Kaan Mirac Sezen: ‘Cemo çok erdemli ve ahlaklı büyütülmüş bir çocuk’
Star’da ekrana gelen, yapımını OGM Pictures’ın, yapımcılığını Onur Güvenatam’ın, yönetmenliğini ise Cem Karcı’nın üstlendiği Sahipsizler, anne ve babalarını trajik bir gecede kaybettikten sonra tüm zorluklara rağmen birbirlerine tutunarak hayatta kalma mücadelesi veren altı kardeşin hikayesini anlatıyor.
Sahipsizler‘de Cemo rolünü üstlenen Kaan Mirac Sezen ile karakteriyle kurduğu bağı ve diziyi konuştuk.
Sahipsizler röportajları için buraya tıklayın.
Kaan Mirac Sezen: Cemo sürekli kendisiyle savaş halinde. Ailesine yetememe stresi, değişen hayat şartlarına uyum sağlayabilmek için harcadığı çaba, açlık ve susuzluk, başına koyabilecek bir çatı arayışı bunların hepsiyle ablasıyla birlikte başa çıkmaya çalışan bir karakter.
Cemo, ailesindeki trajik olaylarla büyümek zorunda kalan genç bir karakter. Bu ani olgunlaşma sürecini nasıl ele aldınız? Cemo’nun bu yükle nasıl başa çıktığını ve içsel mücadelesini canlandırırken gerçek hayattan ilham aldığınız bir şey, yaşadığınız bir hikâye oldu mu?
Ailece yaşanan olay sonucu Cemo aslında babası tarafından önceden hazırlandığı koşullara uyum sağlamak zorunda kaldı. Bugünün geleceğini tahmin edebiliyor ve bundan korkuyordu. Lakin yaşadıklarıyla karşı karşıya kalınca aslında ailesini korumak için çok daha güçlü olması gerektiğinin farkına vardı. Hatta kendisini suçladığı ve ne yaparsa yapsın yetersiz hissettiği bir noktadan ele almak istedim Cemo karakterini. Güçlü ama şu şekilde; yaşadıkları durumlardaki etki gücü kendisine göre yetersiz ve bundan sebep güçsüzlüğünün farkında olmasının içsel acısını yaşıyor, kendi içinde de bu yaşadığı acının hiçbir yansımasını ailesine göstermiyor. Yaşadığı içsel çatışma dışa yansıttığı tarafın zıtlığının içinde çiçek açarak gittikçe kök salması. Sürekli kendiyle çatışıyor ve bu derdi büyüyor. Bu şekilde aldım kısaca karakteri. Gerçek hayatta bu kadar zor durumda kalmış olan birkaç aile biliyorum. Onlar ailevi kayıplar vermemiş olsalar da maddi olarak belki de Cemolar kadar sahipsiz durumda olduklarına tanıklık ettim. Onların yaşadıkları zaman zaman bana ilham oldu ve umarım karakterin gerçekliğinin yansımasını doğru verebilmiş olacağım.
Kardeşler anne-babalarını ani ve travmatik bir şekilde kaybediyorlar. Bu kaybın Cemo ve Zeliha üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz? Travmayı yaşarken aynı zamanda daha küçük kardeşlere destek olmak nasıl bir sorumluluk gerektiriyor?
Çok küçük iki kardeşimiz var. Anne babamızın kaybının acısını hissettirmemek abi ve abla olarak en büyük görevlerimizden biri. Bundan kaynaklı aslında biz acıyı hissedecek zamana sahip değiliz. Çünkü kardeşlerimizden en küçük olanını bu kadar küçük yaşta bu kadar baskın bir olayın farkındalığını yaşatmaktan onu korumalıyız. O yüzden büyükler olarak yükümüzü daha da artıran bir tarafı var annemizle babamızı kaybedişimizin. Çocuklar annesiz ve babasız güvende hissetmeyecekler; bu sebeple ayrı bir güven ortamı da sağlanmalı ve bunu yapabilmek için de hiçbir şey olmamış gibi davranmalı, onların enerjilerine, farkında olmayışlarına ayak uydurmalıyız. O kadar büyük bir acıyı kucaklarken bunu yapmakta yer yer çok zorlanıyor ve altından kalkamadığımızı düşünüyoruz ama en sonunda sahipsiz kardeşler olarak üstesinden geleceğimize inanıyorum.
İstanbul’a doğru çıkılan bu yolculuk her bir karakter için hayatta kalma ve mücadele teması taşıyor. Karakterinizin hayata tutunma çabasını canlandırırken ilham aldığınız bir şey oldu mu?
Berserk isimli animeden Guts, My Hero Academia isimli animeden Izuki Midoriya, Solo Leveling isimli animeden Sung Jin-woo karakterleri Cemo karakterini zihnimde soyuttan somuta aktarmamda bana çok ilham oldular.
Kaan Mirac Sezen: Ailede anne baba öldükten sonra kovanın kraliçe arısı Azize oluyor, ben de büyümüş ve olgunlaşmış, gücü yerinde olan muhafız arıyı sembolize ediyorum.
Cemo’nun içindeki intikam ateşi ve dürüstlüğe olan inancı, onun hikâyesindeki büyük çatışmayı oluşturuyor. Bu ikilemde, aşk ve intikam arasında kalmak nasıl bir psikolojik baskı yaratıyor? Karakterinizin bu zor seçimleriyle nasıl bağ kurdunuz?
Cemo çok erdemli ve ahlaklı büyütülmüş bir çocuk. Dört kız kardeşle büyümenin getirdiği korumacı ve naif bir yapı da sözkonusu. O, bir olayın intikamından çok ailesini bu durumda bırakanlardan intikam alacak ve almak isteyecek bir karakter. Aynı zamanda bireysel sebeplerden değil ailesinin ihtiyaçlarının sebeplerini her zaman öncelik bildiğinden, dürüstlüğünden ödün vermeyecektir ancak intikam yolundaki çabası kaçınılmaz (en azından kendi iç dünyasında) olabilir. Aşk konusuna gelince, Cemo her duyguyu çok yoğun yaşadığından aşkı da büyük yaşayabilir. İntikam yolunda ilerlerken hissettiği baskın duygunun onu arada bırakması kendi iç çatışmasını destekler ve kendine karşı bir öfke oluşturmasına sebebiyet verebilir. Ancak bence burada intikamı öfke olarak, aşkı da sevgi olarak ele alırsak biz öfke ve sevginin iç içe geçtiği bir içsel karakter çatışması izleyebiliriz.
Cemo’nun içindeki intikam arzusuyla dürüstlüğe olan bağlılığı arasında bir gerilim var. Bu içsel çatışma, karakterin kişisel gelişiminde nasıl bir etki yaratıyor? İntikam mı yoksa dürüstlük mü Cemo’yu daha çok tanımlıyor?
Cemo sürekli kendisiyle savaş halinde. Ailesine yetememe stresi, değişen hayat şartlarına uyum sağlayabilmek için harcadığı çaba, açlık ve susuzluk, başına koyabilecek bir çatı arayışı bunların hepsiyle ablasıyla birlikte başa çıkmaya çalışan bir karakter. Şu aşamada intikamı düşünebilecek durumda değil ancak ailesinin durumunu düzelttikten ve şu anki zor durumları atlattıktan sonra bu olayları bir ateşleyici güç olarak kullanacak da bir karakter. Yaşadığı acıyı yaşatmaktan çekinmeyeceğine eminim. Ayrıca intikamın sonra daha ağır basacağına inanarak şimdilik bu soruya dürüstlük Cemo’yu daha iyi tanımlayabilir diyeceğim. Kendi ailesine karşı dürüstlüğü ve samimiyeti Cemo’yu daha çok tanımlar.
Kaan Mirac Sezen: Cemo aslında babası tarafından önceden hazırlandığı koşullara uyum sağlamak zorunda kaldı. Bugünün geleceğini tahmin edebiliyor ve bundan korkuyordu.
Cemo, ailesi için büyük bir sorumluluk alıyor. Kardeşleriyle olan bu güçlü bağ, Cemo’yu nasıl bir liderlik konumuna getiriyor? Bu bağlılık ve liderlik rolünü oynarken hangi unsurlara odaklandınız?
Aslında bir liderden ziyade çok iyi bir asker Cemo. Ablasının biricik askeri. Aileyi bir arı kovanı olarak gördüm, ki zaten arıcılıkla uğraşan bir aileyiz senaryoda. Ailede anne baba öldükten sonra kovanın kraliçe arısı Azize oluyor, ben de büyümüş ve olgunlaşmış, gücü yerinde olan muhafız arıyı sembolize ediyorum. Kendisinin isteklerine en iyi şekilde hizmet edip ailemin yaşam koşullarını olumlu yönde desteklemekten gayrı bir amacım yok. Ancak karşılaştığımız durumlara vereceğim insani tepkiler zamanla bu düşüncemden beni uzaklaştırmaya da meyilli.
Bu hikâye, güçlü bir aile bağını ve birbirine destek olmanın önemini vurguluyor. Kendi karakterlerinizin bakış açısından aile bağlarının önemi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu bağlılık, karakterlerinizi nasıl motive ediyor?
Sahip olduğu sevgi bağının kopmasından duyduğu korku aslında karakterimin en büyük motivasyonlarından. Geçmişteki mutlu zamanlara hiçbir şekilde geri dönülemeyecek olsa da geçmişe duyulan özlem ve o mutlu zamanları tekrar geri getirebilme çabası Cemo için çok önemli.