Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
House of the Dragon Röportajları: Matthew Needham
Episode’un yeni sayısında kapak konumuz House of the Dragon‘un 2. sezonuydu. House of the Dragon’un başrol oyuncularıyla özel röportajlar yaptık. Matthew Needham de konuklarımızdandı. Matthew Needham (Larys Strong) ile diziyi, dizinin yeni sezonunu ve karakterini konuştuk.
Keyifli okumalar!
House of the Dragon röportajları sayfasına gitmek ve Matthew Needham dışındaki diğer röportajları okumak için buraya tıklayın.
Matthew Needham: “Larys’i canavara dönüştüren şey engelli oluşu değil, toplumun engelli oluşuna verdiği tepki.”
House of the Dragon, Game of Thrones’un prequel’i. Siz de Game of Thrones hayranı mıydınız ve sizce bu dizi neden önemliydi? En sevdiğiniz karakterler hangileriydi?
İzlemiştim ama hepsini izlememiştim. Büyük bir hayranı değildim. Birkaç arkadaşım oynamıştı. Ben berbat durumdaki karakterleri severim. Ramsay Bolton en sevdiğim karakterdi.
Önemli bir dizi olduğunu düşünüyor muyum? Evet, bence inanılmaz derecede önemli bir dizi. Şahsen Game of Thrones olmasaydı burada olamazdım. Muhtemelen tüm zamanların en büyük dizisi. Gerçekten de kültürel bir mihenk taşı, kesinlikle olağanüstü büyük bir televizyon dizisi. Bence House of the Dragon da onun ayak izlerini takip ediyor. Umarım sonunda biz de Game of Thrones kadar saygı görürüz.
Lord Larys Strong’un şimdiye kadar tasvir ediliş şekli engelli bir kişiye oldukça olumsuz nitelikler atfediyor. Çok rahatsız, psikopat ve Kraliçe Alison’ın ayaklarına bakarak mastürbasyon yapan biri… Engelli bir kişiyi canlandırırken bir aktör olarak nasıl bir sorumluluk hissediyorsunuz? Ve ikinci sezonda ondan ne bekleyebiliriz?
Onu canavara dönüştüren şey engelli oluşu değil, toplumun engelli oluşuna verdiği tepki. Orijinal senaryodaki ilk sahne Larys’in bir grup insan tarafından tacize uğraması, alay edilmesi ve dalga geçilmesiydi. İçinde büyüyen kızgınlığı görebiliyordunuz. Ve aslında tüm eylemlerinin, kendisine yapılan muamele nedeniyle dünyadan intikam almak olduğu fikri ortaya çıkıyordu. Ne yazık ki o sahneyi diziye koymadılar. Ama bence onu bu hale getirenin engelinin kendisi değil, dünyanın ona nasıl davrandığı olduğunu fark etmek önemli.
Bence Larys dizideki en derinlikli karakterlerden. Saf kötücül görünse de sizin de açıkladığınız gibi öyle değil. Yeni sezonda Larys’in kişiliğine dair yeni ne boyutlar göreceğiz?
Evet, kötülüklerinin kaynağı geçirdiği travmalar. Bence Larys’in dünyanın canını yakmak, bir iz bırakmak, insanları tıpkı kendisi gibi kendilerinden tiksindirmek dürtüsü var. Umarım yeni sezonda bunu daha fazla hissedecek, onun farklı renklerini de göreceksiniz. Ben insanlar için bahane üreten biri değilim. Yaptıklarını aklamıyorum. Sadece ilginç biri olduğunu düşünüyorum.
Dizi sizce bizim dünyamızı, bugünü nasıl yansıtıyor?
Savaş, bir yönetici sınıfın kibri ve egoları yüzünden yapılıyor ve acı çeken halk oluyor. Keşke böyle olmasaydı ama ne yazık ki savaş bu. Bu açıdan benziyor. Bir de erkeklerin kadınlara muamelesi… Ve insanların birbirlerini yok etmeye olan eğilimi. Hiç değişmiyor değil mi?
Matthew Needham: “Burada olsa onu [Larys] terapiye götürmeye çalışırdım herhalde. Ama içecek bir şeyler de ısmarlardım.”
Lord Larys gibi bir karakteri canlandırmak bir aktör için çok ilgi çekicidir diye düşünüyorum. Çünkü çok farklı yüzleri, derinliği var. Bir aktör olarak böyle karakterleri canlandırmak sizi ayrıca cezbediyor mu?
Oldukça eğlenceli çünkü bence Larys biraz bukalemun gibi. O anda karşısındaki kişi kim olmasını istiyorsa Larys de o oluyor. Kiminle konuştuğuna bağlı olarak bazen farklı statü seviyelerini oynayabiliyor. Çok itaatkâr olabiliyor ya da zorba olabiliyor ya da aynı anda ikisi birden olabiliyor. Onunla yapabileceğiniz çok şey var çünkü o göründüğü gibi biri değil.
Dizinin şiddetle, aşırı şiddetle ilgili yorumu hakkındaki görüşünüzü merak ediyorum. Bu dizide çocuklara karşı da korkunç bir şiddet görüyoruz. Ama bu biraz karmaşık bir konu çünkü bir yandan da çoğumuzu diziye çeken şey şiddet. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Bu gerçekten ilginç bir soru. Hiç düşünmemiştim. “Yorum” doğru kelime mi emin değilim. “Yorum” dediğinizde dizi bu konuda bir şey söylüyormuş gibi duruyor. Ama bence dizi sadece hikayenin geçtiği dünyayı gösteriyor. Diziyi başarılı kılanın da bu olduğunu düşünüyorum. Size parmak sallamıyor. İyi bir draması ve güçlü karakterleri var. Eğer bir mesaj veriyorsa bile bu ikincil plandadır. Çünkü her türlü mesajı iletmek için önce iyi bir dramaya ve güçlü karakterlere ihtiyacınız var.
Ama haklısınız, şiddetle ilişkimiz biraz çılgınca, öyle değil mi? Bunu inkar etmek mümkün değil. Sonuçta özümüzde hayvanız. İstediğimiz kadar uygarmışız gibi davranalım, kinoa falan yiyelim… Ama beynimizin bir köşesinde kabile yaşamı var. Bence dizideki şiddet, beynimizin o kısmına dokunuyor.
Larys’in dizideki büyük politik oyundaki rolünden ve uzun vadeli hedeflerinden de biraz bahseder misiniz?
Onda bir tür parazitlik unsuru var: Güçlü bir konakçıdan bir sonraki daha güçlü konakçıya atlamak ve bu şekilde devam etmek… Böylece iktidar üzerinde etkili olmak istiyor. Güç istediğini sanmıyorum. Bence kontrol ve güç arasında bir fark var. Larys dünya üzerinde bir etki yaratmak istiyor diye düşünüyorum. İz bırakmak istiyor. Kendini beğenmiş biri olduğunu, spot ışıkları altında olmak istediğini falan sanmıyorum. Daha çok kendine dünyayı değiştirdiğini ve iz bırakmış olduğunu kanıtlamak istiyor. Bence bu onun bir nevi süper-hedefi.
Larys ile arkadaş olmak ister miydiniz?
Burada olsa onu terapiye götürmeye çalışırdım herhalde. Ama içecek bir şeyler de ısmarlardım. “Dostum, gel de iki lafın belini kıralım!” derdim. Ona yardım etmeye çalışırdım. Hepimizin sıkı bir sarılmaya ihtiyacı var.
Matthew Needham ile yaptığımız bu röportaj Episode’un Haziran 2024 sayısında yayımlanmıştır.