ÖZEL RÖPORTAJ: BERTAN ASLLANİ

 ÖZEL RÖPORTAJ: BERTAN ASLLANİ

Engin İnan’ın Bertan Asllani ile gerçekleştirdiği bu röportaj, Episode’un 29. sayısında yayımlanmıştır.

Genç, güzel bir sosyal medya fenomeni olan Leyla’nın eğlenmek için buluştuğu ünlü bir futbolcuyla geçirdiği geceden sonra başına gelen sosyal medya lincini, tüm kamuoyuna karşı özgür bir kadın olarak verdiği mücadeleyi anlatan vurucu, sözü olan işlerden biri GAİN’deki #Etkileyici dizisi. Bertan Asllani, #Etkileyici’de Emre Kunda adında şiddet eğilimi olan çok ünlü bir futbolcuyu canlandırıyor. Aynı zamanda bu sezon Fox’un sevilen dizilerinden Evlilik Hakkında Her Şey’de Yalın’ı da canlandıran oyuncuyla buluştuk, Makedonya’daki yaşamından bugüne her şeyi konuştuk.

Bu sezon sizi hem televizyonda hem de dijitalde izliyoruz. GAİN’de yeni başlayan #Etkileyici’de Emre Kunda karakterini canlandırıyorsunuz. Bu sezonun en sürpriz işlerinden biri oldu benim için. Açıkçası bu kadar seveceğim bir iş olacağını düşünmemiştim. Emre Kunda karakterini ve diziye nasıl dahil olduğunuzu anlatır mısınız?

Beğenmene çok sevindim. Ben de senaryoyu ilk okuduğumda çok heyecanlanmıştım. Zaten okuyup sevmemek imkânsız çünkü çok vurucu ve farklı bir iş. Yapım ekibiyle ilk toplantımızda zaten inanılmaz pozitif bir enerji vardı, oynadığım karakterin beni çeken çok fazla yanı olduğu için de keyifle projeye dahil oldum.

Emre başarılı bir futbolcu ama şiddet eğilimi de taşıyor, kadınlara acımasız ve sert davranıyor; bir yandan Emre de bir şiddet mağduru. Siz Emre’yi nasıl tanımlarsınız?

Şiddete meyletmesinin sebebi zaten Emre’nin yetiştirilme tarzı. Sadece kadınlara değil, çevresindeki herkese karşı aynı tutumu sergiliyor. Bu, onun kendini savunma mekanizması. Aslında karakterler kendi dünyalarında var olma savaşı içindeler.

Futbol, erkeklikle doğrudan ilişkilendirilen bir spor dalı, hatta kadınların futbol oynaması ya da bir erkeğin futbolla ilgilenmemesi garipseniyor. Futbolun erkeklikle bu kadar eşleştirilmesinin sebebi sizce nedir?

Bence bu kişiden kişiye değişiyor. Çevremde futbolla ilgilenmeyen erkekler var ama futboldan aşırı zevk alan ve muhabbetini sevdiğim kadın arkadaşlarım da var. Eskiden belki daha sert bir çizgi vardı ama günümüzde böyle olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca çok başarılı kadın futbolcular ve takımlar da var.

#Etkileyici’nin ilk bölümleri yayınlandı, nasıl tepkiler/yorumlar aldınız?

Gayet güzel yorumlar aldım ama Emre’den nefret edenler de oldu. Kısmen haklı olsalar da Emre, başarının ve şöhretin getirdiği sarhoşlukla kaybolmuş bir çocuk. Bunu ilerleyen bölümlerde izleyeceksiniz.

Sanırım Makedonya’da daha çok şarkıcı kimliğinizle, Türkiye’de ise oyuncu kimliğinizle tanınıyorsunuz. Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

İkisinden de aldığım keyif çok ayrı ama Makedonya’da dizi ve sinema sektörü Türkiye’deki kadar aktif olmadığı için orada müzik tarafına daha çok yoğunlaşmıştım.

Makedonya’daki kariyerinizden ve Türkiye’deki oyunculuk serüveninizden bahseder misiniz?

Makedonya’daki profesyonel kariyerim çok küçük yaşlarda başladı. 12 yaşlarında profesyonel müzik stüdyomu kurup ilk şarkım çıktığında sadece Makedonya değil, Kosova, Arnavutluk ve birçok ülkede büyük bir başarı getirmişti. Müzik kariyerimi devam ettirmek için de 20 yaşında Türkiye’ye geldim. “Damla Damla” adlı şarkımla ilk single çıkışımı yapmıştım, sonrasında da Mustafa Sandal, Demet Akalın, Murat Dalkılıç gibi birçok sanatçıyla söz, beste ve aranje çalışmaları gerçekleştirdim. Bunların yanı sıra dizi müziği yapmak istiyordum, Kimse Bilmez dizisiyle tecrübe ettim, umarım bir gün film müziği de olur. Oyunculuk kariyerimde yolculuğum Pis Yedili projesiyle başladı, sonrasında Göç Zamanı adlı projeyle devam etti. Bir süre müzik kariyerim yoğun olduğu için oyunculuk tarafını askıya almıştım. Birkaç yıl sonra dostum, menajerim Abdullah Bulut ile birlikte tekrar oyunculuk kariyerime yoğunlaştık.

Genelde farklı ülkelerde büyümüş oyuncularda karşılaşılan konuşmadaki aksan ya da vurgulardaki farklılığı sizde duymuyorum. Bu özel bir eğitimle mi oldu? Türkçeye hâkimiyet için ne gibi çalışmalar yaptınız?

Evimizde her zaman Türkçe konuşuluyordu ama bizim Türkçemiz çok farklı tabii, kendine has bir tınısı ve vurgusu var, bilen bilir. Makedonya’da birçok kültür bir arada olduğu için Makedonca, Arnavutça, Boşnakça konuşarak büyüyoruz ve bunun da büyük bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Tabii müzik kulağımın da etkisi çok büyük.

#Etkileyici’ye dönelim tekrar, dizide sosyal medya dünyası ve linç kültürü işleniyor. Bu konuda neler söylersiniz? Sosyal medyada neden bu kadar acımasız insanlar sizce?

Sosyal medyada herkes çok cesur ve hadsiz olabiliyor. Eleştirmekle terbiyesizlik arasındaki farkı kaçırıyorlar bence. Bu kadar acımasız olmalarını da bastırılmış kişiliklerine ve mutsuz hayatlarına bağlıyorum. Empati duygumuzu geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum aslında çünkü kadın-erkek ayrımı olmadan hepimiz bu siber zorbalığa maruz kalıyoruz. Umarım projemiz biraz da olsa farkındalık yaratabilir.

Sizin sosyal medyayla aranız nasıl? Hayatında nerede konumlandırıyorsunuz?

Sosyal medyayı çok aktif kullanmasam da işimizin hayatımızın bir parçası olduğu için biraz da olsa aktif olmaya çalışıyorum.

Hem Makedonya’da hem de Türkiye’de ünlü bir isimsiniz. Aldığınız mesajlar, tepkiler arasında fark var mı? İki ülkenin sosyal medya dünyası arasında farklar var mı?

Makedonya’ya göre Türkiye’de sosyal medya kullanıcıları çok daha aktif, bir de kitle çok daha büyük olduğu için buradan aldığım yorumlar daha yoğun oluyor. Genelde yorumlar, tepkiler pozitif oluyor, çok linç yemiyoruz.

Diziyi hiç izlememiş birine anlatmak isteseniz, izleyici gözüyle nasıl anlatırdınız?

Zaman zaman geren, çok çarpıcı, insanları empati kurmaya iten ve önyargının acımasızlığını gösteren bir iş. Ayrıca ETKİLEYİCİ.

Evlilik Hakkında Her Şey’de de güçlü kadınların arasında güçle çok da ilişkisi olmayan bir karakteri canlandırıyorsunuz. Yalın’ı dinleyebilir miyiz sizden?

Yalın çok saf, şeffaf ve ailesini karşısına alacak kadar da âşık bir çocuk. Kendi ayakları üstünde durmaya çalışan, kimseye muhtaç olmak istemeyen ve bu kadar entrikanın içinde olmaması gereken bir arkadaşımız.

Yalın dizide en çok mesleği olmamasıyla eleştiriliyor. İnsanların meslekleri üzerinden tanımlanmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Ben bu tarz olaylara kültür ve jenerasyon farkı olarak bakıyorum. Tabii ki insanın belirli bir geliri ve mesleği olması güzel ama mesleki statünün bir bireyin hayattaki değerini tanımlaması bence tartışmaya açıktır.

Balkanlar müziği çok zengin. Müzik, hayatınızın neresinde? Nasıl bir eğitim aldınız?

Müzik, hayatımın başköşesinde. Bu konuda çok şanslıyım. Balkanlar müziği çok zengin ve farklı müzik kültürünün içinde büyümek, eğitimin en güzeli olabilir. Gitar eğitimi aldım sadece, öğrenecek o kadar çok şey var ki ama genel olarak şimdiye kadar müzikle alakalı biriktirdiklerim her zaman kendi çabamla oldu.

Oyunculuk kariyerinizde hedefleriniz neler, Türkiye’de ya da yurtdışında neler yapmayı hayal ediyorsunuz?

Yaptığım işte (oyunculuk veya müzisyenlik) her zaman daha iyisini yapmaya çalışan, başarılı olmaya odaklı biriyim. Hayallerim her zaman çok büyük ama imkânsız değil. Anlatmaya başlasam cevap çok uzun olur. Umarım zamanla hep beraber güzel şeylere şahit oluruz.

Türk dizileriyle ilişkiniz nasıl? Mekadonya’da da Türk dizileri izleniyor sanırım. İlk izlediğiniz dizi neydi?

Set yoğunluğumdan dolayı sürekli takip ettiğim dizi pek yok aslında. Vakit buldukça tüm yapımlara ara ara bakmaya çalışıyorum. Son yıllarda Makedonya’da da çok fazla Türk dizisi yayınlanmaya başladı ve izleyeni çok oluyor. İlk izlediğim Türk dizisi Ezel’di.

İki ülkenin izleyici alışkanlıkları, televizyon ve dizilerle ilişkisi farklı mı?

Kültür anlayışımız çok yakın olduğu için pek fark yok. Önceden çok Türk dizisi yayınlanmıyordu ama son yıllarda sayı artıkça ilgi de büyük oluyor.

Oyunculuk kariyeri, yer aldığı işler, performansı nedeniyle hayranı olduğunuz ya da çok yakından takip ettiğiniz oyuncular kimlerdir?

Tom Hanks’e bayılırım ama Denzel Washington’ın bende yeri çok ayrı ve çok yakından takip ediyorum diyebilirim. Performansı, duruşu ve aurasıyla benim için en iyilerdendir. Türkiye’de çok beğendiğim ve aynı projede olmak istediğim birçok isim var. Demet Akbağ’ı çok beğenerek takip ederdim, şansıma da aynı projede çalışma fırsatı bulmuştum ve benim için yeri çok ayrı. Şimdilerde de aynı seti paylaşmak istediğim kişi, muhabbetini de çok sevdiğim İsmail Hacıoğlu’dur.

Ne çekse izlerim dediğiniz yönetmenler var mı?

Quentin Tarantino, Martin Scorsese, Christopher Nolan. Bana göre üçü de çok ayrı yönetmenler ama kulvarlarında çok iyi olduklarını düşündüğüm için ne çekseler izlerim!

Arkadaşlarınıza mutlaka önerdiğiniz, bunu izlemelisin dediğiniz diziler var mı?

Zevk meselesi tabii ama bana son zamanlarda hitap eden işler The Kominsky Method ve Westworld oldu, genelde tavsiye ediyorum.

Set dışında bir gününüz nasıl geçiyor, neler yapıyorsunuz İstanbul’da?

Moduma bağlı aslında. Genelde evde kendi alanımda vakit geçirmeyi tercih ediyorum, müzik stüdyom da evde bulunduğu için zamanımın büyük kısmını orada geçiriyorum. Spor yapıyorum, oyunculuk üzerine araştırıyorum. Dışarıda arkadaşlarımla güzel bir yemeğe çıkmayı, doğa yürüyüşleri yapmayı tercih ediyorum.

Engin İnan

1979 yılında Bolu'da doğdu. Hayatının yaklaşık 20 yılını Sakarya'da geçirdi. Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi bölümünde okudu. İletişim ve organizasyon alanlarında çalıştı. Pek çok etkinlikte ve farklı sektörlerden markaların iletişim çalışmalarında görev aldı. Episode Dergi editörlüğü ile birlikte iletişim danışmanlığı çalışmalarını yürütüyor. Kedi babası.

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir