The Walt Disney Company Türkiye Drama Direktörü Türkan Yurdam Doğan’la Konuştuk – Özel Röportaj

Özlem Özdemir
Özlem Özdemir
TarafındanÖzlem Özdemir
1984 doğumlu. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu, aynı bölümde yüksek lisans yaparken eğitim yayıncılığı alanında çalışmaya başladı, iki yıl sonra kültür yayıncılığı alanına geçti. Bilim ve...
17 dakikalık okuma

Türkiye’de dizi ve eğlence içerikleri, hem geleneksel kanallar hem de dijital platformlar üzerinden daha önce olmadığı kadar geniş bir kitleye ulaşıyor. Bu ortamda izleyicinin beklentisini, yerli içeriklerin yönünü ve yapım süreçlerini konuşmak, sektörün nereye evrildiğini anlamak için önemli. The Walt Disney Company Türkiye Drama Direktörü Türkan Yurdam Doğan’la yaptığımız bu söyleşide bu soruların peşine düştük.

Disney+’ın yerli projelere bakışı, yapımcı ve senaristlerle kurulan ilişki, sosyal medyadan gelen eleştirilerin içeride nasıl okunduğu ve geleneksel yayıncılıkla dijital platformların bugün nerede durduğu… Tüm bu başlıkları, Türkan Yurdam Doğan’la konuştuk.

Türkan Yurdam Doğan: Bu yıl, güçlü hikâyelerle ve önemli isimlerle işbirliği yapma fırsatı yakaladık. Seyircilerimizin en çok ilgi gösterdiği türleri göz önünde bulundurarak, drama, komedi ve romantik komedi türlerinde içeriklere odaklandık. Dolayısıyla film ya da dizi ayrımı yapmaksızın hikâye odaklı bir yaklaşımı benimsedik ve izleyicilerimize en iyi içerikleri sunmayı hedefledik.

türkan yurdam doğan
Türkan Yurdam Doğan

İş yaşamınız boyunca, yapım tarafında, televizyonlarda ve platformda görev aldınız, sektörü de izleyiciyi de iyi tanıyan bir isimsiniz. Dünyanın süre bazında en fazla dizi tüketen izleyicisine sahibiz. Bir anlamda Türk izleyicisinin, profesyonelleştiğini söylemek sanırım mümkün. Türk izleyicisi ne izlemek istiyor?

İzleyicinin “profesyonelleşmesi” hoş bir tabir tabii ama belki şöyle ifade etmek daha doğru olur: evet, bizim izleyicimizin belli bir standardı var artık. İyi şeyler izlemek istiyor izleyici; izlediği hikâyeye, hikâye ne olursa olsun öncelikle inanmak, inandırılmak istiyor. Farklı hikâyelere kapısını aralıyor fakat sahici ve tanıdık da olsun istiyor. Yüksek prodüksiyon kalitesi, iyi hikâye anlatımı istiyor. Dönem dönem toplumsal koşullar, kolektif ruh hali de izleyici eğilimlerini etkileyebiliyor. Evet, nihayetinde standardı izleyici belirliyor diyebiliriz. Yani bu anlamıyla izleyici -sizin sorunuza referansla söyleyeyim- mutlaka “profesyonel” sürecin bir parçası. Hatta yer yer de süreci domine ediyor. Ama şunu da eklemek lazım, izleyici “amatör ruhunu” da hiçbir zaman kaybetmiyor. Bu da yeni hikâyeler, yeni anlatılar, temalar ve projelerin de aslında her zaman yolunun açık olduğu bir iklim yaratıyor. Bunu önemsiyorum, çünkü bizim için arz-talep dengesinde yaratıcı dinamiklere sürekli olarak kapı aralama motivasyonumuz da biraz buradan ileri geliyor. 

Disney+ izleyici profili ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Genel izleyici profilinden farklı mı?

Her şeyden önce, Disney’in Türkiye’de önemli bir lovemark olduğunu söylemeliyiz. Yüz yılı aşkın bir süredir izleyiciyle, tüketiciyle derin bir bağ kurmuş, her yaştan insanın belli bir sempati ve bu anlamıyla sadakatle yaklaştığı bir marka. Ve bu marka tüketiciye bugüne dek sunduğu eğlence alanlarıyla birbirinden özel karakter ve güçlü filmlerin ardından, hikâye anlatım tecrübesini Disney+ ile buluşturuyor. Yani bizim her şeyden önce marka sadakati yüksek bir izleyicimiz var diyebilirim. Aynı zamanda izleyici kitlesinin çeşitliliği de sözkonusu; yani yaş, cinsiyet, statü açısından düşünebilirsiniz. Herkes kendi hikâyesinin, kendi fantazyasının peşine düşebileceği bir içeriği buluyor Disney+’ta. Ancak altını çizerek, ağırlıkla genç bir izleyici kitlemizin olduğunu söylemeliyim. Yüzde elliden fazlası 18-34 yaş olan çok dinamik bir kitleden söz ediyoruz. Güncel olarak izleyici profilinin taşıyıcı kolonlarını da bu şekilde tarif edebiliriz bu anlamıyla.

Platformun yerli içeriklerinin dünyadaki izlenmeleri ne durumda? Türk içeriklerinin dünyanın farklı bölgelerinde çok ilgi çektiği malum. İçeriklere ve casta karar verirken dünyada göreceği ilgiyi de düşünerek mi belirliyorsunuz?

Biz dünyanın çeşitli yerlerinde izleyiciyle buluşabilecek, izleyicide ilgi ve etki yaratabilecek içeriklerin peşindeyiz. Yani Türkiye ile sınırlı bir ufuk sözkonusu değil. Tabii ki The Walt Disney Company Türkiye olarak bizim izleyicimizin eğilimleri önemli bir veri. Bunun aksine bir yaklaşımımız zaten sözkonusu olamaz. Bizim için merkezde Türk izleyici var ama onu merkeze alırken dünyanın çeşitli kültürel coğrafyalarındaki izleyicilerimizle ortak bir potada düşünüyoruz. Zaten izleyicimiz de global anlamda ortak bir eğlence ve anlatı iklimi paylaşan bir topluluğu ifade edebiliyor diyebilirim. Disney bu anlamda her zaman olduğu gibi iddialı. Biz de bu iddiaya uygun olarak, çoğu zaman bize özgü hikâyeleri evrensele hitap edebilecek bir formda izleyiciyle buluşturmaya özen gösteriyoruz. Elbette projeleri hayata geçirirken evrensel bir yapım kalitesini gözetiyor, projenin global ölçekte çok sayıda insana ulaşma gücünü artıran oyuncuları da oyuna dahil ederek projenin global yolculuğuna değer katıyoruz.

Disney köklü stüdyo geleneği olan bir kurum. Çalışma süreçlerinde, özellikle yaratım sürecinde nasıl bir etkisi var?

Her şeyden önce endüstriyel standartlar bizim vazgeçilmezimiz. Tabii ki bu geleneğin yansıması olarak da okuyabilirsiniz. Biz bunu hem partnerlerimizin iş üretme yetkinlikleri açısından hem izleyiciye olan sorumluluğumuzdan dolayı önemsiyoruz. Yaratım süreçlerinde partnerlerimizin ortaya iyi iş çıkarabilecekleri ölçüde yaratıcılıklarına alan açmak önceliğimiz. Bunu yaparken de standartlarımıza uygun bir yaratım süreci olması ise bizim önem verdiğimiz bir boyut. Disney’in bu anlamda yaklaşımı belirleyici, yani hikâyeyi şansa bırakmak da istemiyoruz, bu anlamıyla yaratıcılık anlamında özgür bir evren sözkonusuyken üretim anlamında standartları belirli, optimize ve sıkı değerlendirme süreçleri ile hareket ediyoruz. Bu bizim Disney olarak dayandığımız temel ilkelerle ve gelenekle ilgili elbette. 

Bu kapsamda, yaratım süreçleri tamamlandığında Disney’in kapsamlı kreatif ve içeriği koruma alanlarındaki desteğiyle süreci daha da ileriye taşıyoruz. Global standartlarımız doğrultusunda müzikten görsel sanatlara, hayvan haklarının korunmasından etik üretim süreçlerine kadar geniş bir perspektifle hareket ediyoruz. Disney’in dünya çapındaki yapısal gücü sayesinde yaratıcı ekiplerimize yalnızca hikâye anlatımı değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve sorumlu bir prodüksiyon modeli sunuyoruz. Böylece yalnızca izleyiciye en iyi içeriği ulaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda yaratıcı ortaklarımızın her aşamada güvenle ve rahatlıkla üretim yapabileceği bir ekosistem sağlıyoruz.

Disney+ yaratım sürecine ne kadar dahil?

Öncelikle hikâyelerin yaratıcılarına haklarını teslim ederek başlamak gerekir. Çünkü içerik kuşkusuz yaratıcılarının omzunda yükseliyor. Bizler de onlara omuz veriyoruz ki ortaya iyi bir iş çıkabilsin, yani kâğıt üzerindeki hikâyenin izleyiciyle buluşmasına kadar ciddi bir yaratıcı emek süreci var. Biz bu sürecin aktif aktörüyüz, bunu ifade etmeliyim. Bunu bir takım oyunu olarak düşünmek gerekiyor tabii, yaratıcılarımızla bizler ortak bir sahada takım halinde ilerliyoruz, nihayetinde amacımız izleyiciye güzel bir içerik izletebilmek. O anlamıyla biz, üretici aktörlerin tamamıyla etkin bir diyalog ve işbirliğiyle dinamik bir geribildirim sürecini bir araya getirip yaratım sürecinde sürekli olarak Disney’in varlığını sürekli kılıyoruz diyebilirim. 

Drama bölümündeki işleyişle ilgili de bilgi almak isteriz. Şu ana kadar çalışmadığınız bir yapımcı, senarist ya da yönetmen, güvendiği bir projesini size nasıl ulaştırabilir? Size ulaştıktan sonraki süreç nasıl ilerliyor? Buradaki işleyişi de aktarabilir misiniz?

Önce şunu söyleyeyim, anlatacak hikâyesi olan herkes bize ulaşabilir, bütün yaratıcılara kapımızı açık tutuyoruz. Çünkü özgün bir hikâyenin, iyi bir hikâye anlatıcısının nerede ne zaman karşınıza çıkacağını kestiremezsiniz. Bizim için önemli olan öncelikle hikâye ve iyi hikâyeleri gözden kaçırma lüksümüz yok. Bu açıdan her zaman ulaşılabilir olmayı, yeni yaratıcılara temas etmeyi değerli buluyoruz.

Tarafımıza ulaşan tüm içerikleri değerlendirmek üzere titizlikle çalışan, her biri farklı kollarda altyapılara sahip, altı kişilik bir drama ekibimiz var. Disney+ Orijinal Yapımlardan Sorumlu Müdürümüz Naz Yiğit liderliğindeki bu ekip içerikleri titizlikle değerlendirirken projeyi platformun ihtiyaçlarına, planlamalarına ve beklentilerine göre de inceledikten sonra içeriği global ekiplerle paylaşıyor. Avrupa ve Amerika ekiplerinin de yönlendirmesi ve onayıyla bir içerik yola çıkmaya hazır hale geliyor. Tabii bir içeriğin başarılı olacağına inanmak her zaman tek ölçüt değil. Platformun dünya çapındaki hedefleri, ulaşmak istediği hedef kitle, mevcut yayın yılı için planlanan iş sayısı gibi birçok etmen de alınan kararlarda belirleyici oluyor. 

Bu bir ekip işi; bir projenin değerlendirmesinden yayınlanmasına kadar geçen süreçte çok sayıda insan fikrini, emeğini katıyor. Tam olarak heyecanı da burada. Bir kişinin kaleminden çıkan bir hikâye, sürecin sonunda kolektif bir heyecana dönüşüyor. Ve bu heyecanın izleyicide de karşılık bulduğunu görmek esas motivasyonumuz.

2025’te 3 film, 2 dizi ve 1 talk show’u izleyiciyle buluşturdunuz. Bundan sonraki süreçte filmleri önceliklendireceğinizi söyleyebilir miyiz? Bugüne kadar aslında platformlar yapım tercihlerinde dizileri önceliklendirdi. Sizin bu yıl için filmleri önceliklendirmenizin sebebi nedir?

Disney olarak bizim için en önemli unsur hikâyenin gücü. 2025 yılında yayınladığımız üç film, iki dizi ve bir talk show’luk yerli içerik listemiz de bu yaklaşımımızın bir yansıması. Yapım tercihimizde dizi ya da film ayrımı yapmaktan ziyade izleyicilerimize en iyi hikâyeleri sunmayı önceliklendiriyoruz. Bu yıl, güçlü hikâyelerle ve önemli isimlerle işbirliği yapma fırsatı yakaladık. Seyircilerimizin en çok ilgi gösterdiği türleri göz önünde bulundurarak drama, komedi ve romantik komedi türlerinde içeriklere odaklandık. Dolayısıyla film ya da dizi ayrımı yapmaksızın hikâye odaklı bir yaklaşımı benimsedik ve izleyicilerimize en iyi içerikleri sunmayı hedefledik.

Tabii ki bir parantez açmak gerekir, burada editöryel anlamda stratejik tercihlerimizin de belli ölçülerde etkisi olduğunu söylemeliyim. Yani istiyoruz ki özenle ürettiğimiz içerikler izleyici düzleminde ailece ekran karşısına geçip de izlenebilsin.

İçerik tercihlerimize istinaden bir açıklama eklemem gerekirse yakın zamanda birçok yeni dizi ve film projesi duyurduğumuzu belirtmeliyim. 

Bu yıl Umami, Başka Bir Sen, Kalender Pide, Aşkı Hatırla ve Konuşanlar’ı yayınladınız. Bu ay da merakla beklenen Sekizinci Aile dizisi izleyiciyle buluştu. Bu projeleri seçmenize ne sebep oldu?

Evet, bu yıl izleyicilere bu altı lokal orijinalimizi sunduk. Yetenekli oyuncu kadrosu ve cesur tekniği ile Umami, kataloğumuzda güçlü bir içerik olarak yerini aldı. Başka Bir Sen ve Kalender Pide, yetenekli ekipler tarafından yaratılan, izleyicilere iyi hissettiren, gülümseten, samimi hikâyeler sunmayı vaat etti. Modern bir romantik komedi dizisi olan Aşkı Hatırla ise tutkulu aşk hikâyesiyle izleyiciyi yakalamayı başardı.

Ve KonuşanlarKonuşanlar, bizim ilk senaryosuz içeriğimiz, ilk talk show programımız oldu. Programın geçtiğimiz yıllarda elde ettiği başarı zaten tartışmasız bir gerçek, bu yüzden karar vermek zor olmadı. Bu denli geniş bir izleyici yelpazesi olan ve izleyiciye koşulsuz neşe vaat eden Hasan Can’ın Disney+ ile buluşması heyecan verici. 

Sekizinci Aile’ye gelince, dizinin ilk dört bölümünü kısa süre önce yayınladık. Bu dizi için çok yetenekli bir ekip bir araya geldi. Hikâyesi ve etkileyici oyuncu kadrosuyla Sekizinci Aile’nin izleyiciye bolca kahkaha vaat ettiğini söyleyebilirim. Dizinin devam bölümleri de 24 Aralık’ta platformda olacak.

Tüm bu içerikler, içerik yelpazemizde özel bir yer edindi ve izleyicilerin tepkileri kararlarımızı doğruladı. Rehber ilkemiz her zaman hikâyenin gücü ve arkasındaki yetenek olmuştur.

Pera: Gör Beni, Bize Bi’şey Olmaz, Öngörü ve Ansızın gibi yakında yayınlanacak bazı orijinal yapımlarınızı duyurdunuz. Bu içerikler hakkında biraz daha ayrıntılı bilgi verebilir misiniz? Bu yapımlar hangi türlerde, ne zaman yayınlanacak ve bu projeleri seçmenizde hikâyelerin hangi yönleri en çok etkili oldu?

Türkiye’nin içerik yolculuğuna yeniden bağlılık sözü verdik ve daha birçok yapım yolda. Şimdiye kadar evet, Bize Bi’şey Olmaz, Pera: Gör Beni, Ansızın ve Öngörü’yü duyurduk.

MF Yapım tarafından üretilen Bize Bi’şey Olmaz, başrollerinde Mert Ramazan Demir ve Miray Daner’i bir araya getiriyor. Pınar Bulut tarafından yazılan ve Neslihan Yeşilyurt tarafından yönetilen dizi, Dünyayla Benim Aramda evreninden esinlenerek, önlerine çıkan tüm engellere rağmen birbirinden kopamayan Lal ve Aktan’ın aşk hikâyesini anlatıyor. 

Öngörü

Sema Ergenekon’un senaryosunu yazdığı ve Ali Bilgin’in yönettiği Öngörü, kehanet niteliğindeki rüyaları her seferinde gerçek olan yetenekli bir kadın olan Selen’in hikâyesini anlatıyor. Hayatını başkalarını kurtarmakla geçiren Selen, kendi ölümünü öngördükten sonra bu öngörüyle bağlantılı olan Kemal’e âşık olur. Kaderini değiştirmek için mücadele ederken her kaçış onu daha karanlık bir dünyaya sürükler. Ay Yapım tarafından üretilen film, “Kaderinle ne kadar süre savaşabilirsin?” sorusunu irdeliyor.

Ansızın

Ansızın; Birce Akalay, Alperen Duymaz, Derya Pınar Ak ve Mehmet Aslantuğ gibi isimlerin başrollerini paylaştığı çok güçlü bir oyuncu kadrosuna sahip. Ay Yapım tarafından üretilen dizi, Banu Kiremitçi Bozkurt tarafından yazıldı ve Burak Müjdeci tarafından yönetildi. Dizi, aşk, tutku, ihanet, sadakat ve kişisel dönüşüm temalarını derinlemesine ele alan, merakla beklenen modern bir drama.

Pera: Gör Beni

OGM Pictures tarafından üretilen, Bahadır Karataş’ın yönettiği ve Başar Başaran’ın senaryosunu yazdığı Pera: Gör Beni, spot ışıkları altında yaşayan, hayranlık ve kıskançlık duyulan, sürekli izlenen ünlü influencer Pera’nın (Afra Saraçoğlu) hikâyesini anlatıyor. Tek bir gecede, manipülasyon ve ihanet ağı onu tüm hayatından mahrum bırakır. Pera’nın gerçek hikâyesi, kameralardan uzak, ücra bir köyde yeni bir hayat kurmasıyla başlar, ancak her şey göründüğü gibi değildir.

Lokal projelerimizin büyük ilgi göreceğine inanıyoruz ve önümüzdeki dönemde yenilerini de duyurmaya devam edeceğiz.

Özellikle sosyal medya yorumlarında, izleyicinin global platformların yerli üretimlerinden yeterince mutlu olmadığı, aynı hikâyeleri ve aynı isimleri görmekten şikâyetçi olduğu izlenimi oluşuyor. İşin mutfağından bir isim olarak siz bu yorumlarla ilgili ne düşünüyorsunuz? 

Sosyal medyadaki geribildirimleri elbette önemsiyoruz ama biz zaten ürünlerimizin tüketicideki karşılığını düzenli olarak hem kendi ölçümlerimizle hem piyasa araştırmaları ile yakından izliyoruz.  Bu anlamda biz güçlü bir ilgi ve sadık bir kullanıcı havuzuyla birlikte yürümenin gücünü hep hissediyoruz. Eleştirenler ya da beğeni yargısı ile uyuşmazlık hissedenler elbette olacaktır. Sonuçta yaratıcı endüstrilerin doğasına içkin bir şey bu, beğeniler her zaman yarışır. Her zaman daha iyisinin yapılabileceği öne sürülebilir ama biz onu gerçekleştiren taraftayız, çok paydaşlı, etkileşimli bir sürecin içinde belirli bir üretim ekosisteminin içinde hareket ediyoruz. Arzular, araçlar, motivasyonlar ve kaynaklar arasında efektif ve realist bir denge gözeterek hareket etmek durumundayız. Ancak üretimden nihai ürünün içeriğine dek, her zaman çeşitliliğe önem veriyoruz ve özgün hikâyelerin peşinden koşuyoruz. Dolayısıyla bu eleştirileri ben biraz da platformlara yönelik ilgi ve beklentinin yüksek bir çıtaya endeksli olduğu şeklinde de algılıyorum. Çeşitlenen beklentileri de karşılamak üzere biz kendi istikametimizde de ilerliyoruz. 

NOW dizileri Disney+’ta yayınlanıyor, Oscar ödülleri canlı yayınlandı ve Disney+ şimdi de UEFA Kadınlar Şampiyonlar Ligi’nin yayıncısı oldu. Platformlar için nispeten yeni izleyici deneyimleri bunlar. Aynı zamanda reklamlı abonelik modeline de geçildi. Geleneksel yayıncılığın bitmeyeceğini ve platformlarla daha entegre bir yapıya geçtiğini söylemek mümkün mü?

Teknoloji ve hayat algısındaki değişimle birlikte medya sektörü evrim geçiriyor, fakat bu evrim geleneksel yayıncılığın tamamen yok olup dijital yayıncılıkla yer değiştirmesi anlamına gelmiyor. İzleyicilerin içerik ve tüketim alışkanlıkları sürekli değişiyor ve bu değişim, iki alanın entegrasyonunu doğal bir şekilde ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla geleneksel medyanın kendini dijital medyaya entegre etmesi gerekliliği olduğunu düşünmüyorum. Karşılıklı etkileşim kaçınılmaz bir gelişimin ve değişimin sonucu. Geleneksel yayıncılığın kodları ile dijital yayıncılığın kodları hâlâ farklılıklar gösterse de, bu iki alan arasında bir geçiş olduğu da bir gerçek.

Disney olarak, hem geleneksel yayıncılığa hem de dijital yayıncılığa yıllardır hâkim ve tecrübeli bir markayız. Türkiye’de geleneksel yayıncılıkla uzun yıllar süren bir geçmişimiz bulunuyor. Disney+ özelinde ise NOW dizileri veya Oscar yayınlarını izleyicilerimize sunarken amacımız geleneksel yayıncılığın kodlarını dijitale taşımak değil. Buradaki asıl hedefimiz, üyelerimize eşsiz içerik kataloğumuzu, en geniş yelpazede sunabilmek. Bu, dijital ve geleneksel yayıncılığın birlikte var olabileceği bir ortamda sunduğumuz kaliteli deneyimin bir parçası. Disney+’ta yayınladığımız NOW dizilerinin performansının beklentilerimizi aştığını, izleyicilerin ilgisinden çok memnun olduğumuzu da eklemem lazım.

*Türkan Yurdam Doğan röportajı Episode’un 62. sayısında yayımlanmıştır.

Bu içeriği paylaş
TarafındanÖzlem Özdemir
Takip et:
1984 doğumlu. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu, aynı bölümde yüksek lisans yaparken eğitim yayıncılığı alanında çalışmaya başladı, iki yıl sonra kültür yayıncılığı alanına geçti. Bilim ve Gelecek dergisinde Yazı İşleri Müdürü, Esen Kitap'ta Genel Yayın Yönetmeni olarak çalıştı. SoL gazetesinin bilim eki BilimsoL'a ve kitap ekine katkı sundu. Mylos Yayın Grubu'nun kurucularından. Episode ve 221B'nin yayın yönetmeni.

Episode Dergi

E-Bülten'imize Abone Olun!

En yeni içeriklerimizden ilk siz haberdar olun! Bültenimize abone olun!

Son Bölümlerimiz...

Podcast

Kritik Eşik – 58: Yabani

Episode’un editörleri Özlem Özdemir, Yasemin Şefik ve Engin İnan, Kritik Eşik'in yeni bölümünde Yabani dizisini konuşuyor.

LISTEN
58. Bölüm
Süre: 7:13

Kritik Eşik – 57: Kirli Sepeti

Episode’un editörleri Özlem Özdemir, Yasemin Şefik ve Engin İnan, Kritik Eşik'in yeni bölümünde Kirli Sepeti'ni konuşuyor.

LISTEN
57. Bölüm
Süre: 11:21

Kritik Eşik – 56: Dilek Taşı

Episode’un editörleri Özlem Özdemir, Yasemin Şefik ve Engin İnan, Kritik Eşik'in yeni bölümünde Dilek Taşı dizisini konuşuyor.

LISTEN
56. Bölüm
Süre: 15:36

Kritik Eşik – 55: Bambaşka Biri

Episode’un editörleri Özlem Özdemir, Yasemin Şefik ve Engin İnan, Kritik Eşik'in yeni bölümünde Bambaşka Biri dizisini konuşuyor.

LISTEN
55. Bölüm
Süre: 19:07

Kritik Eşik – 54: Aile ve Adım Farah Yeni Sezon

Episode’un editörleri Özlem Özdemir, Yasemin Şefik ve Engin İnan, Kritik Eşik'in yeni bölümünde Aile ve Adım Farah'ı konuşuyor.

LISTEN
54. Bölüm
Süre: 18:18

Kritik Eşik – 53: Ömer ve Yargı Yeni Sezon

Episode’un editörleri Özlem Özdemir, Yasemin Şefik ve Engin İnan, Kritik Eşik'in yeni bölümünde Ömer ve Yargı dizilerinin yeni sezonları.

LISTEN
53. Bölüm
Süre: 19:30

Son Bölümlerimiz...

Video

Episode TV’nin Sevilen Programı ‘Oben Budak’la Falan Filan’ Yeni Bölümüyle Yayında

Episode TV’nin sevilen programlarından Oben Budak'la Falan Filan heyecan verici yeni bölümüyle…

‘Deniz Tezuysal ile Kesin Bilgi’nin Yeni Bölümünde Mutluluk Konuşuldu

Episode TV'nin sevilen programlarından Deniz Tezuysal ile Kesin Bilgi'nin 4. bölümü, 8…

Episode TV’nin ‘Deniz Tezuysal ile Kesin Bilgi’ Programının 3. Bölümü Yayınlandı

Bugün yayınlanan Deniz Tezuysal ile Kesin Bilgi 3. bölümünde "Nikahta Keramet Var…

Episode TV’den ‘Deniz Tezuysal ile Kesin Bilgi’ Kendine Has Üslubuyla Devam Ediyor

Episode Dergi YouTube kanalı Episode TV’nin yeni içeriklerinden Deniz Tezuysal ile Kesin…

Mehmet Kurtuluş Episode’a Konuştu

Kurz und schmerzlos (1998), Im Juli (2000), Gegen die Wand (2004) gibi…

Popüler İçerikler

Euphoria 3. Sezon Yayın Tarihi Belli Oldu

HBO'nun tüm dünyayı kasıp kavuran fenomen gençlik serisi Euphoria 3. sezonun yayın…

Editör
Tarafından Editör

E-Bülten'imize Abone Olun!

En yeni içeriklerimizden ilk siz haberdar olun! Bültenimize abone olun!

Çok Okunanlar

‘Task’ Dizisi 2. Sezon Onayını Aldı

Yılın en çarpıcı suç dramalarından biri olan Task 2. sezon onayını aldı.…

Editör
Tarafından Editör
Dizi dünyasının tek adresi: Episode Gelişmeleri takip etmek için yeni sayıyı okumayı unutmayın!