İlk sezonu çok beğenilen bir diziye girerken heyecan mı oluyor, gerilim mi?
Lena Olin: Baskı yok sadece heyecan. Karakterim Helena’dan çok etkilendim çünkü o çok ayrıcalıklı ve çok gizemli bir bilim insanı. Onu oynamak çok sıra dışı ve ilginç olur diye düşündüm. Helena hem zekadan hem de gizemden güç alıyor.
Sanırım zihinsel sağlık konusunda tutkusu olan birçok insan tanıyorsunuzdur. Bilimsel çalışmalarının çoğunun bir travma sonrası başladığına inanıyorum. Psikiyatristler veya doktorlar gibi kendilerini işine adamış birçok insanın başına bir şey geldiğine inanıyorum. Bu yüzden onun zekasının, bağlılığının ve tutkusunun bunu kendi başına yaşamış olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Sanırım gerçek bir depresyondan muzdaripti. Kendi travmasını başkalarına yardım etmek için nasıl uyguladığını görerek işe başladım.
Nicole Kidman ile olan sahneleriniz iki alfa arasındaki bir çatışma gibi hissettiriyor. O anlarda dengeyi nasıl buldunuz? Gerçekten iyi sahnelerdi, özellikle ilk bölümlerde.
Lena Olin: Harika. Memnun oldum. Nicole Kidman ile çalışmayı seviyorum çünkü o gerçekten, gerçekten stüdyoya giriyor ve kameranın önünde elinden gelenin en iyisini yapıyor.Bu enerjiyle çalışmak harikaydı. Çünkü açıkçası o, bilirsin, bunu gerçekten heyecan verici ve ilham verici bir şekilde yapıyor.
Siz de Helena’nın geçmişinin oldukça gizemli olduğunu söylediniz, bilinmeyenlerle dolu bir karakteri oynamak ne tür bir özgürlük getiriyor?
Lena Olin: Çok spesifik bir kitaba dayanan bir senaryoyla çalışıyor olsan bile, yine de karakter için kendi hayatını icat etmelisin. Helena için, kesinlikle Avusturya’da, çok ayrıcalıklı, zengin bir ailede, parlak bir bilim insanı olan bir büyükbabayla ve bir kız olarak büyümek için çok şey atlatması gerekiyordu. Bu yaşadıkları onu güçlü kıldı. Ve sonra evliliğinin iyi olmadığını düşünüyorum, bu da benim görüşüm. Bence çok mutsuz bir evliliği vardı ve kocası artık gitti, neyse ki.
Lena Olin: “Karakterim Helena’dan çok etkilendim çünkü o çok ayrıcalıklı ve çok gizemli bir bilim insanı. Onu oynamak çok sıra dışı ve ilginç olur diye düşündüm.”
Ortamınız kar içinde, ıssız bir Avusturya dağ evi. Ben diziyi yaz başı, Atina’daki evimden izlememe rağmen üşüdüm. Mekan karaktere yaklaşımınızı etkiledi mi? Bir süre sonra ortam performansınızın bir parçası oldu mu onu merak ediyorum.
Lena Olin: Mekanın etkisi büyük. Venedik için Venedik’te çekim yapıyorsan muhteşem ya da Paris için Paris’te çekim yapıyorsan. Ama gerçek şu; İşe gittiğimiz her gün, Avusturya’da dağa çıkmak için bu minik dar yoldan gidiyorduk. Artık arabanın oradan geçmeyeceğini düşündüğün yollardan geçiyorsun. Bu harika bir yoldu çünkü korkutucuydu, ilgi çekiciydi. Sonra bu şatoya geliyorsun, sadece vay canına diyerek içeri giriyorsun. Her odası, her mermer parçası, her pencere tıpkı bir sanat eseri gibiydi. Yani evet, bu çok yardımcı oldu bize.

Bu sezonun kadrosu hem büyük hem de renkli, setteki enerji nasıldı? En çok kimle birlikte çalışmaktan zevk aldığınızı merak ediyorum.
Lena Olin: Herkesle eğlendim ve yabancılardan biri olmadığım için yabancılar tarafından çok merak edilen biri haline dönüştüm. Oyunculardan çok keyif aldım. Ve yönetmenlerimiz Jonathan ve Anthony, tüm bölümler için iki yönetmenimiz olması ayrıcalığına sahiptik. Yani biri gelip diğeri gelmiyordu. Yani onları gerçekten tanıyordunuz ve gösterinin her yönüyle çok ilgiliydiler, bu da büyük bir ayrıcalıktı.