Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı ’39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı
Röportaj: ‘Yürek Çıkmazı’ Dizisinin Yetenekli Oyuncusu Cemal Toktaş
Tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu Cemal Toktaş’la Episode okurları için keyifli bir söyleşi yaptık. Şu sıralar TRT 1’de yayınlanan Yürek Çıkmazı dizisinde Kıvanç olarak karşımıza çıkan yetenekli oyuncuya; yer aldığı dizi ve filmleri, tiyatroyu, gelecek planlarını, seyirci olarak neler izlemekten hoşlandığını sorduk. Keyifli okumalar…
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nden mezunsunuz. Birçok oyunda da yer aldınız, Temizlik İşleri, Kel Şarkıcı, Ölüm Hastalığı gibi. Tiyatroyla ilgili bir projeniz var mı? Sahnede olmak sizin için neler ifade ediyor?
Şu an maalesef tiyatro projem yok. Benim için sahnede olmak muazzam bir his. Tiyatro önce kendime, sonra topluma faydalı olacak şekilde hayatımızda hep var olmalıdır. Seyirciler için, oyundan önce ve oyundan sonra; kendine, hayata ve dünyaya bakış açılarında ufacık bir değişiklik, dönüşüm olabiliyorsa sahnedeki perde kendi hayatlarına da açılan bir perde niteliği taşıyor ve bu da varoluşsal bir sorgulamanın cevabına yaklaşım hissi veriyor.
Sahneden ekranlara yolculuğunuz nasıl başladı?
Okul döneminde öğrenciler birtakım deneme çekimlerine katılırlar. Konservatuar dönemimde ben de deneme çekimlerine katıldım ve birinden olumlu dönüş aldım. Sonrası hiç bitmeyen bir öğrenme yolculuğu…
Şimdilerde sizi Yürek Çıkmazı’nda Kıvanç rolüyle izliyoruz. Bu hikâye ve karakterinizle ilgili dikkatinizi çeken neydi?
TRT 1 ekranlarında izleyiciyle buluşan Yürek Çıkmazı dizisinde Kıvanç karakterine hayat veriyorum. Kıvanç; aşkı seven, sevmeyi bilen ve her koşulda aşkının peşinden giden, koruyan, kollayan, değerlerine sahip çıkan bir adam. Aile olma kavramına sıkı sıkı sarılan, güzel seven bir karakter olması hoşuma gitti.
Kıvanç’ın size benzeyen yanları var mı?
Kıvanç ile benzer yanımız; aile kavramına verdiği değer, benim için de ailem her şeyden önemlidir.
Yürek Çıkmazı’nın set ortamından bize biraz söz edebilir misiniz? Nasıl geçiyor çekimler?
Gayet keyifli bir set. İşini bilen, seven ve ciddiye alan bir ekiple çalışıyoruz. Hem eğleniyoruz hem işimizi yapıyoruz. Bu da seyircimize yansıyor ve yaptığımız işin karşılığını almamıza sebep oluyor.
Bozkır dizisine nasıl dahil oldunuz?
Bozkır dizisinin yeri bende çok başka, çok özel, her zaman ayrı olmaya da devam edecek. Proje bana teklif edilip gönderildiğinde hemen okudum. Beni düşündükleri karakter, oynadığım karakterlerin çok dışındaydı. Seyircinin beni gördüğü karakterlerin çok dışındaydı. O yüzden çok sevindim ve projeyi çok beğendim. Yapım, yönetmen, senarist ve reji ekibi ile ilk karşılaşmamızda hikâyeyi öyle güzel anlattılar ki hiç düşünmeden kabul ettim. Sonucuna baktığımda çok memnun olduğum bir iş çıktı.
Seyirci olarak polisiye türüyle aranız nasıldır?
İyi kurgulanmış bir proje ise keyifle izlerim.
Sizi şimdiye dek birçok farklı karakterde izledik. Peki, “Şöyle bir karakter karşıma çıksa da oynasam,” dediğiniz bir rol var mı? Bir rolü kabul ederken nelere dikkat ediyorsunuz?
Elimden geldiğince birbirinden farklı karakterleri oynamak istiyorum. Bir rolü kabul ederken aslında o rolün nasıl bir karakter olmasına ve projenin nasıl bir proje olduğu, neyi amaçladığı, kimlerin bu projeye omuz verdiğine bakıyorum. Yola beraber çıktığımız insanlar yolu güzelleştiriyor
Filmografiniz içinde Kara Köpekler Havlarken filmi diğerlerinden daha farklı bir yapım. Bağımsız sinemaya daha fazla eğilmeyi düşünüyor musunuz?
Bağımsız sinema için, eğer projeye faydam dokunabileceğini kendimi ikna edebilmişsem o proje için elimden geleni yaparım.
Birbirinden farklı karakterleri canlandırırken birçok değerli oyuncuyla, yönetmenle ve kamera arkası ekiple çalışma fırsatınız oldu. Özellikle kimlerle çalışmak sizin için unutulmazdı?
Bunca yıldır o kadar kıymetli ustalarla, arkadaşlarla bir araya geldim ki her birinin yeri benim için çok ayrı. Hepsi şahsına münhasır, biri diğeriyle karşılaştırılamaz oyuncular, isim vermek çok güç. Hepsi sağ olsun, var olsun.
Bir röportajınızda müzisyen olmayı istediğinizi söylemişsiniz. Ne tür müzikten hoşlanırsınız? Episode okurlarına önerebileceğiniz, çok sevdiğiniz bir albüm ya da müzisyen var mı?
Müslüm Gürses, Mercan Dede, Jülide Özçelik, Cem Adrian ve Ferdi Özbeğen’in büyük hayranıyım. Hepsinin bütün şarkılarını çok beğenirim. En çok şu şarkıyı severim dersem diğer eserlerine haksızlık etmiş olurum.
Set dışında bir gününüz nasıl geçiyor? Gündelik hayatınızda nasıl bir insansınız?
Herkes gibi gündelik işlerle uğraşıyorum. Yürüyüş yapmayı çok seviyorum. Uzun yürüyüşler bana iyi geliyor. Kendimle kaldığım zamanlarda kendimle uğraşan bir yapım var. Çocuğumla olabildiğince vakit geçirmeye çalışıyorum. Onunlayken zaman izafi, hayatla çok başka bir bağ kuruluyor.
İyi bir dizi seyircisi misiniz? Takip ettiğiniz, Episode okurlarına önerebileceğiniz bir dizi var mı?
İyi bir dizi izleyicisiyimdir; Bozkır’ın ikinci sezonunu mutlaka izlemelerini tavsiye ederim.
Sinemayla seyirci olarak aranız nasıl? Yeni filmlerini heyecanla beklediğiniz yönetmenler var mı? Bu sezon izlediğiniz oyunlardan tavsiye ettiğiniz oyunlar var mı?
Sinemayı çok seviyorum. Yurtiçi ve yurtdışından beğendiğim birçok proje var. İşlerini sabırsızlıkla beklediğim yönetmenler var. Son dönemlerde çocuğumla birlikte sinemaya gitmeye başladık. Doğal olarak çocuk filmlerini takip ediyoruz. Çizmeli Kedi’ye gittik, Avatar-2’yi beraber izledik ve hayran kaldık. Herhangi bir oyunu ön plana çıkarmaktansa genel olarak oyunları takip etmeye çalışırım. Son zamanlarda yaşadığımız zorlu günleri bir nebze bertaraf edilmek, nefes almak için tiyatro hayattır.
Bu röportaj, Episode’un 48. sayısında yayımlanmıştır.