Doğrusu 2025 yazı zihinsel olarak oldukça yorucu geçti. İçinde debelendiğimiz depresyon hali de giderek büyüdü. Bir tarafımızda küresel çaptaki jeopolitik sorunlar, savaşlar ve Gazze soykırımı yer alıyor, diğer yanımızda da lokal bazlı dertler bulunuyor. İç siyasetteki ajanda, hayat pahalılığı, arka arkaya çıkan yangınlar ve ölen canlar birçoğumuzun kaygı seviyesini zorluyor.
Bununla birlikte 2025 yazının son bölümünde kadınlar ve LGBTİ+ bireyler tarafından erkek fotoğrafçılar ile erkek oyunculara yönelik yapılan ifşalar gündemimize bomba gibi düştü, yaşadığımız rahatsız edici erkek egemen düzeni tekrar yüzümüze vurdu. İfşalar da sadece fotoğrafçılar ve oyuncularla sınırlı kalmadı. Kültür sanat camiasının bütününe yayılan bu süreçte müzisyenler, yönetmenler ya da edebiyat dünyasından isimler de ifşalarda yer aldı. Bir anda kendimizi Türkiye’nin “Me Too” akımının içinde bulduk ve ifşalarla birlikte toplumsal çürümenin toksik erkeklikle ilgili boyutunu bir kere daha gördük.
Bu can sıkıcı gündemden kaçmanın yolu da konserlerden, albümlerden, filmlerden ve TV serilerinden geçiyor. Bu nedenle sizler için 2025 sonbaharında izlenmesi gereken TV serilerini ve filmleri listeledim. Gelin, 2025 sonbaharının öne çıkan TV serilerine ve filmlerine birlikte göz atalım. Keyifli okumalar ve keyifli seyirler!
TV Serileri
Task

Mark Ruffalo, kariyerinin altın çağını yaşayan ve aynı zamanda politik kimliğiyle, aktivist çalışmalarıyla tanınan yıldızlardan. Mark Ruffalo’nun Tom isimli bir FBI ajanını canlandırdığı Task, 2025’in son çeyreğine damga vurması beklenen yapımlardan. Seri, Philadelphia’nın banliyölerindeki işçi sınıfı mahallelerinde geçiyor ve uyuşturucu trafiğine odaklanıyor.
HBO yapımı olan Task’ın yaratıcısı ise Mare of Easttown serisiyle sıçrama yapan Brad Ingelsby. Kate Winslet’ın başrolde yer aldığı Mare of Easttown dramatik yapısıyla, karakter çalışmalarıyla ve polisiye öğeleriyle parlayan bir HBO mini serisiydi. Bu nedenle Brad Ingelsby’nin yeni serisi Task büyük bir heyecanla bekleniyor. Serinin oyuncu kadrosunda Mark Ruffalo ile birlikte Emilia Jones, Silvia Dionicio, Tom Pelphrey ve Alison Oliver gibi isimler yer alıyor. Uzun süredir üzerinde çalışılan Task, 2025 sonbaharının en merak edilen işlerinden.
House of GuInness

Netflix kataloğuna eklenecek House of Guinness, Peaky Blinders ile gönüllere taht kuran Steven Knight’ın yeni serisi. Steven Knight tarafından yaratılan ve kaleme alınan House of Guinness tarihi bir suç draması.
House of Guinness, 19. yüzyılın Dublin ve New York’unda geçiyor. Serinin hikâyesi ise Guinness bira imparatorluğunu kuran “Sir Benjamin Guinness”in ölümünün ardından başlıyor. Dizinin oyuncu kadrosunda Anthony Boyle, Louis Partridge, Emily Fairn, Fionn O’Shea, Dervla Kirwan, Jack Gleeson ve Niamh McCormack gibi isimler yer alıyor. Seri, Sir Benjamin Guinness’in bıraktığı vasiyetin çocukları üzerindeki etkilerini ve Guinness fenomeniyle iç içe olan karakterleri inceliyor. House of Guinness, 25 Eylül’de Netflix kataloğuna eklenecek.
IT: Welcome to Derry

It (O) romanı, modern korku edebiyatının efendisi Stephen King’in başyapıtlarından. Son olarak Andy Muschietti tarafından beyazperdeye uyarlanan eser, korku hayranlarını tatmin etmeyi bilmişti. Filmlerin gişede yakaladığı başarıdan sonra ise It evreni genişletilmeye karar verildi. Özellikle Stephen King ve korku hayranlarının merakla beklediği It: Welcome to Derry, ünlü kurgu kasabası Derry’nin tarihine ışık tutmaya hazırlanıyor.
HBO’nun daha ilk sezonu yayınlanmadan 2. sezon onayını verdiği seri, romanda ve filmlerde yaşanan olayların öncesini ele alacak. Toplamda 3 sezonluk bir hikâye arkı kurulan It: Welcome to Derry’nin her sezonunda farklı bir tarihsel döngü işlenecek. Serinin ilk sezonu 1962’de geçecek, 2. sezonda 1935’e gidilecek, planlanan 3. sezonda ise 1908’e dönülecek. Böylelikle “Pennywise” karakterinin 27 yıllık döngüleri arasındaki bağ derinleştirilecek.
Serinin ilk sezonunda 1960’lı yılların Amerika’sındaki sosyopolitik konular, siyahi kültür ve ırkçılık da önemli bir yer tutuyor. It: Welcome to Derry, Ekim 2025’te yani “Halloween” (Cadılar Bayramı) zamanında yayınlanacak.
Pluribus

Breaking Bad ve Better Call Saul gibi TV tarihine geçen, TV’yi dönüştüren serilere imza atan Vince Gilligan yeni işiyle dönmeye hazırlanıyor. Apple TV+ kataloğuna eklenecek Pluribus, bilimkurgu türünde ve başrolünde de Better Call Saul’un yıldızı Rhea Seehorn yer alıyor.
Vince Gilligan’ın yeni serisi “dünyanın en mutsuz insanının dünyayı mutluluktan kurtarmak zorunda kalmasını” konu ediyor. Öte yandan Vince Gilligan, Pluribus ile yeni denizlere yelken açıyor ve bu kara mizah öğeleri taşıyan tuhaf hikâyeyi de “grounded genre drama” olarak tanımlıyor.
Bununla birlikte Apple TV+, serinin daha ilk sezonu yayınlanmadan 2. sezon onayını verdi ve Pluribus’un 2. sezon çalışmalarına da başlandı. Serinin oyuncu kadrosunda ise Rhea Seehorn’un yanı sıra Karolina Wydra, Carlos Manuel Vesga, Miriam Shor ve Samba Schutte gibi isimler yer alıyor. Pluribus, 7 Kasım’da yayınlanacak.
Stranger ThIngs

Netflix’in fenomen serisi Stranger Things, 5. sezonuyla ekranlara veda etmeye hazırlanıyor. Yaklaşık 3 yıllık bir bekleyişin ardından yayınlanacak final sezonu, 2025’in de en heyecan yaratan serilerinden. Şimdiye kadar yayınlanan fragmanlar da çok büyük bir ilgiyle karşılandı.
Duffer kardeşlerin yarattığı “upside down” evreni, yeni sezonda Hawkins’i yutmaya çalışacak ve Will karakterinin “Vecna” ile psişik bağlantısı hikayedeki en önemli unsurlardan biri olacak. Öte yandan Stranger Things’in final sezonu hayli uzun bir izleme yolculuğu sunacak. Bütün bölümlerin 2 saati aşan bir süresi bulunuyor.
5. sezonuyla ana hikâyesini sonlandıracak Stranger Things, farklı spin-off ve projelerle büyümeye devam edecek. Bunlardan ilki dizinin spin-off’u niteliğindeki animasyon projesi Stranger Things: Tales From ‘85!
Stranger Things’in final sezonunun ilk cildi ise 27 Kasım’da Netflix kataloğuna eklenecek. Serinin yaratıcısı Duffer kardeşler de önümüzdeki yıl itibarıyla çalışmalarına Paramount çatısı altında devam edecek. İkili Paramount için hem TV serileri hem de sinema projeleri üretecek.
Filmler
Caught StealIng (Suçüstü)
Caught Stealing, Darren Aronofsky’nin filmografisindeki en ayrıksı filmlerden. Açıkçası Darren Aronofsky bu filmle İngiliz damarı olan ve buram buram Guy Ritchie ile Danny Boyle kokan karanlık bir suç komedisi çıkarıyor. Bununla birlikte Darren Aronofsky, Caught Stealing’de dramatik bir vites değişikliğine gidiyor ve filmografisindeki diğer işlerden daha bağımsız bir yapıma imza atıyor. Kuşkusuz bu filmde Requiem for a Dream’i anımsatan kayıp bir punk ruhu ve Trainspotting ağırlığı da var.

Ancak Caught Stealing’in senaryo ve karakter çalışması olarak düz bir yapıya sahip olduğunu söylemem lazım. Yine de temposuyla, akıcılığıyla, çoklu karakter kullanımıyla, 90’lar atmosferiyle ve mizahıyla kendisini sevdiren bir film.
Bir yandan da Darren Aronofsky’nin sıklıkla kullandığı motiflerden biri olan “Amerikan Rüyası” ve sistemin inşa ettiği kaybedenler kulübü üyesi bireylerin çıkış arayışı son derece eğlenceli olarak sunuluyor.
One Battle After Another

Paul Thomas Anderson, çağdaş Amerikan sinemasının en önde gelen isimlerinden. “PTA” olarak anılan yönetmenin; karakter yaratma ile hikâye anlatma yeteneği, oyuncu yönetimi ve biçimsel nitelikleri kendisini farklı bir yere koyuyor.
Son uzun metrajı Licorice Pizza’dan bu yana uzun zaman geçen PTA’nın yeni filmi One Battle After Another, 2025 sonbaharının en dikkat çekici yapımları arasında. Oyuncu kadrosunda Leonardo DiCaprio, Benicio Del Toro, Sean Penn, Regina Hall, Teyana Taylor, Wood Harris, Alana Haim ve Chase Infiniti gibi yıldızların bulunduğu film, PTA’nın bugüne kadarki en büyük bütçeli işi konumunda.
Çekimleri yüksek çözünürlük ve genişlik sunan 35mm VistaVision formatında gerçekleştirilen film, 1984’te geçiyor. 1960’lardaki hippi ve gençlik hareketlerinin Ronald Reagan dönemine etkilerine odaklanan One Battle After Another, yıllar önce devrimci eylemlerde bulunan bir grubun kaçırılan bir kızın peşine düşme hikâyesini anlatıyor. Filmin vizyon tarihi ise 26 Eylül!
Bugonia

Yunan Yeni Dalgası’nın yıldızı Yorgos Lanthimos’un son filmi Bugonia, 2025 sonbaharında vizyona girecek bir başka ilgi çekici yapım. Yorgos Lanthimos, Emma Stone ve Jesse Plemons’ı yeniden bir araya getiren Bugonia bilimkurgu komedisi türünde. Güney Koreli Jang Joon-hwan’ın kült filmi Save the Green Planet’in yeniden uyarlaması olan Bugonia, komplo teorilerine meraklı iki gencin, bir şirketin CEO’sunu kaçırmalarını konu ediyor.
İkili, kaçırdıkları CEO’nun Dünya’yı yok etmeye çalışan bir uzaylı olduğunu düşünüyor ve işler giderek tuhaf bir hale bürünüyor. Modern Güney Kore sinemasının cevherlerinden biri olan Save the Green Planet’in, Yorgos Lanthimos’un ellerinde neye dönüştüğü ise büyük bir merak konusu. Bugonia, Yorgos Lanthimos ve Emma Stone’un 4. işbirliği konumunda. Film, 24 Ekim’de sinemaseverlerle buluşacak.
It Was Just an AccIdent (Yek tasadef sadeh)

İran sinemasının en muhalif ve aykırı yönetmenlerinden Cafer Penahi’nin yeni filmi de 2025 sonbaharının merakla beklenen yapımlarından. İran’daki molla rejimine karşıtlığı ile bilinen Cafer Penahi, bu uğurda bedel ödemiş bir isim.
Cafer Penahi, son filmi It Was Just an Accident (Yek tasadef sadeh) ile 2025 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazandı ve bu yılın öne çıkan isimlerinden biri olmayı başardı. 2025’in dünya sineması açısından en merak edilen yapımlarından biri olan It Was Just an Accident, Vahid isimli bir karakterin hapishanede kendisine işkence eden ve hayatını mahveden birisine tıpatıp benzeyen başka birisini kaçırmasını konu alıyor. Cafer Penahi’nin hapishane deneyimlerinden esinlenerek yazdığı film, suç unsurları ve kara mizah öğelerinin yanı sıra adaletin sembolik bir şekilde ele alındığı bir yapım olarak dikkat çekiyor.
Good Boy

Good Boy, sosyal medyada viral olan fragmanıyla birlikte parladı. Özellikle korku hayranlarının ve sinefillerin ilgisini çeken yapım, bir köpeğin gözünden anlatılan lanetli ev hikâyesi sunuyor.
Filmin başrolünde de Indy isimli bir köpek yer alıyor. Filmin yönetmeni ve senaristi Ben Leonberg’ün gerçek hayattaki köpeği olan Indy, Good Boy’da da kendi ismini taşıyor. Indy’nin sahibi rolünde ise Shane Jensen bulunuyor. Geçen martta South by Southwest Film Festivali’nde prömiyerini yapan Good Boy, eleştirmenlerden de olumlu yorumlar aldı ve film hakkında yüksek skorlu kritikler yayınlandı. Bir köpeğin gözünden korku hikâyesi anlatan ve farklı bir bakış açısı sunan Good Boy, 2025 sonbaharının beklenen korku filmlerinden.
* Orçun Onat Demiröz’ün yazısı Episode Dergi’nin 61. sayısında yayımlanmıştır.