Lauren Cohan ve Angela Kang ile The Walking Dead Üzerine

 Lauren Cohan ve Angela Kang ile The Walking Dead Üzerine

Lauren Cohan, Angela Kang.

Fulya Turhan’ın Lauren Cohan ve Angela Kang ile The Walking Dead üzerine gerçekleştirdiği bu röportaj Episode’un Ekim 2020 dijital sayısında yayımlanmıştır.

FX’in sevilen dizilerinden The Walking Dead’in 10. sezonunun pandemi nedeniyle ertelenen final bölümü nihayet izleyicilerle buluştu. Dizinin yapımcıları, 10. sezona ek olarak altı bölüm daha planladıklarını açıkladılar. The Walking Dead’in senaristlerinden Angela Kang ile bu süreci ve planlanan ek altı bölümü konuştuk. 9. sezonda diziden ayrılan fakat dönüşüyle hayranlarını sevindiren Maggie Greene karakterini canlandıran oyuncu Lauren Cohan ile de dizi üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.  

“O kadar çok anıyla iç içe geçti ki bu dizi benim için. Dizi ekibiyle oluşturduğumuz aile, hayranların desteği… Hepsi muhteşem.”

The Walking Dead serüveni sona yaklaşıyor. Sondan bir önceki sezonda çok konuşulacak bir finale imza atma şansı yakaladınız. Bu serüven ne kadar zorluydu sizin için?

Angela: Dizinin sona yaklaşması acı tatlı bir his uyandırıyor bende. Önümüzde çekimlerini yapacağımız otuz bölüm daha var. Bu, heyecan verici aslında. Planlanan bir spin-off da var, biliyorsunuz. Ben, diğer yazarlar ve oyuncular bu işi çok ciddiye alıyoruz, hepimiz için çok önemli. Her şeyden önce, bunca sene bizi takip eden izleyicilerimiz için yapıyoruz bunları. Kendi adıma çok heyecanlıyım. Aynı zamanda bu diziye emek vermiş herkesi düşünerek bir sorumluluk da hissediyorum. Ama tabii zamanımız var, daha önümüzde çok hikâye var. 

Lauren: Sanırım Meryl Streep’e bir zamanlar şöyle bir soru yöneltilmiş: “Yeni projenizi öğrendiğiniz an çok heyecan verici değil mi?” Streep ise şöyle cevap vermiş: “Birkaç saniyeliğine evet, sonra işe başlamak zorundasınızi.” (gülüyor) Bizim için de benzer duygular sözkonusu aslında. Lauren Cohan

The Walking Dead, 10 sezondur ekranlarda. Bizimle unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?

Lauren: Sanırım benim için en unutulmaz anlardan biri, düzenlediğimiz ölüm yemekleri (gülüyor). Kutlama aslında; bir restoranda yemek yiyoruz, bunu olabildiğince gizli yapmaya çalışıyoruz. Diziye veda eden bir karakterin gidişini kutluyoruz. Sanırım bunu en son Andy için yapmıştık. Andy ayrıldığında Melissa’nın evinde büyük bir kutlama yaptık. Ufak oyunlar yazdık, onları sergiledik. Mezuniyet gecesi gibi. Dizide önemli bir yere sahip olan bir karakteri kutluyoruz. Eğlenceli etkinliklerdi. Yazarlarımız, yapımcılarımız ve tüm oyuncularla bir araya geliyor ve birçok insanın kendinden bir şeyler bulduğu bir hikâyeyi ve karakterleri kutluyoruz. 

Angela: Andy için verdiğimiz yemeği ben de hatırlıyorum, çok keyifliydi. O kadar uzun süredir hayatımdaki bu dizi, özellikle bir anı seçmek zor oluyor. Son 10 yıla ait anılarımın çoğu diziyle ilgili (gülüyor). Sanırım en keyif aldıklarımdan biri, hayranlarla buluştuğumuz zamanlardı. Madison Square Garden’da bir prömiyer düzenlemiştik. Çocukluğumdan beri görmediğim kuzenlerim bile oradaydı. Çok güzeldi. Güney Kore’de düzenlenen bir panele gitmiştim konuşmacı olarak. Orada hayranlarla buluştuk ve uzaktan akrabalarımla (gülüyor). Korece anlıyorum ama çok iyi konuşamıyorum artık. Dil bariyerine rağmen muhteşem bir tecrübeydi. Oğlum bu dizi esnasında doğdu. O kadar çok anıyla iç içe geçti ki bu dizi benim için. Dizi ekibiyle oluşturduğumuz aile, hayranların desteği… Hepsi muhteşem. 

Angela, 10. sezona ek olarak altı bölüm daha çekeceğinizi açıkladınız. Ön prodüksiyon sürecindesiniz. Ekstra bölümlerle ilgili neler söyleyebilirsiniz? 

Arkamızda bıraktığımız bazı muammalara yönelik bölümler olacak bunlar. Maggie demir maskeli bir adamla çıkageldi, bu ne demek oluyor, gibi. 16. bölümün sonunda tanıştığımız bir grup insan var, bu kişilerle ilgili göstermek istediğimiz şeyler var. Aslında bu bölümleri  pandemi nedeniyle düşündük çünkü normalde sezonların ilk bölümlerinde kalabalık sahneler çekeriz. Karakterlerin hepsi oradadır, binlerce zombi bir aradadır. Böyle bir zamanda bu sahneleri çekmenin sorumsuzluk olacağını düşündük. Stüdyo bizden karakterleri ve hikâyeleri işleyeceğimiz bölümler istedi, Tabii Walking Dead ruhuna uygun bölümler olacak bunlar da. Bizim için yaratıcılık anlamında çok iyi bir tecrübe oldu. Karakterlere derinlemesine değineceğiz. Ters köşeler, şaşırtmacalar olacak. Korku dolu anlar, gözyaşlarınızı tutamayacağınız sahneler olacak. İçinde bulunduğumuz dönemde güvenli bir şekilde ne çekebiliriz gibi pragmatik bir düşüncenin sonunda ortaya çıktı bu altı bölüm. Ama hepsi 11. sezon için planladığımız hikâyeye hizmet edecek. 

“İnsanlar hikâyenin büyük parçalarının çözüme ulaştığını görecekler.  Tahmin edemeyeceğiniz şeyler oluyor.”

10. sezonun finali yani 16. bölümle ilgili neler söyleyebilirsiniz? Memnun musunuz ortaya çıkan işten?

Lauren: Ben çok memnunum (gülüyor). Çok tatmin edici bir bölüm. İnsanlar hikâyenin büyük parçalarının çözüme ulaştığını görecekler. Aynı zamanda önemli şeylerin de seyirciyle tanıştırıldığı bir bölüm olacak. Bizi hikâyenin bir sonraki bölümüne taşıyacak duygusal bir tecrübe. Tahmin edemeyeceğiniz şeyler oluyor. 

Angela: Bence bu bölüm üzerinde çalışan herkes inanılmaz bir iş çıkardı. Oyuncularımıza ve ekibimize o kadar güveniyoruz ki… Prodüksiyon açısından epey zorlu bir yoldu. Postprodüksiyonu pandemi nedeniyle tamamlayamadığımız için ertelendi. Avrupa’dan bile çalışan bir ekibimiz vardı bu süreçte. O kadar çok insanın emeği var ki bu projede, bu bölümde özellikle. Umarım dizinin hayranları için de tatmin edici bir bölüm olur. Bu kadar aydan sonra tekrar izleyicilerle buluşabilmemiz heyecan verici!

Angela, 10 sezon, onlarca bölüm. Bu sürede birçok şey izledik ve daha fazlasını istiyoruz. Hikâyeyi bu kadar taze ve ilgi çekici tutmayı nasıl başarıyorsunuz?

Çizgi romanların büyük bir hayranı olarak bu dünyanın içine o kadar çekilmiştim ki… Dizi tabii ki zombilerle de ilgili ama hikâyenin kalbinde, hayatta kalma mücadelesi veren karakterler var. İnsanlar çok ilginç varlıklar ve size anlatabileceğiniz birçok hikâye sunuyorlar. Farklı insanlar var ve kıyametin kıyısında dolaşıyorlar, yeni bir şey inşa etmeye çalışıyorlar. Bu bize çok malzeme sunuyor. Çizgi romanların yazarı Robert Kirkman’a da çok şey borçluyuz, inanılmaz bir dünya yaratmış çünkü. İnsan olma durumunu fazlasıyla düşünüyoruz, felsefe düşünüyoruz, psikoloji düşünüyoruz. Devam etmek ne demek, hayatta kalmak ne demek, bunu işliyoruz. Umut verici bir hikâye aslında. Hepimizin içinde devam etmemizi sağlayan bir şeyler var. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bu da bize sonsuz hikâye sunuyor. 

Lauren, 9. sezonda diziden ayrıldınız ama dönüşünüz için bir açık kapı bırakılmıştı. Siz de bir gün diziye dönmek istiyor muydunuz?

Evet, diziden ayrıldım, sonra başka bir dizide rol almaya başladım. Döneceğimi biliyordum ama ne zaman ve ne şekilde, onu bilmiyordum. Şimdi döndüğüm için çok mutluyum tabii ki. 

Angela, diziyi neden 11. sezonla bitiriyorsunuz. Bu kararı nasıl aldınız?

Dizinin bitme kararının alınmasında birçok faktör geçerli tabii. Uzun zamandır yaratıcı bir sürecin içindeydik. Diziyi de tatmin edici ve saygılı bir şekilde bitirebilmek en büyük önceliğimiz. Kalan zamanda ne kadar etkili hikayeler anlatabiliriz, ona odaklanıyoruz. Önümüzde çok hikâye var, ilerleyen hikâyelerimiz var. Bunu düşünüyor ve bunun için heyecanlanıyoruz. Lauren Cohan

Fulya Turhan

2011’de Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nden mezun oldu. 2014 yılında, lisans tezi olan çalışması “Sherlock Holmes & Peder Brown, Rasyonalite ve İnancın Çatışması” ismiyle yayımlandı. Özellikle polisiye edebiyat alanındaki çalışmalarına ağırlık veren Fulya Turhan, Episode ve 221B editörlerindendir. Türkiye’de sayılı Sherlock Holmes uzmanlarından biridir.

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir