James & Oliver Phelps ile Yeni Şovları ‘Harry Potter: Pastanenin Sihirbazları’nı Konuştuk – Özel Röportaj

 James & Oliver Phelps ile Yeni Şovları ‘Harry Potter: Pastanenin Sihirbazları’nı Konuştuk – Özel Röportaj

James ve Oliver Phelps

Harry Potter filmlerinde sürekli sorun çıkaran ikizler Fred ve George Weasley olarak ikonikleşen James ve Oliver Phelps, Harry Potter Pastanenin Sihirbazları adlı yeni bir şova başladı. Ülkemizde 6 Aralık Cuma saat 16.30’da TLC ve BluTV’de yayınlanan program için ikiliyle buluşup konuştuk. Röportajın sonunda, kısa İstanbul gezilerinden damaklarında kalan tadı sormayı unutmadım tabii.

Harry Potter Pastanenin Sihirbazları’nın tanıtımını izlediğim zaman bayıldım. Açıkçası çok sevdiğimiz Harry Potter evrenine dönmenin tatlı ve orijinal bir yolunu bulmuşlar. Hem de yeni bir film çekmeden!

Oliver: Dürüst olmak gerekirse yine Harry Potter terminolojisinin içinde yer almak ve akademide vakit geçirmek benzersiz. Filmi çektiğimiz zamanlara dönmüş gibiyiz. Hem de akademiye bir sürü pasta pişirmek için dönüyoruz, bu inanılmaz!

James: Evet, tam 14 yıl sonra, yanımıza pasta uzmanlarını alarak setlere geri döndük. O büyüleyici büyük salonda yeniden çekim yaptık. Sadece bu kısmı bile çok etkileyiciydi. Yani ziyaretçi olarak gelip bunu bir set olarak gören pek çok insan var ama aslında tüm kameralar ve ışıkla birlikte olay başka bir yere evriliyor.

Harry Potter Pastanenin Sihirbazları

Yeni şovunuz Harry Potter Pastanenin Sihirbazları hakkında biraz bilgi alabilir miyim?

Oliver: Programda birbiriyle yarışan 9 takım var. 9 takımın başladığı ve ihtiyaç duyduğu malzemeler var. Temelde olay, takımların elenmeden devam edebilmesiyle ilgili.

James: İlk bölüm diğer tüm bölümlerden farklı çünkü ilk bölüm onların yarışmaya katılmak için Hogwarts Ekspresi’ne bilet kazanmalarını anlatıyor. En başta hiçbir fikrimiz yoktu ve kimsenin kaç takımın yarışacağını gerçekten bildiğini sanmıyorum. O bölümü benzersiz kılan da bu.

Oliver: İkinci bölüm ve sonrasında, ne yazık ki bir eki- bin eve gitmek zorunda kalması üzücüydü tabii. Ancak her bölüm filmlerden bir sete ve ondan bazı unsurlara dayanıyor. Mesela Diagon Yolu’nda geçen bir bölüm var. Bir takımın tüm serinin en iyi seti olan Weasley’nin Wizzy Wheezes ile bir şeyler yapması gerekiyordu. Ve başka bir takımın Quidditch malzeme mağazasında çalışması gerekiyordu. Bir diğeri Ollivanders’ı yapmak zorundaydı.

James: Bir takım bir “altın muhbir” (golden snitch) yarattı ve sanırım elli tane yaptılar ve hepsi yenebilirdi. Onu elinize aldığınızda gerçek bir altın muhbire benziyordu ve yenebilir olduğunu asla söyleyemezdiniz. Ama yiyebilirdiniz. Hem de tadı muhteşemdi çünkü bu bir mutfak sanatı programı.

Programın jürisi siz değilsiniz ama ağız tadınızın geliştiğini hissediyor musunuz?

Oliver: Tadım sonrası Carla ve Joseph’in yani jüri üyelerinin tatların ne olması gerektiği, hangi tatların neyle çalıştığı, hangi dokuların nasıl olması gerektiği hakkında açıklama yaptığı bölüme geçiliyor. Onları dinledikten sonra gerçek hayattaki tat alma şeklim biraz değişti.

James: Ah evet, gerçekten bahsedilen tadı alabiliyorum, havuçla yapılan o bisküvi, ne demek istediğimi anlıyor musun? Bunu sevdim. Profesyonel olmadığım için sadece yemeğin tadının güzel olmasından değil, aynı zamanda onu neyin güzel yaptığını anlamaktan gerçekten keyif aldım.

Harry Potter Pastanenin Sihirbazları

Evet, çok eğlenceli görünüyor. Fred ve George gibi esprili ve maceracı bir karakteri canlandırdınız. Eğlenceli ruhunuzu bu gösteriye yansıttığınızı düşünüyor musunuz?

James: Aslında biz çekim yaparken tam olarak böyleydi, eğlenceliydi! Bir köşede olup biteni izleyerek çok eğlendik. Biz yarışmacıların ellerinden gelenin en iyisini yapmasını izliyorduk, bu şefler farklı bir seviyede, biliyorsunuz. Bu sırada kendimiz olabilmeyi başardık sanırım. Muhtemelen işin en zor kısmı, eve gönderildiklerinde insanlara veda etmekti.

Siz şakacı ikizler olarak da biliniyorsunuz. Yarışmacıları zora sokacak anlar yaşandı mı?

Oliver: Biz herkesin kazanmasını isterdik. Onlarla çok iyi bir ilişkimiz vardı çünkü onlar çalışırken gün boyunca uzun saatler boyunca çekim yapıyorduk. Bu yüzden onları çok iyi tanıyorduk, hikâyelerini öğreniyorduk ve memleketlerindeki aileleri ve yaşam tarzları hakkında bilgi alıyorduk. Genelde herkesin kazanmasını istedik. Açıkçası bu mümkün değildi.

James: Kendimiz olmak ve kendi mizahımızı bir noktaya getirmek için teşvik edildik. Yarışmacıların pasta yaparken stres altında çalıştığını biliyoruz, bu yüzden de onları rahat bıraktık.

harry potter pastanenin sihirbazları
Carla Hall, Jozef Youssef, James and Oliver Phelps, Harry Potter Pastanenin Sihirbazları

Günlük hayatınızda yemek pişirmeyi seviyor musunuz?

James: Evet, harika olan şey buydu. Biz mutfakta olmaktan gerçekten keyif alıyoruz. Ayrıca eşimle birlikte izleyeceğim türden bir program. Birlikte yemek pişirme programlarını izliyoruz. Yani gerçekten de yaptığımızdan çok heyecanlandığımız türde bir işti.

Harry Potter hayranları bu projeye nasıl tepki verdi? Büyü dünyasından kopan bu kavram gerçek hayata da dönüştü mü? Hayranlarınızı şaşırttı mı?

Oliver: Dürüst olmak gerekirse böyle bir şova ihtiyacım olduğunu bilmiyordum, diyenlerin sayısı çok fazla. Harry Potter serisinin çok fazla hayranı olduğunu biliyoruz. Pişirme şovlarının da pek çok hayranı var ve bu birbirini mükemmel şekilde tamamlıyor. Her iki türden izleyiciyi mutlu edecek bir program hazırladık.

James: Aynı zamanda insanların şunu düşünmesini de sağlar: Bana bu malzemeler verilse ne yaratırdım? Yaratıcılığı destekleyen bir iş.

İşte bu. Bunu duymak harika! Son olarak, daha önce İstanbul’a gelmiştiniz. İstanbul’dan hatırladığınız lezzetler var mı?

James: Evet, pek tabii. Tatlı olarak hatırlıyorum İstanbul’u, aslında gidip sıfırdan baklava yapmamız gerekiyordu.

Oliver: Baklava kesinlikle harikaydı!

Oben Budak’ın Harry Potter Pastanenin Sihirbazları‘nın sunucuları James ve Oliver Phelps ile gerçekleştirdiği bu röportaj, Episode Dergi’nin 59. sayısında yayımlanmıştır.

Oben Budak

Basın hayatına Kral TV ve Star'da programlar yaparak başladı. Ardından haftalık Aktüel dergisi ve Harper's Bazaar için çalışmaya başladı. Uzun süre FHM dergisini yönetti. Röportajları bugüne kadar bazı dergi ve gazetelerde yayınlanmaya devam ediyor. Halen Türkiye'nin ilk ve tek dizi kültür dergisi Episode'un Genel Yayın Yönetmenliğini yapmaktadır. Aynı zamanda çok satan Falan Filan adlı kitabın da yazarıdır.

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir