Türkiye’nin ilk ve tek dizi kültürü dergisi Episode, 62. sayısıyla karşınızda!
Koskoca bir yılı geride bırakmamıza sadece bir ay kala, bu heyecanın ve yıl sonu muhasebesinin tam ortasında dopdolu bir sayıyla yine sizinleyiz. Aralık her zaman bir mola, bir nefes alma ve geleceğe umutla bakma ayıdır. Yeni yıl beklentileri, o meşhur “bu sefer olsun” diye kendimize verilen sözler… Bu ayın en önemli vurgusu, o sözleri tutma azmini içimizde yeşertmek!
Bu sayımızda uzun zamandır beklenen Stranger Things, 5. sezonla ilgili dosya konumuzla karşınızdayız. Özel röportajlar ve Orçun Onat Demiröz’ün dizinin perde arkasını ve beklenen sonu detaylıca ele alan dosyasıyla Hawkins’teki son maceraya hazırlanıyoruz. Bu dosya, serinin hayranları için kaçırılmayacak bir kaynak.
Oben Budak ile Yasemin Şefik ile Duyulan Şehirler belgeseli üzerine konuştu. Kendisi, radyonun güçlü sesi ve sahnelerin yüksek voltajlı enerjisini bir kenara bırakıp TOD’da yayınlanan Duyulan Şehirler belgeseliyle bize rehber oluyor. Bunun yanı sıra Prime Video’nun merakla beklenen yeni filmi Dímelo Bajito’nun başrolleri ile Kuzey ve Güney Avrupa Orijinal İçerikler Başkanları Tara Erer ve Nicole Morganti röportajları da Episode’da.
Özlem Özdemir, The Walt Disney Company Türkiye Drama Direktörü Türkan Yurdam Doğan ile bir araya gelerek yerli içeriklerin yönünü, izleyici beklentisini ve geleneksel yayıncılıkla dijital platformların günümüzdeki duruşunu masaya yatırdı.
Ayın çarpıcı analizlerinden biri, MTV’nin kapanması ve Warner Bros. Discovery’nin satışa çıkması üzerine Orçun Onat Demiröz’den geliyor. Onun “İnternetin Ölümü ve Beyin Çürümesi” başlıklı yazısı, Yapay Zekâ ve algoritma tuzaklarıyla yayılan düşük kaliteli içeriklerin (Brain Rot) zihnimiz üzerindeki etkilerini ele alıyor.
Bu dijital karmaşanın tam ortasında oyuncu ve sektör profesyonellerinin sesi de yankılanıyor: Yasemin Şefik mizahi ve eleştirel diliyle “Davetli Listesinde Hep Aynı 250 Kişi” yazısıyla Türk gala kültürünün “güleriz ağlanacak haline” hikâyesini anlatıyor. Ayrıca menajerlik dünyasına dair haklı eleştirileri ve Nejat İşler ile ile ilgili yazısı da Episode sayfalarında!
Ressam RU! “Stanislavski Kod Yazsaydı Netflix Onu İşe Alır mıydı?” başlıklı yazısında, Stanislavski metodu ile günümüzün veri odaklı Netflix algoritmasını karşılaştırarak sanat ve kod arasındaki ironik ilişkiye dikkat çekiyor.
Emir Kula, “Işıltılı Hayaller, Gerçek Sahneler: Oyunculuk Yolunun Kamera Arkası” yazısıyla, oyunculuk hayalinin zorlu ve virajlı yolunu dürüstçe ortaya koyuyor.
Sinem Vural, “MultiTalent Çağı: Sadece Oynayan Değil, Söyleyen Oyuncular” başlıklı yazısında, artık yeteneği tek bir kutuya sığdırmayan yeni izleyici beklentisini inceliyor.
Mimar Cengizhan Özcan, “Ekrandaki Türkiye: Dizilerin Mimari Hafızası” yazısıyla yalılar, loft daireler ve süslü mekânların sosyolojiden çok bir “ideal yaşam fantezisi” sunduğunu, mimarinin hikâyenin sessiz ama en güçlü oyuncusu olduğunu gösteriyor.
Gazeteci Emre Özpeynirci, “Otomotiv Pazarlamasında Yeni Vites” başlığıyla otomotiv markalarının itibarı transfer etme stratejilerini ele alıyor.
Zeynep Gürer ve Mert Gürer, AI Yapım’ın YZ destekli ilk dizisi Castle Walls üzerinden, yapay zekânın dizi ve film endüstrisine getirdiği dönüşümü, avantajları ve potansiyel sorunları bilimsel bir çerçevede tartışıyor.
Ayrıca Ayşegül Gündoğdu ekranların en nahif dizilerinden Ben Leman eleştirisiyle, Make-Up Artist Yasin Şefik, Kıskanmak dizisindeki makyajın sessiz dilini analiz eden yazısıyla, Su Karacan ise hikâyenizi baştan yazmanız için umut dolu 8 filmle Episode’a katkıda bulunuyor. Alev Kurtuluş da “Yıldız Haritası Açıldı” yazısıyla Eşref Rüya karakterlerinin astrolojik portrelerini çıkarıyor.
Umarız bu sayımız, yılın son ayında hem eleştirel bir bakış açısı sunar hem de sizi yeni başlangıçlar için motive eder. Keyifli okumalar ve umut dolu bir yeni yıl dileriz!
