Liane Moriarty’nin aynı adlı romanından uyarlanan Prime Video’nun iddialı yapımı Nine Perfect Strangers, ikinci sezonuyla izleyiciyi Avusturya’da lüks bir wellness merkezinin duvarları ardına hapsolmuş sırların, acıların ve dönüşümün içine davet ediyor.
“Sizi biraz terletebiliriz, ama bu sadece toksinlerin çıkması için…” Bu cümleyi duyduğunuz anda kaçmanız gerekebilir. Ama Nine Perfect Strangers evrenindeyseniz, çok geç: Şimdiden ruhsal detoksun, mikrodozlu travmaların ve mandala eşliğinde sinir krizlerinin tam ortasındasınız.
Lüks bir wellness merkezinde bir araya gelen dokuz yabancı, ruhlarını temizlemeye geldiklerini sanırken aslında hayatlarının en tuhaf, en absürt içsel yolculuğuna çıkıyorlar. Nicole Kidman’ın hipnotik Masha karakteri öncülüğünde, spirulina çorbası ile psikedelik terapi arasında gidip gelen bu insanlar, ikinci sezonda da ‘aydınlanmaya’ devam ediyor.
Biz de bu ruhsal spa seansını biraz kurcalamak için yeni sezonda yer alan beş oyunu, Henry Golding, Christine Baranski, Aras Aydın, Mark Strong ve Lena Olin ile sohbet ettik. Masaj masasına yatmadan önce karakterlerine nasıl hazırlandıklarını, setteki çılgın anları ve kendi iç dünyalarında neler olup bittiğini sorduk.
Henry Golding ve Mark Strong röportajını okumak için buraya tıklayın.
Christine Baranski & Aras Aydın röportajını okumak için buraya tıklayın.
Lena Olin Röportajını okumak için buraya tıklayın.

