Yönetmen Ilya Naishuller ile ustası olduğu aksiyon sineması, oyuncuların arasındaki arkadaşlığı test etmesi ve Heads of State’in harika müzikleri hakkında konuştuk. Amazon MGM Studios’un taptaze aksiyon-komedisi, bu türü sevenlerin kısa sürede benimseyeceği sahici bir dinamiğe sahip.
Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum. Gerçekten harika bir filmdi. Bunun için teşekkür ederim. 80’ler ve 90’lar aksiyon komedilerini onurlandırmak istediniz. Bu nostaljik stili modern aksiyonla karıştırmanın en zor kısmı neydi?
Ilya Naishuller: Bunun tek bir özel kısmı olduğunu düşünmüyorum. Bence sadece aksiyona veya komediye çok fazla girmediğinizden ve dengeyi sağladığınızdan emin olmanız gerekiyor. Filmi kafanızda tekrar tekrar izlemeniz ve sadece düşünmeniz gerekiyor. Bir nevi o ip üstünde yürüyorsunuz ve ne yaptıklarını bilen ve orada olmak isteyen harika bir oyuncu kadronuz olduğunu biliyorsunuz. Bunu çok daha kolay hale getiriyor. Her şakanın birkaç versiyonunu yaptık, daha uzun, daha kısa, belki eski bir şaka. Ve montajı yaparken neyin en çok vurduğunu hissediyorsunuz. Daha önce hiç filmlerden şaka kesmek zorunda kalmamıştım.
Gerçekten mi?
Ilya Naishuller: Çünkü çok fazlaydı. Belirli bir noktamız vardı, üç tane üst üste gibi. En iyisini seçiyorsun. Onu tutuyorsun ve bu yeterli oluyor çünkü diğer filmlerim komedi gibiydi, biraz daha hafifti. Burada seni güldürmeye çalışıyoruz, bu yüzden test gösterimleri yapmak ve neyin gerçekten işe yarayıp neyin yaramadığını görmek harikaydı. Ayrıca John ve Idris’i unutmamak lazım. Kes demezsem devam edecek kapasitede oyuncular.
Idris Elba, doğaçlama yeteneğini hafife alıyor, John Cena dersen 25 yıldır sahnede. Evet, güreş tiyatrodur, aksiyon tiyatrosu, ama tiyatrodur. Yani John ne kadar iyi olduğunu biliyor. Idris dramatik bir aktör olarak harika, ama bence ne kadar komik olabileceğini gerçekten hafife alıyor.
John Cena ve Idris Elba arasındaki kimya filmin anahtarı gibi. Bir yönetmen olarak nefretten dostluğa giden yolculuklarını nasıl inşa ettiniz?
Ilya Naishuller: Küçük bir grafiğim vardı, çok erken yaptığım küçük bir hile kodu. Ama doğal kimyaları da var çünkü Suicide Squad filminde daha önce birlikte çalışmışlardı. O dönemde bu ikiliye bir film yapmaya karar vermiştik. Birbirine gerçekten saygı duyan, birbirinin başarılı olmasını isteyen iki yıldızımız var.
Ilya Naishuller: “Aksiyon her zaman karakterlere hizmet eder ve yanlış yapmazsınız.”
O filmden sonra dost mu olmuşlardı peki? Tamam çok iyi oyuncular ama sanki başka bir yakınlık var.
Ilya Naishuller: Sana kısa bir hikâye anlatayım. İlk çekim gününden bir gün önce John karısı ile bana kahvaltıya gelecekti, Idris’ de çağırdık. Sabah sekiz, sabah insanı değilim, sadece erken çalışma programına giriyorum, olması gerektiği gibi. Karım, Ilya, mimosa ister misin? diyor. Şimdi kokteyllerden hiçbir şey anlamıyorum. Bu yüzden, oh, portakal suyu olmalı, her neyse, diyorum. Alıyorum ve hemen sarhoş oluyorum. Yani bu ikisiyle ilk kez bir aradayım. İkisiyle de ayrı ayrı tanıştım ama eşlerinin orada olduğu ilk sefer bu. Çabucak sarhoş olduğum için hiç konuşmadım, sadece izledim. Ortadaki gerçek arkadaşlığın miktarını gözlemledim. Bunu her seferinde yapacağım artık, aktörleri alıp sarhoş olacağım ve sadece çenemi kapatıp onları izleyeceğim.
Düşününce harika bir teknikmiş. Siz aksiyon sahnelerinizle tanınıyorsun ama buradaki karakterler çok derin, sizin için aksiyon mu, karakterler mi önemliydi?
Ilya Naishuller: Bu filmin orijinal planı bir aksiyon gerilim filmiydi. Ve gemiye bindiler ve ikisi de eski askerdi. Ve ben de, hayır, onu eski bir film yıldızı yapalım dedim. Ve ne yaptığını bildiğini sanıyor ama bilmiyor. Bu çok daha ilginç. Tökezleyen karakterler görmek istiyorum. Başarısız oluyorlar, ayağa kalkıyorlar ve tekrar başlıyorlar. Bence bu sadece daha ilişkilendirilebilir olmakla kalmıyor, aynı zamanda insanların görmesi için iyi bir model. Vazgeçmeyen ve bir hedefi olan biri, özellikle de halkını önemseyen bir politikacıysa, bunda çok mantıklı, mantıklı ve bir bakıma güzel bir şey var. Yani önce karakterler, aksiyon her zaman karakterlere hizmet eder ve yanlış yapmazsınız.
Ve siz filmi aslında 90’ların “best buddy” filmlerine bir aşk mektubu olarak adlandırıyorsunuz. Bu kısım benim için gerçekten harika. Bu eski kafa eğlenceli film tadını geri getirmenizde sizin için en iyi kısım neydi?
Ilya Naishuller: Aslında çok basit. O filmleri düşündüğümde ve hepsini tekrar izlemeden önce, sadece hafızamdan, hissiyat nedir diye düşündüm. Hissiyat ve kullandığım terim sentetik olmayan sıcaklık. Çünkü günümüzde çok sayıda sıcak filmler yapılıyor. Ama bence çoğu sadece sayfada sıcak ama gerçekten sıcak hissettirmiyor. Oysa eski filmlere sadece tempoları, etkileşim biçimleri, mükemmel olmamaları nedeniyle bakıyorsunuz, gerçekçilik var. Ben hem bunu yapıp hissiyatı almak, hem de modern bir lensle çekeceğim dedim. Dedim. Sadece “oh, büyük yıldızlarımız ve büyük patlamalarımız var” demek yerine filmi o dönemdeki gibi eğlenceli hale getirdim.
Son olarak filmin müzikleri hakkında konuşmak istiyorum. Hepsi sizin zevkinize göre mi seçildi yoksa bunun için de bir ekibiniz var mıydı? Çok iyi seçimlerdi o yüzden soruyorum.
Ilya Naishuller: Hayır, tüm itibarı almak isterdim ama hayır. Tom Harrison Reed editörümüzdü. Oturup 300, 400 harika şarkı diledik ama sahneyi yansıtmıyordu. Sonra Bonnie Tyler’ı açtı ve ben de Total Eclipse of the Heart’ı seviyorum dedim, bence olağanüstü bir melodi. Sahnelerin üzerinden şarkıları dinledik ve yerleştirdik.
John Cena ve Priyanka Chopra Jonas röportajını okumak için buraya tıklayın.
