Türkiye’nin ilk ve tek dizi kültürü dergisi Episode, 61. sayısıyla karşınızda!
Belki de ilk kez bu yıl, bir türlü içine giremediğimiz o yaz kafasından çıkma vakti geldi. Kısacası, battaniyemize sarılıp elimizde sıcacık bir içecekle ekran karşısına geçme sezonuna doğru ilerliyoruz. Bu geçiş döneminde Episode olarak sizi yepyeni keşiflere ve derinlemesine sohbetlere davet ediyoruz. Eylül sayımızla birlikte ekranların büyülü dünyasına dalarken sadece hikâyelerin değil, o hikâyeleri var eden her detayın peşine düşüyoruz.
Bu ayki kapağımız, uzun süredir beklenen HBO Original dizisi Task‘a ayrıldı. Merakla beklenen dizinin senaristi Brad Ingelsby ve başrol oyuncuları Tom Pelphrey ile Emilia Jones‘la Yağmur Çöl söyleşti. Sezonun tüm detaylarını öğrenmek için göz atmanızı tavsiye ederiz. Dizi hakkında uzun bir inceleme yazısı da Orçun Onat Demiröz imzasıyla Episode‘da yer alıyor.
Oben Budak, bu ay komşu ülke Yunanistan’da bir dizi setine konuk oldu. “İki Yaka Tek Hikâye” röportajıyla, Türkiye’de Siyah Kalp olarak izlediğimiz, uluslararası bir fenomene dönüşen hikâyenin Yunanistan’daki yeni versiyonu “Beni Sev”in Atina setine götürdü sizi. Oben ayrıca Netflix’in fenomen dizisi Wednesday’in ikinci sezon hazırlıklarını Hunter Doohan ve Owen Painter ile yaptığımız keyifli bir sohbetle “Wednesday’in Karanlık Sırları” yazısında ele aldı.
Yasemin Şefik, İstanbul’da dizi çekmenin en kritik sürecini “Recce” serisiyle analiz etmeye devam ediyor. Ayrıca “Kara Şimşek Geri Dönüyor: Direksiyon Artık Kadınların!” yazısıyla çocukluğumuzun efsanesine yeni bir gözle bakarken günümüzün popüler çifti Hande Erçel & Barış Arduç’un kimyasını değerlendiriyor.
Ahmet Vatan ise “Özlemek: Ex’i mi Kendini mi?” başlıklı yazısıyla, eski sevgililerimizi mi yoksa onların yanında keşfettiğimiz kendi benliğimizi mi özlediğimiz sorusunu Eternal Sunshine of the Spotless Mind filminden yola çıkarak mercek altına alıyor.
Alev Kurtuluş, Türk televizyonlarının yeni gözdesi Uzak Şehir dizisinin karakterlerini burçlar üzerinden analiz etti. Ayrıca Gülce Başer, “Bu Dizi Neden Tuttu?” başlıklı yazısıyla Uzak Şehir‘in başarısının sırrını derinlemesine inceledi.
Emir Kula, “Objenin Gücü: Dizilerde Hikâyeyi Şekillendiren Küçük Büyük Kahramanlar” yazısında, dizilerdeki küçücük bir objenin tüm senaryonun kaderini nasıl değiştirebileceğini, Meksika ve Türk yapımı dizilerden örneklerle açıkladı. Doç. Dr. Zeynep Gürer, Doç. Dr. Mert Gürer ve Prof. Dr. İbrahim Şirin’in ortak yazısı “Sanat, Sürgün ve Modernleşmenin Draması: Şakir Paşa Ailesi” ile Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan sancılı bir dönemin ortasında, hem siyasette hem de sanatta derin izler bırakan Şakir Paşa ailesinin hikâyesini mercek altına aldı.
Jenerik müziklerinin değişen rolüne odaklanan Sinem Vural imzalı yazıda, 2025 yayın sezonunda jeneriklerin yalnızca “giriş” olmaktan çıkıp izleyiciyle bağ kuran bir müzikal kimliğe nasıl dönüştüğünü inceliyoruz. Zeynep Okyay ise “Konserlerde Boş Kalan Koltuk: Ünlüler” yazısıyla canlı müziğin eşsiz enerjisini ve ünlülerin konserlere ilgisini ele alıyor.
Yağmur Çöl, merakla beklenen yeni sezonun yeni dizilerini derledi. Orçun Onat Demiröz’ün “2025 Sonbaharında İzlenmesi Gereken TV Serileri ve Filmleri: Yıl Sonuna Doğru” başlıklı yazısıyla hem küresel hem de yerel sorunlarla boğuştuğumuz 2025 yazının ardından ekranların sunduğu kaçış yollarını ve yıl sonuna doğru izlenmesi gereken yapımları inceliyoruz. Özellikle son dönemde kültür sanat camiasında yaşanan ifşalarla Türkiye’nin “Me Too” akımının içinde bulduğumuz bu süreçte, televizyon ve sinemanın bu konulara nasıl yaklaştığını da Episode‘un yeni sayısında değerlendiriyoruz.
Bu ayki Episode sadece bir dergi değil, aynı zamanda sonbahar akşamlarınızın en keyifli yoldaşı olmaya aday. Her bir sayfasında, ekranın büyüsünün ardındaki dünyayı keşfedecek, bilmediğiniz hikâyelere tanıklık edecek ve belki de kendi “yeni sezon” başlangıcınızı yapacaksınız.
Şimdiden keyifli okumalar dileriz…
