‘The Penguin’: Gotham İçinde Açılan Farklı Kapılar ve ‘The Sopranos’a Göz Kırpan Bir Mafya Hikâyesi
Unutulmaz 8 Mafya ve Gangster Filmi
Malum, The Godfather serisinin üçüncü filmi yakında yeni bir kurguyla yeniden karşımızda olacak. Bunun heyecanıyla, unutulmaz mafya ve gangster filmlerine tekrar bir göz atalım dedik ve sizin için en çarpıcı sekiz tanesini derledik.
Keyifli okumalar!
The Godfather (Francis Ford Coppola, 1972)
Tabii, mevzubahis mafya konulu filmler oldu mu akla ilk The Godfather üçlemesi gelir. Mario Puzo’nun romanından uyarlanan serinin ilk filmi, daha çıktığı vakit senaryosu, oyunculukları ve müzikleriyle efsane olacağını belli etmiştir. En İyi Film dalında Akademi Ödülü kazanan yapım, En İyi Uyarlama Senaryo dalında Puzo ve Coppola’ya, En İyi Erkek Oyuncu dalında ise Marlon Brando‘ya Akademi ödülleri kazandırmıştır.
Vito Corleone (Marlon Brando) tarafından yönetilen Corleone mafya ailesini hikayesinin merkezine alan The Godfather, Vito’nun küçük oğlu Michael’ın yeni ‘Baba’ olarak ailede yükselişini ve dönüşümünü anlatmaktadır.
Filmde Michael karakterini canlandıran Al Pacino, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Akademi Ödülü’ne aday gösterilmiştir. Üstelik bu, Al Pacino’nun rol aldığı henüz ikinci filmdir! Vito’nun yaşlı oğlu Sonny’i canlandıran James Caan ile Tom Hagen’ı canlandıran Robert Duvall de aynı dalda ödüle aday gösterilmiştir.
Bir süre tarihin en çok gişe hasılatı yapan filmi olarak kalan The Godfather’ın unutulmaz müziğini ise Nino Rota bestelemiştir.
The Godfather II (Francis Ford Coppola, 1974)
İlk The Godfather filminden iki yıl sonra yayınlanan bu ikinci film, en az ilki kadar kült bir yapım olmayı başarmıştır. Hatta ben dahil birçoklarına göre üçlemenin en iyi filmidir. The Godfather II, artık ailenin ‘baba’sı olan Michael Corleone’nin gücünü pekiştirme mücadelesini anlatır. Bir yandan da Vito Corleone’nin çocukluk ve gençlik yıllarını, Corleone ailesinin nasıl kurulduğunu bize gösterir. Genç Vito rolünde ise bu filmle beraber efsaneleşecek bir başka aktör, Robert de Niro vardır. O zamana dek ismi pek de bilinmeyen bu genç aktör, Marlon Brando gibi bir yıldızın yokluğunu aratmayarak büyük sükse yapmıştır.
Döneminde de izleyiciler tarafından beğeniyle karşılanan film, Akademi Ödülleri’nden En İyi Film dalında zaferle dönmüştür. Ayrıca Francis Ford Coppola‘ya En İyi Yönetmen ve En İyi Uyarlama Senaryo (Mario Puzo ile beraber), Robert de Niro‘ya En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, Nino Rota‘ya En İyi Film Müziği ödüllerini kazandırmıştır. Yapım, En İyi Kostüm ve En İyi Sanat Yönetmenliği dallarında da Akademi Ödülü’ne layık görülmüştür. Yani, The Godfather II, tam 6 Oscar sahibidir. Filmin 5 de adaylığı vardır!
GoodFellas (Martin Scorsese, 1990)
Sinema tarihinde mafya konulu filmler mevzubahis oldu mu The Godfather üçlemesiyle aşık atabilecek ender yapımların başında GoodFellas gelir. Martin Scorsese’nin magnum opus’u sayılabilecek bu film, mafyaya çalışan Henry Hill’in, arkadaşlarının ve ailesinin 1955 yılında 1980’e dek olan macerasını konu alır. Nicholas Pileggi’nin Wiseguy romanından uyarlanan filmin başrollerini Robert De Niro, Ray Liotta, Joe Pesci, Lorraine Bracco ve Paul Sorvin gibi yıldızlar paylaşmaktadır.
Film 6 dalda Akademi Ödülü’ne aday gösterilmiş ve Joe Pesci’ye En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar kazandırmıştır. Filmin ünlü bar sahnesinde Joe Pesci bilhassa parlamıştır.
Cidade de Deus (Fernando Meirelles ve Kátia Lund, 2002)
Cidade de Deus, ya da bilinen İngilizce adıyla City of God, izleyiciyi Brezilya favelalarına hem de çok gerçekçi bir şekilde götürmesiyle eşsiz bir yapımdır. Paulo Lins’in aynı adlı romanından uyarlanan Cidade de Deus, kısmen gerçek olaylara dayanmaktadır. 1970’lerde geçen film, Rio de Janeiro’nun Cidade de Deus mahallesinde organize suç örgütlerinin yükselişini konu almaktadır.
Başrollerini Alexandre Rodrigues, Leandro Firmino da Hora, Phellipe Haagensen, Douglas Silva, Alice Braga ve Seu Jorge‘nin paylaştığı filmin oyuncu kadrosunun büyük kısmının gerçekten de favelalarda yaşaması, onu hepten özgün kılmaktadır. Belgesel anlatımına yakın tarzıyla da iyiden iyiye ilgi çekicidir.
Cidade de Deus, dört dalda Akademi Ödülü’ne aday gösterilmiştir.
Scarface (Brian de Palma, 1983)
Orijinali 1932 tarihli olan Scarface‘in Brian de Palma imzalı bu yeniden çekimi, kimi sahneleriyle poster olarak duvarları süsleyecek kadar heyecan vericidir. Al Pacino‘nun Tony Monana rolünde imza performanslarından birini sergilediği filmin senaryosu Oliver Stone‘a aittir.
Scarface, Kübalı mülteci ve eski hükümlü Tony Montana’nın Amerikan suç dünyası basamaklarını adım adım tırmanışını anlatır. Filmde Al Pacino’ya Steven Bauer, Michelle Pfeiffer, Mary Elizabeth Mastrantonio, Robert Loggia, F. Murray Abraham gibi isimler eşlik etmektedir.
Üç Altın Küre adaylığı bulunan film, şimdilerde Luca Guadagnino tarafından yeniden çekilmekte. Bu üçüncü Scarface filminin senaristiliğini ise Coen Biraderler yapıyor!
The Untouchables (Brian de Palma, 1987)
Al Capone’u kovalayan teftiş memuru Elliot Ness’in aynı adlı otobiyografik kitabından uyarlanan The Untouchables, parlak kadrosuyla dikkat çekmekte. Kimler kimler yok ki: Kevin Costner, Elliot Ness rolünde; Robert de Niro, Al Capone rolünde dikkat çekmektedir. Onlara Sean Connery, Andy García, Charles Martin Smith gibi isimler eşlik etmektedir.
1930’lu yıllarda, ABD’de İçki Yasağı’nın yürürlükte olduğu ve başta Al Capone olmak üzere mafyanın içki kaçakçılığında büyük para kaldırdığı dönemde geçen filmin müziklerinin altında ise büyük usta Ennio Morricone‘nin imzası vardır.
4 dalda Akademi Ödülü’ne aday gösterilen film, Sean Connery’e En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar kazandırmıştır.
C’era una volta in America (Sergio Leone, 1984)
C’era una volta in America, ya da bilinen adıyla Bir Zamanlar Amerika‘da, sırf yayınlanma hikayesiyle bilgi ilgi çekici bir filmdir. Film, başta 269 dakikadır. Ancak yapımcı firmanın isteğiyle ABD’de 139 dakika, diğer ülkelerde 229 dakika olarak vizyona girmiştir. 2012’de filmin 255 dakikalık bir versiyonu nihayet izleyiciyle buluşmuştur.
Robert de Niro‘nun başrolünde David “Noodles” Aaronson karakterini canlandırdığı film, sokak çocuğu Noodles’ın Amerikan suç dünyasındaki serüvenini konu almaktadır. Ağır sahnelerin de yer aldığı yapım, özellikle tam uzunluktaki versiyonuyla gelmiş geçmiş en iyi mafya ve suç filmlerden biri sayılabilir.
Filmin müziklerini de Ennio Morricone yapmıştır.
Touch of Evil (Orson Welles, 1958)
Film noir tarzının en meşhur filmleri arasında yer alan Touch of Evil, Whit Masterson’ın Badge of Evel romanına dayanmaktadır. Orson Welles, filmin sadece yönetmenliğini yapmakla kalmamış, senaryosunu da kaleme almıştır. Filmin başrolünü de Orson Welles oynamaktadır.
Aslında filmin senaryosunu yapımcı Albert Zugsmith, Paul Monash adlı bir televizyon filmleri senaristine teslim etmiştir. Ancak senaryo, Zugsmith’i çok etkilememiştir. Bir zaman sonra Universal stüdyoları, Zugsmith’e ulaşmış ve filmi çekip çekmek istemediğini sormuştur. Başrole Charlton Heston‘ı düşünmektedirler. Heston, senaryoyu fena bulmamıştır… Nihayetinde projede yer almak istemektedir ama ortada yönetmen yoktur. Heston, yönetmenlik için kariyerinin parlak zamanları geride kalmış olan Orson Welles’i önermiştir. Bu önerisi kabul görmüştür. Welles, senaryoya da el atmış; senaryoda büyük değişiklikler yapmıştır. Ayrıca kendisine de filmde rol vermiştir. Nihayetinde ortaya, Meksika – ABD sınırında geçen ve ırkçılık meselesini de radikal şekilde ele alan bir mafya filmi çıkmıştır.
Film, çıktığında eleştirmenler tarafından çok ilgi görmese de sonraları popülerlik kazanmıştır.
Filmde Zsa Zsa Gabor ve Marlene Dietrich de rol almaktadır.