ve mirasımızın bir parçası. İzlediğimde şu anda dünyada neler olup bitiyorsa dizide de onu görüyorum. Tarih tekerrür ediyor ama biz hatalarımızdan asla ders çıkarmıyoruz. İnsanlar diğer kültürlerle birlikte kaybolup ortaya çıkıyor ve böylece geçmiş dersleri unutma eğiliminde oluyoruz.
Bu dizi sizi gerçek hayatınızda bir insan olarak nasıl değiştirdi?
PF: 3 yıldır evden uzaktayım, bu sırada ailemde pek çok değişiklik oldu. Oğlum büyüdü. Ancak kariyer olarak oyunculuğu seçmiş biri olarak dünyanın en büyük dizilerinden birinin parçası olmak benim için bir onurdur.
AHA: Bu daha çok kim olduğum ve nasıl karaktere girdiğimle ilgili, nasıl çalıştığınızla bağlantılı… Eve döndüğünüzde umarım kendinizi karakterinizden çıkarabilir ve kendinize dönebilirsiniz. Farklı bir şekilde yaratıcı sınırlarımız var çünkü sıkı bir programa sahibiz ve bence bu, sadece işinize odaklanmada çok yardımcı oluyor. İşimi çok teknik yapıyorum, kendimi bir marangoz gibi görüyorum. Kameralar ve tüm bu teknik şeyler hakkında ne kadar çok şey bilirsem o kadar iyi… Az ya da çok, gerçek benliğiniz canlandırdığınız karakterde her zaman kendini gösterecektir.
PF: 25 yıldır bu işteyim. Filmlerde ve sahnede farklı türde karakterler canlandırdım. Elbette her zaman kendinizden bir şeyler katarsınız o karakterlere… Bu karakterleri 3 yıl boyunca canlandırdıktan sonra gelişirler ve çeşitli duygular yaşarlar. Bir noktada bunun sizi etkilemeye başladığını ve karakterin gerçekte neler yaşadığı hakkında bir fikir edindiğinizi düşünüyorum. Böylece gerçek duyguları canlandırmak kolaylaşıyor.
Ailenizi daha yakın bir yere taşımayı düşündünüz mü?
PF: İyi bir noktadayım çünkü Avrupa’da yaşıyorum ama ekibin çoğu, Kanada veya ABD’de yaşıyor ve tabii ki sevdiklerini ziyaret etmeleri biraz zor. Ben en azından hafta sonları eve gidebilirim ama 3 günlük izinlerimiz hariç eve gitmemize izin yok.
AHA: Temmuz ayının ortasından beri eve gitmedim. Bazen belki 1 hafta izin alırsın ve 5 günlüğüne eve gitmene izin verilir. Bu, kesinlikle büyük bir özveri ama sevdiğin şeyi yapmanın bir bedeli var. Neyse ki arkadaşlar ve aileler ziyarete gelebiliyor.
Sette en sevdiğiniz şey nedir?
PF: Her gün bu harika insanlarla çalışmaya başlıyorum. Harika bir aile ortamı var..
AHA: Bazen zor şartlarda çalışmak zorundayız ve bence bu, insanları birbirine yaklaştırıyor. Siperlerden birlikte geçiyoruz. Ayrıca uzun saatler çalışmak ve cümleleri ezberlemek zor gelebiliyor, bu yüzden bu olağanüstü insanlarla ve meslektaşlarınızla çok zaman geçiriyorsunuz. Bu dizide yer aldığım için beni memnun eden şeylerden biri bu. Bana ilham veren insanlarla çalışıyorum.
Çeviri: Onur Bayrakçeken