MIP Cancun 2025 sayımız için Biran Damla Yılmaz ile Halef’i ve canlandırdığı Yıldız karakterini konuştuk.
Halef: Köklerin Çağrısı özel röportajlarına buradan ulaşabilirsiniz.
Biran Hanım, Yıldız gururlu, güçlü ama aynı zamanda kırılgan bir karakter. Onun bu çok katmanlı yapısını yaratırken sizi en çok hangi tarafı etkiledi?
Biran Damla Yılmaz: Yıldız, hayallerine ulaşmak için asla pes etmeyen bir karakter. Yaşamak istediği bir hayat var ve kesinlikle bunu hak ettiğini düşünüyor. Bu yolda her şey mübah perspektifi ile bakıyor. Aslında hep bir gün gelecek ve yaşadığını, hem de hak ettiği şekilde yaşadığını, hissedecek motivasyonu ile ilerliyor olması beni çok etkiledi. Çünkü asla pes etmiyor, kırılıp dökülüyor ama yeniden ayağa kalkmasını biliyor. Bütün bunların yanında da neşesini kaybetmiyor. Tüm bu darbelerin arasında yaşama sevincini kaybetmemesi, umutlarına ve hayallerine sıkı sıkı sarılması beni en çok etkileyen tarafı.

Biran Damla Yılmaz: Masalsı görüntülerken oluşan atmosferin içinde çok ciddi iktidar savaşlarının olduğu bir iş Halef.
Dizinin başında Yıldız’ın Serhat’a karşı öfkesini görüyoruz ama arka planda hâlâ bir sevgi, bir tutku var. Bu karmaşık ilişkiyi siz nasıl anlamlandırıyorsunuz?
Biran Damla Yılmaz: Yıldız Serhat’ın yokluğunda tek başına her şeyi göğüslendi. Verilen sözlerin ağırlığı ile büyüyen, baskı uygulanan kişi aslında Yıldız. O yüzden dizinin başında “artık buraya kadar” diyen bir kız vardı. Serhat’a kızmış mıydı? Aslında Serhat’ın gerçekleri reddedip, hiçbir taşın altına elini koymamasından şikayetçiydi, bir de üzerine sürpriz evliliği bütün her şeyi alt üst etti. Fakat aralarında aslında birbirlerine destek oldukları, hem de bunu şefkatle yaptıkları bir yer de var, sonuçta aynı kaderi paylaşıyorlar. Bu bağ onları yakınlaştırdıkça aralarındaki tutkuyu tetikliyor.
Sizce Yıldız ve Serhat’ın ilişkisi nasıl ilerleyecek?
Biran Damla Yılmaz: Her iki karakter de birbirinin zaafı haline geldi. Ancak bu sebeple ilişkileri zaman zaman birbirlerini yakınlaştıracak, kimi zaman da uzaklaştıracak. Aksi takdirde seyircide merak unsuru yaratamayız. Biz Halef´te hiçbir ilişkiyi düz bir çizgide ilerletmiyoruz, her an her şey olabiliyor. Serhat ve Yıldız’ın ilişkisi de bütün bu dengeler yüzünden bazen iyi, bazen kötü etkileniyor ama güzel ve heyecanı yüksek bolümler sizleri bekliyor diyebilirim.

Birçok aşiret temalı dizi izliyoruz; 2000’lerin başından bu yana bu türde birçok yapım ekrana geldi ve bazıları gerçekten çok başarılı oldu. Halef’in hem reytingleri hem de izleyici tepkileri oldukça iyi ilerliyor. Sizce Halef hangi yönüyle öne çıkıyor?
Biran Damla Yılmaz: Halef bir aşiret işi olarak anılıyor ancak o kadar basit değil bence. İlk bölümden beri yapımcımız, yönetmenimiz, senaristimiz derken ekipçe büyülü bir dünya yarattık. Masalsı görüntülerken oluşan atmosferin içinde çok ciddi iktidar savaşlarının olduğu bir iş Halef. Dizide de kullandığımız gibi konu Halef ise iki yol var: ya iktidar ya ölüm. Herkesin savaşı hayatta kalmak. Bu yüzden ne iyi ne kötü karakterler var; herkes iktidarın, yani canının peşinde. Tabi ki buna aşk, entrika, aksiyon, dram ve bazen komedi de eşlik ediyor. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi.
Biliyorsunuz, Türk dizileri bugün birçok ülke ve coğrafyaya ulaşıyor, tüm dünyada sevilerek izleniyor. Sizce dizinizin uluslararası izleyiciyle nereden bağ kuracağını düşünüyorsunuz?
Biran Damla Yılmaz: Ben şimdiden bağ kurduğunu düşünüyorum açıkçası. Bizi izleyenlerden, hayranlarımızdan bize gelen her şey çok kıymetli. Şimdiden başka coğrafyalardan çok güzel tepkiler alıyor olmak, bizleri hem çok mutlu ediyor hem de işimize ve oynadığımız karakterlere daha da sıkı bir motivasyonla bağlanmamızı sağlıyor.
Biran Damla Yılmaz ile gerçekleştirdiğimiz bu röportaj Episode Dergi’nin MIP Cancun 2025 sayısında yayımlanmıştır.