Game of Thrones: Final Sezonunun İkinci Bölümüne Dair…
[highlight]Tüm zamanların en popüler, hakkında en çok konuşulan dizilerinden Game of Thrones, hızla ilerliyor. Bu pazar üçüncü bölümde sıra. Ona geçmeden ikinci bölümün ayrıntılı bir değerlendirmesi geliyor. Buyurunuz…[/highlight]
Game of Thrones, bugüne kadar çekilmiş en yüksek bütçeli, hakkında en çok spekülasyon ve teori üretilen TV dizisi. Hal böyleyken final sezonunun her karesinin ne denli önemli olduğu aşikâr. 2011’den beri takip ettiğimiz Taht Oyunları macerasının sonuna doğru yaklaşırken, bölümlerin heyecanını sizlerle paylaşabilmek adına Fulya Turhan, Ezgi Özcan ve Koray Kaplıca’nın değerlendirmeleri her hafta sitemizde. Sıra, ikinci bölümde. Başlıyoruz…
Fulya: Sör Brienne of Tarth şerefine, A Knight of the Seven Kingdoms. Buyrun.
Ezgi: Brienne hepsinden çok hak ediyordu şövalyeliği.
Koray: Dizinin başlığını sonuna kadar hak etti bence de. Bir kadının şövalyeliği almasına da şahitlik etmiş olduk ilk kez. Tabii ki bunun kıyamet öncesi bir atmosferde gerçekleştiğini de eklemek lazım.
Fulya: Benim için de kesinlikle ikinci bölümdeki en önemli ve kaydadeğer olaylardandı.
Ezgi: Dizinin genel yayvan atmosferi üzerinden konuşmaya devam edersek; hakikaten de gergin bekleyişlerin öncesi hep böyle lakayt olur. Gereksiz espriler, niyeyse bir yaşam coşkusu hali… O bakımdan çok gerçek bir bölümdü bence.
Fulya: Eee tabii ki… Night King yolda, kim ölür, kim kalır belli değil. Zaten bu savaştan sağ çıkanları Cersei cephesi bekliyor, en azından şu an için.
Ezgi: En çok dikkatimi çeken şeylerden biri, bu atmosferin havasını bozmamak için kesinlikle diğer evrenlere sahne kesmiyorlar. Seyircinin de sadece ve sadece Winterfell’de ölüm kalım mücadelesi vermesini istiyorlar anladığım kadarıyla. Aha da bu tehlike yaklaşıyor deme zahmetine bile girmediler. Tehlike kimin üzerine geliyorsa siz de mevzuyu, duyguyu buradan alın, sadece burada kalın diyor senaristler.
Koray: Önceki bölüm merhabaların, bu bölüm elvedaların bölümü gibiydi ama yine de ilk sahne biraz ilginç geldi bana.
Fulya: Jamie Lannister sahnesi değil mi? Golden Lion…
Koray: Jamie’ye hesap sorulduğu sahne, evet. Genel bölüm havası içinde çok oturtamadım ama sonraki bölümlerle bir bağlantısı mı olacak acaba diye düşündürdü. Jamie’nin Kingslayer lakabı almasına neden olan olay herkes için açık sonuçta, Dany için bile.
Ezgi: İnsanın Dany’ye “Eee senin de baban delinin tekiydi, insanları yakıyordu. Adam boşuna saplamadı o kılıcı,” diyesi geliyor her seferinde. Babanın manyak olduğunu bilmiyor musun değerli arkadaşım? Hâlâ neyin tatavası?
Koray: Eski sezonlarda bir sahnede babasının neler yaptığıyla ilgili Tyrion’la konuşması var diye hatırlıyorum ama vedaların ve lakayt davranışların olduğu bir bölümde özellikle gösterilmesi, sonrası için bazı fan teorilerine umut verdi. Bran’ın gördüğü imajlardan biri Mad King’e ait olduğundan acaba bir bağlantı mı geliyor sorusunu akla getirdi.
Fulya: Mad King’in duyduğu sesler Bran’a aitmiş aslında, o yüzden delirmiş. Bu teoriden bahsediyorsun değil mi?
Koray: Evet, Aerys Targaryen’i aslında Bran’ın çıldırttığı yönündeki teori.
Ezgi: Öyleyse Bran o zamanlardan beri vicdan azabıymış desenize…
Koray: Bir de tabii aynı Jamie sahnesinde Tyrion’un irtifa kaybını Dany gözünden de gördük.
Fulya: Tyrion’un Night King’e karşı savaşta büyük bir rolü olacağını düşünüyorum. Zaten bu iki bölümde her şeyi önümüzdeki savaşa hazırlık olarak planlamışlar. Tyrion’un bu kadar irtifa kaybetmesinin de bir nedeni olacaktır diye düşünüyorum. Son sahnede surların arasında uzaklaşan görüntüsü de bunu kodluyordu bence.
Koray: Hemen buna atlayayım ki senin tezine destek olsun: Bu bölümde Tyrion ve Bran konuştu ama biz bilmiyoruz ne konuştuklarını. O görüp de bilmediğimiz kısmın önümüzdeki bölümde bir yere bağlanacağı açık bence. Yine de Tyrion bana önümüzdeki bölümde ölme ihtimali en yüksek karakterlerden biri gibi geliyor. Umarım yanılırım.
Ezgi: Bence de… Bran orada Tyrion’a savaştaki elzem rolüyle ilgili birtakım tebliğlerde bulundu muhtemelen. Zaten bu evrenin kâhini kendisi… Bu evrenin bütün hafızası gibi bir rolü olduğu da ayrıca açıklandı savaş öncesi konsey konuşmalarında. Savaş sahnelerinin arasına serpiştirilmiş görüler, bazı şeylerin gidişatını değiştirebilir. Çünkü genellikle bu tarz motif kullanımlarında şöyle bir formül uygulanıyor; beklenmedik aksiyonlar ya da doğaçlamalar sonucu, gelecek görüleri değişiyor kâhin karakterlerin.
Koray: Bran ve Night King bağlantısıyla ilgili önemli bir ifşa oldu bu bölümde ama bu ifşa, biraz beklentilere nazaran hayal kırıklığına uğrattı gibi. Dünyanın hafızası olduğundan dolayı Bran’ı hedef alması… Sonsuz geceyi getirmek istemesi… Bu belki önümüzdeki bölümde daha iyi kurulacak, bilemeyiz. Lakin kaç sezondur teori kasan birçok hayran için fazla basit kaçtığını düşünüyorum.
Fulya: Bran, Night King’i beklemek üzere Weirwood ağacının orada olacak. Yanında da Theon. Ordunun geri kalanı uzakta bekleyecek. Böylece Night King’i haklayabilecekler… Bana pek uygulanabilir ve inandırıcı gelmedi bu strateji açıkçası.
Koray: Savaş için hazırlıklar konusunda açıkçası ben de ne yapmaya çalışıldığını kavrayamadım. Kadın ve çocukların ölülerin bulunduğu mahzenlere götürüleceği ve bunun sürekli vurgulanması, bana umarım biri bir sürpriz düşünüyordur dedirtti. Ölüler ordusuyla savaşırken en güçsüz diye düşünülenleri ölülerin yanına göndermek, biraz bile bile lades demek gibi. Umuyorum ki senaristler bir sağ gösterip sol vurma planlaması yapıyorlardır.
Ezgi: Fragman, ne kadar yol gösterici olur bilemiyorum ama kutsal ağacın olduğu yerle savaş meydanı arasındaki iki ayrı aksa işaret etti. Sanırım Bran’in Night King’le olan buluşmasına tanık olacağız gelecek bölüm. Oraya gelecek, gelmeyecek gibi boş bir gerginlik ya da beklenti olmayacak.
Fulya: Şöyle bir teori de var tabii bununla ilgili: Children of the Forest’ın bir adamı (çok büyük ihtimalle Night King’e dönüşecek kişi) Weirwood ağacına bağlayıp kalbine Dragon Glass yapımı bir hançer sapladığını görmüştük. Bran, Night King’i tüm olayların başladığı yere çekerek onu yok etmeyi planlıyor belki de. Yine de dediğim gibi savaş stratejileri konusunda pek tatmin etmedi bu bölüm beni. Peki son bölümün en çok hayal kırıklığı yaratan sahnesi? Benim için Arya ve Gendry birlikteliği, hiç şüphesiz.
Ezgi: O hisse hayal kırıklığı mı denir bilemedim tam olarak ama sevişme sahnelerine niyeyse bakamadım. Hatta refleks olarak “Arya’yı oynayan oyuncunun yaşı kaçtı ya?” diye düşünerek Google’a bakma ihtiyacı hissettim. Gözümüzde hâlâ küçük bir çocuk, o yüzden herhalde. Kızın gözümün önünde ilk cinsel deneyimini yaşıyormuş gibi saçma sapan bir durum oldu…
Koray: Aslında beni o kadar şoke etmedi çünkü yakın zamanda yaşlarına bakmıştım. Buna ek olarak, daha ilk sezonlarda Gendry ile ilk buluştuklarında ileride böyle bir şey olacağını düşünüyordum biraz. Zaten Arya masumiyetini aşamalı bir şekilde tüketmişti, özellikle Walder Frey başta olmak üzere listesini yavaş yavaş bitirirken. Ben aslında bu kadar ruhsuz bir sevişme sahnesi beklemiyordum. Arya’nın “Acaba ben erkeklerden hoşlanıyor muyum?” sorusuna cevap bulabilmek için giriştiği bir macera gibiydi.
Ezgi: Masumiyetinden ziyade, kız ölüm makinesine dönüşünce bütün hormonal ve cinsel bağlamını kaybetmiş bende galiba Arya. Ama katılıyorum, sanırım sevişme sahnesinin ruhsuzluğu bizi biraz konudan kopardı.
Fulya: Flört sahnesi çok yapaydı, keza sevişme sahnesi de. Arya’nın motivasyonu da yine bir nebze anlaşılabilirdi; “Ölmeden önce tatmak istiyorum bu hissi,” dedi ama senaristlerin motivasyonuna bakmak lazım aslında. Game of Thrones‘un ilk bölümünde Robert Baratheon Ned Stark’a şöyle demişti: “Benim bir oğlum var, senin de bir kızın. Hanelerimizi birleştireceğiz.” Robert Baratheon o zaman Joffrey ve Sansa’dan bahsediyordu tabii ama aslında öz oğlu Genry. Senaristler, bunu gerçekleştirmek istediler belki de ama neden bu kadar ruhsuz çektiler bu sahneyi anlayamıyorum. İsteyince sıcak ve samimi sahneler çıkarabiliyorlar çünkü, herkesin şömine başında toplandığı sahne gibi.
Koray: Flört demeye dilimizin varmayacağı o kısımda Arya da hiç tanımadığımız biri gibi davrandı zaten. Dizi sonrası bazı yorumlarda insanlar acaba Arya öldü de Braavos’tan birileri Arya kılığına mı girdi diye teoriler üretmişler.
Ezgi: Bu arada Arya demişken; Gendry’ye sorduğu soru ve sonrasında kendi verdiği cevap bayağı ilgi çekiciydi bence. “Karşındakiler canlı değil, ölü olacak,” dedi Gendry, Arya da ölümün bir de bu yüzüyle karşılaşmak için çok heyecanlandığını söyledi. Acaba Arya’nın Braavos’ta öğrendikleri başka yöntemlerin ya da gelişmelerin kapısını mı açacak bu savaşta?
Fulya: Ben kesinlikle öyle olacağını düşünüyorum. Arya, istemeyerek de olsa hayatı boyunca savaşmak ve öldürmek için hazırlandı. Zaten Gendry’den özel bir silah istemesi de bunun işaretiydi.
Koray: Arya konusunu kapatmadan; dizi sonrası tartışmalarda genel sezon fragmanında Arya’nın mahzenlerde öcü görmüş gibi kaçması çok vurgulanmış. Önümüzdeki bölümde kesin olarak Arya temelli bir parça izleyeceğiz gibi.
Fulya: Mahzen demişken; Jon da sonunda Dany’e gerçeği söyledi. Keşke savaştan önce söylemeseydi. Dany’nin de aklına düşen ilk soru, Jon’un tahtta söz sahibi olacağı. Başka bir gariplik yok çünkü konuşmaları gereken.
Ezgi: Hayır, o dayısının yeğeni assslaa pragmatik olamıyor, sıfır esneklik. Oğlan dayıya… Dany’yi omuzlarından sarsıp “Gerçekten bütün mesele bu mu şu an?” demek istedim. Tatlım yeğenine aşık oldun ve onunla yattın… Farkında mısın?
Koray: Dany’nin her şeyi alıp kaçacakmış gibi bir bakışı vardı Jon’a. Sürekli tuzağa mı düşürülüyorum hissi var Dany’de. Targaryenlerde mezhep geniş. Hala-yeğen ilişkisi belki de en olabileceklerden…
Fulya: İşte ondan bahsediyorum. Son sahnede savaş borusu öttükten sonra bakıştılar ya bir de. Dedim Dany, Dragon’u almaya gitti, Jon’u duman edecek. Targaryenlerde ensest ilişki yaygın, evet. Pure blood meselesinden mütevellit.
Ezgi: Evet hanelerinde yaygın ama Dany bu ortam içinde çok bir hayat sürmedi neticede diye sosyolojik bağlamını da kurayım…
Koray: Bu bölümde bir de Sansa-Dany sohbeti var, oldukça gergin biten. Ne söyleyebilir ki, Dany’nin güç talebi yine başroldeydi.
Ezgi: Sansa’nın uyanıklığını aşırı takdir ediyorum. Çünkü Dany gerçekten tehlike alarmı çaldırıyor. Ölüm kalım savaşına girse de sonrasını düşündürüyor yani insana. Sansa’nın yerinde olsam ben de öyle davranırdım. “Elimi tutsan da Kuzey çocuğu bunu yemez,” diyor. North Remembers!
Koray: Şu Theon ve Sansa’nın neden bu kadar samimi olduklarını konuşmak lazım bence. En beklenmeyen şeylerden biriydi benim için.
Fulya: Ne olur bir de Theon ve Sansa çıkmasın.
Koray: Bir de favori sahnem Thormund ve Tyrionların şarap grubu.
Ezgi: Thormund kaleye girer girmez “İri kadın nerde?” diye sorduğu an kahkakayı bastım.
Fulya: Tormund ve dev hikâyesi. İlla Brienne’e kur yapacak. Sıcak bir sahneydi gerçekten. Ve Tyrion’un dediği gibi oradaki insanların çoğu bir zamanlar Starklara karşı savaşıyordu. Şimdi de onların kalesini koruyorlar.
Koray: O sahne bu bölümün özeti gibiydi bence. Zaten Brienne de o sahnede şövalyelik aldı. Podrick çok anlamlı bir şarkı söyledi; Duncan Targaryen ve halktan Jenny adlı bir kadının aşkını konu alan. Şarkıda Duncan Targaryen tacından feragat ediyordu aşkı için. Jon mu yapacak Dany mi yapacak bunu?
Ezgi: Aaa ben dikkat etmemiştim hiç şarkıya. Hoş bir ayrıntı oldu şu an benim için…
Fulya: Evet Podrick’in de hatunları etkisine almasının bir yöntemini daha öğrenmiş olduk. Garip bir sahneydi ya. Tyrion biraz daha oturalım diyor, Davos ateşin önünde ısınıyor. Çok merak ediyorum, içlerinden kaçını kaybedeceğiz önümüzdeki bölümlerde.
Koray: Bu bölüm için en fazla konuşulan şeylerden biri, Azor Ahai’nin (*) kim olacağı üzerine üretilen teoriler. Samwell Tarly kılıcı Jorah Mormont’a verdi ve bu nedenle de Jorah’ın sevdiği birini öldürerek ölüler ordusuyla savaşın kaderini değiştireceği yazılıp çiziliyor.
Fulya: Dany’yi mi öldürecek yoksa? Gerçi Azor Ahai Jon ise eğer, o da Dany’yi öldürecek, sevdiği bir kişi olarak. Samwell’in verdiği kılıca Lightbringer mı diyorlar yani. Bilmiyorum, Jorah çok mantıklı gelmiyor bana. Hiç bu yönde inşa ettikleri bir karakter de değil.
Koray: Sahnenin zamanlaması çok manidar. Ben başından beri eğer efsane bu savaşta gerçekleşecekse bunun Dany’yi öldüren Jon olacağını düşünenlerdenim. Sonraki bölüm ortalıkta dolaşan fan teorilerinin çoğunun elendiği bir bölüm olacak ama bence. Çok net şeyler öğreneceğiz diye düşünüyorum…
(*) Azor Ahai, Aegon’nun Karaya Çıkışı’ndan yaklaşık 8 bin yıl önce yaşamış efsanevi bir kahramandır. Uzun Gece’nin ortasında Ötekiler’i yendiği kılıcı Işık Getiren’i kullandığı söylenir. Melisandre’nin kehanetine göre, uzun yazın ardından Azor Ahai duman ve tuzun ortasında yeniden doğacak ve R’hllor’un düşmanı adı anılmayan Diğer Büyük’e karşı Işık Getiren’i kullanacaktır.