Taşacak Bu Deniz, yıllardır düşman olan iki köklü ailenin ve bireylerinin hikâyesini anlatıyor. Siz de bu ailelerden biri olan Furtuna’lıların doktor oğulları Oruç’u canlandırıyorsunuz. Oruç’u bir de sizden dinlemek isteriz.
Burak Yörük: Oruç, bu kaosun içerisinde doğmuş ama kendisini bundan mümkün olduğunca uzak tutmaya çalışan merhametli bir doktor. Yine de köklerine ve ailesine duyduğu sevgi, onu ister istemez olayların tam ortasında bırakıyor. Köyünü, insanlarını ve düzeni toparlamaya çalışan, dobra, temiz kalpli, inançlı bir Karadeniz delikanlısı. Aslında en çok kaçtığı şeyin tam merkezinde kalması hikayesini çok gerçekçi kılıyor. Hayat da biraz böyledir.
Oruç, adil bir insan olmayı önemsiyor. Haksızlığı kim yaparsa yapsın karşı duran bir yapısı var. Hatta bu nedenle kendi ailesine de karşı duruyor, onlarla da yüzleşmek zorunda kalıyor. Bir yandan da bazen hızlı ve yanlış kararlar alabiliyor. Oruç’un tüm bu özellikleri seyircinin onunla daha fazla empati yapmasını sağlıyor sanki. Siz ne dersiniz?
Burak Yörük: Birbirine kenetlenmiş bir ailede haksıza haksız demeye devam etmek zordur ama Oruç bunu bir şekilde başarıyor. Hayatta da kimse dört dörtlük değil. İçinde bulunduğumuz durumlar bizleri zaman zaman istemeden de olsa bir tarafa dahil edebiliyor. Oruç tam olarak bu ikilemin içinde yaşayan biri. Yalanlar içinde doğruyu arıyor, bir yandan da duygularıyla mantığı arasında sıkışıyor. Yine de niyeti hep iyi. Gerçekten temiz kalpli ve duygusal bir genç.
Burak Yörük: “’Dünya, hassas kalpler için bir cehennemdir.’ derler ya: Oruç ve Eleni de o cehennemin ortasında, kurak bir toprağa çiçek ekmeye çalışan insanlar. Koşullar ne kadar zor olursa olsun, sevgi ve iyilik için çabalıyorlar.”
Oruç ve Eleni sahneleri de seyircilerin en sevdiği sahneler. Oruç, Eleni’nin en büyük destekçilerinden biri oldu zamanla, onu kalpten sevdiğini de anlıyoruz. Sizce Oruç ve Eleni’nin en büyük sınavları neler olacak?
Burak Yörük: “Dünya, hassas kalpler için bir cehennemdir.” derler ya: Oruç ve Eleni de o cehennemin ortasında, kurak bir toprağa çiçek ekmeye çalışan insanlar. Koşullar ne kadar zor olursa olsun, sevgi ve iyilik için çabalıyorlar. Onları çok seviyorum. Aralarındaki o görünmeyen, konuşulmayan kuvvetli bağı da hissettiriyorlar. Seyircimize de geçiyor ne mutlu ki. “Dünya dönüyorsa hâlâ, güzel insanların hatrına dönüyor.” Onlar tam olarak o güzel insanların temsilcisi.
Ava Yaman’la sahneleriniz çok etkileyici bulunuyor. Ava Yaman da çok genç bir oyuncu ama şu anda performansıyla çok konuşulan bir oyuncu. Siz neler söylersiniz partnerlerinizle ilgili?
Burak Yörük: Ava doğal bir yetenek, Allah yolunu açık etsin. Çok düzgün, çok iyi kalpli bir genç kız. Ben de çok genç yaşlarda setlerdeydim, onu çok iyi anlıyorum. Bana danıştığında bol bol yanında oluyorum. Çok daha iyi yerlere geleceğine inancım sonsuz.
Taşacak Bu Deniz projesini ilk okuduğunuzda neler hissettiniz? Hem Oruç hem de genel hikâye ve diğer karakterleri okuduğunuzda sizi en çok ne etkiledi? Nasıl hazırlandınız Oruç karakterine?
Burak Yörük: Hikâye beni ilk andan itibaren çok etkiledi. Her gün karşılaşacağınız bir hikâye değil ama gerçek olabileceğine kalpten inanacağınız türden bir hikâye. Çok akıcı, çok heyecanlı. Bölümleri genelde tek nefeste okudum.
Oruç’un içinde kaldığı ikilemler beni en çok etkileyen noktaydı. Karakter yazımı çok güçlü. Hazırlık sürecimde Karadenizli olan çocukluk arkadaşlarımla bol bol vakit geçirdim. Aslında Oruç’la bazı ortak özelliklerimiz var. Onun iyilikle yaşayan, güçlünün sadece kötü olanlardan ibaret olmadığına inanan haline yabancı kalmadım.


Dizi Trabzon’da çekiliyor, hikâyeye görsel açıdan da çok büyük bir katkı sunuyor bu. Trabzon’u siz nasıl buldunuz? Başka bir şehirde olmak, tüm ekip orada bir arada olmak sizce projeye neler katıyor? Setle ilgili bize neler söyleyebilirsiniz?
Burak Yörük: Trabzon çok güçlü bir şehir. Doğası, insanı, yemekleri, havası… Bizi hiç yabancı hissettirmedi. Ekip olarak çok güzel bir aile olduk. Bunu laf olsun diye söylemiyorum; uzun gece setlerinde bile sanki kuzenlerimizle gece sohbetindeymişiz gibi bir ortam var. Ayrıca yıllardır yakın arkadaşım olan Abdü’yle aynı projede olmak şans. Ama en önemlisi nişanlım Tuana, vakit buldukça yanımda oluyor; bu da beni daha da evimde hissettiriyor. Çünkü o nerdeyse evim orası.
Bu röportajı MIP Cancun sayımız için yapıyoruz, dizinin uluslararası yolculuğu hızlı başladı. Sizce dünyanın farklı yerlerinde farklı kültürlerden izleyicileri Taşacak Bu Deniz en fazla hangi yönleriyle etkileyecek?
Burak Yörük: Hikâyenin derinliği, dramı, komedisi… Hepsi çok içten ve çok insani. Dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın, hangi dilde konuşursanız konuşun bu hikâyede kendinizden bir şey bulacağınıza inanıyorum. Sevgiler, saygılar.
Burak Yörük ile gerçekleştirdiğimiz bu röportaj, Episode Dergi’nin MIP Cancun 2025 sayısında yayımlanmıştır.