Serdar Gözelekli: “Afili Aşk’ta oyuncularla omuz omuza bir bağ kurduk”

 Serdar Gözelekli: “Afili Aşk’ta oyuncularla omuz omuza bir bağ kurduk”

[highlight]Episode’un 16. sayısında pek çok değerli konuğumuz vardı. Bunlardan biri de Bizim Hikaye ve Afili Aşk dizileriyle beğeni toplayan genç yönetmen Serdar Gözelekli’ydi. Serdar Gözelekli’yle Afili Aşk‘ı ve gelecek projelerini konuştuğumuz röportaj şimdi internet sitemizde de yerini alıyor![/highlight]

Geçtiğimiz dönemin en koşulan işlerinden Bizim Hikaye’den sonra bu yazın en çok konuşulan ve yüksek reytinglerle sezonda da yoluna devam edeceği görülen, Çağlar Ertuğrul ve Burcu Özberk’in başrollerinde yer aldığı Afili Aşk’ı yönetiyor Serdar Gözelekli. Deneyimli yönetmenle hem Afili Aşk‘ı hem de bundan sonraki projelerini konuştuk.

Afili Aşk, yaz döneminde yayına girdi ve yüksek reytinglerle yoluna devam ediyor. Sizin için nasıl başladı proje, tasarım aşamasından itibaren projenin içinde miydiniz?  

Afili Aşk haziran ayında seyirciyle buluştu. Yapımevi olan ARC Film’le mart ayında çalışmaya başladım. Başladığımda Barış Erdoğan ve İlker Arslan’ın kaleme aldığı ilk bölüm yazılmıştı. Senaryonun enerjisi ve sıcaklığı beni etkiledi ve projeye büyük bir heyecanla dahil oldum. Şu anda aynı heyecanla 15. bölümü çekiyorum.

“İşin matematiği doğru duyguyu doğru anlarda çıkartmak. Reji, ekip ve oyuncular aynı pencereden baktığı zaman bir sahnenin eksik  ya da duygusuz olması mümkün değil.”

Dizinin castı oluşturulurken sizin de müdahaleniz, önerileriniz ve katkınız oldu mu?

Cast direktörümüz Tuncay Altunoğlu. Onun sayesinde verimli bir cast süreci geçirdik. Yapımcımız Fatih Enes Ömeroğlu, projenin bütün sürecini titizlikle takip etti ve yönetti. Cast oluşturulurken kararları beraber aldık. Fatih Bey, reji ve senaryo geçmişi olan bir yapımcı. Karakterlere en uygun olabileceğini düşündüğümüz oyuncularla görüştük. Cast seçiminde hep aynı fikirdeydik ve beraber karar aldık.

İzleyenlerin çoğu “klasik bir hikaye ama çok tatlı ve sıcak anlatılıyor, karakterler sevimli” yorumu yapıyor diziyle ilgili. Evet, bildiğimiz bir konu, peki, sizce seyirciyi bu kadar yakalamasının nedeni ne?

Bunda birkaç noktanın önemi var. Başrollerimiz, Çağlar Ertuğrul ve Burcu Özberk’in kimyalarının tutması büyük bir etken. Karakterlere kattıkları ve performanslarının etkisi çok büyük. Bizi diğer işlerden ayıran önemli noktalardan biri ikisinin arasındaki bağın kuvvetli ve samimi olması. Önemli diğer bir nokta da bütün karakterlerin aynı samimiyetle ele alınması. Çok değerli oyuncularla çalışıyorum. Herkes aynı titizlikle, karakterlere inanarak ve severek canlandırıyor. Oyuncuların enerjileri sahnelere yansıyor ve seyirciyi yakalıyor. Bütün ekip pozitif enerjisini işlerine yansıtıyor. Bunun da seyirci tarafından fark edildiğini ve sevildiğini düşünüyorum.

Romantik komedi türü bir diziyi yönetmenin, diğer türlere göre farkları, avantaj ve dezavantajları nelerdir? Özellikle karakterlerin duygularını çıkartmak ve seyirciyi buralarda yakalamak için yönetmenlik açısından ne gibi farklılıklar içeriyor?

Diğer türlerden bir farkı yok diyebilirim. İşin matematiği doğru duyguyu doğru anlarda çıkartmak. Reji, ekip ve oyuncular aynı pencereden baktığı zaman bir sahnenin eksik  ya da duygusuz olması mümkün değil. Komedi çekmek benim için bağımlılık diyebilirim. Seyirci bölümden memnun ve eğlenmiş ayrılıyorsa daha da fazlasını vermek istiyorum. Aynı şey oyuncular için de geçerli, eğleniyorlarsa ve nihayetinde eğlendiriyorlarsa daha çok katmaya başlıyorlar.

“Çağlar ve Burcu daha önce dram ağırlıklı çalışmışlar. İkisinin de komedi yeteneği çok kuvvetli. ‘Afili Aşk’ bu konuda çok şanslı. Sahnelerin provaları ve kayıtları eğlenceli geçiyor çünkü sürekli birbirimizin sınırlarını zorluyoruz.”

Afili Aşk’ta ağırlıklı olarak çok genç oyuncularla çalışıyorsunuz. Oyuncularla nasıl bir diyalogunuz ve çalışma biçiminiz var? 

Birçok yaşta sayısız oyuncuyla çalıştım. Bir yöntemim var diyemem, iletişimi doğru kurduğumu düşünüyorum. Kolektif bir iş yapıyoruz, herkesin aynı bilinç ve rahatlıkla işini yapmasını sağlamak bana yetiyor diyebilirim. Zamanı her insan gibi değerli bir adamım. Hassas noktalarımdan biri budur. Afili Aşk‘ta oyuncularla omuz omuza bir bağ kurduk. Sahne provalarında hepsi kendilerinden önemli parçalar, değerli duygular koyuyorlar. Bu durum karşılıklı olunca da seyircinin içine girdiği değerli bir iş ortaya çıkıyor.

Kerem ve Ayşe, bu yazın en sıcak, sevilen ve yakından takip edilen çifti oldu. Çağlar Ertuğrul ve Burcu Özberk de karakterlerini çok iyi canlandırıyorlar. Sizin yorumlarınız neler olur iki oyuncunuzla ilgili?

İkisi de çok başarılılar. Onlarla çalışmak benim için artı bir keyif. Çağlar ve Burcu daha önce dram ağırlıklı çalışmışlar. İkisinin de komedi yeteneği çok kuvvetli. Afili Aşk bu konuda çok şanslı. Sahnelerin provaları ve kayıtları eğlenceli geçiyor çünkü sürekli birbirimizin sınırlarını zorluyoruz. Onlarla çalışmak çok keyifli. Birbirimizi iyi dinlediğimizi ve anladığımızı düşünüyorum. Dediğim gibi komedi bir bağımlılık, onlar da her sahnede kendilerinden kattıklarıyla bunu bana hatırlatıyorlar.

Uzun dakikalar ve belki politik atmosfer nedeniyle komedi dizileri artık çok fazla yer bulamıyor yerli ekranda. Sektörün içinden deneyimli bir isim olarak önümüzdeki dönemde TV kanallarında komedi türünde sadece romantik komediyi mi göreceğiz sizce? 

Ben işleri yaz ya da sezon işi olarak ayırmıyorum. İşin içeriği doluysa uzun ya da kısa, politik ya da saf komedi olması önemsiz kalıyor. Seyircinin kalbine dokunan ve empati kurduran her iş karşılığını buluyor.

Sinema filmleri de yönettiniz. Dizi yönetirken aklınızı ve görünüzü nasıl çalıştırıyorsunuz, film yönetirken nasıl çalışıyorsunuz? Kişisel tercihleriniz, dikkat ettikleriniz nedir?

4 sinema ve 1 tane de TV filmim var. Afili Aşk‘tan önce Bizim Hikaye ve Gülümse Yeter dizilerini çektim. Sinema ve dizi arasındaki büyük fark, zaman. Diziyi belirli bir süre içinde yetiştirmeniz gerekiyor. Sinemada bu süre daha fazla. Bu nokta dışında seyirciye anlatmak ve hissettirmek istedikleriniz aynı. İkisinde de bağı kurmak ve korumak önemli. Sinema ya da dizinin bendeki rejisel karşılığı aynı diyebilirim.

Romantik komedi türüyle daha öncesinde ilgili miydiniz, bu türde yerli ve yabancı hangi dizi/filmleri başarılı buluyorsunuz bir yönetmen olarak? 

Pretty Woman diye cevaplayıp konuyu kapatayım. (Gülüyor)

Bir izleyici ve yönetmen olarak özel olarak ilgi duyduğunuz bir janr/tür var mı?

Komediye bağımlı olsam da bilimkurgu ve gerilim janraları uzmanlık alanım diyebilirim. Hem izleyici hem de yönetmen olarak bu iki türün sürekli takipçisiyim. Son olarak David Fincher’ın Mindhunter dizisini izledim. Tavsiyemdir.

Önümüzdeki yıllarda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz ya da hayalini kurduğunuz dizi ya da sinema projeleri var mı? 

Alican Ökmen ile kendi hikâyem olan bir mini dizi yazıyorum. Bilimkurgu-drama diyebilirim. Bunun dışında iki senedir üzerine çalıştığım ve önümüzdeki yaz çekmeyi düşündüğüm bir sinema filmim var. Yönetmen ve hocam Tunç Okan’ın bana sürekli söylediği bir cümleyle bitireyim: “Sinema bir macera Serdar!” Evet, doğru. Benim için dizi ya da uzun metraj, çok keyif aldığım bir macera.

 

Episode Dergi’nin 16. sayısında yayınlanmıştır. 

Özlem Özdemir

1984 doğumlu. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu, aynı bölümde yüksek lisans yaparken eğitim yayıncılığı alanında çalışmaya başladı, iki yıl sonra kültür yayıncılığı alanına geçti. Bilim ve Gelecek dergisinde Yazı İşleri Müdürü, Esen Kitap'ta Genel Yayın Yönetmeni olarak çalıştı. SoL gazetesinin bilim eki BilimsoL'a ve kitap ekine katkı sundu. Mylos Yayın Grubu'nun kurucularından. Episode ve 221B'nin yayın yönetmeni.

Related post

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir